Yuzuklerin Efendisi / Turkiye LOTR / Turkey

karaburga göndermiş "LÜTFEN MAKALEMİ YAYINLAYIN. BU YAZI, SİNEMA SEKTÖRÜNDE OLAN BİRİ TARAFINDA HAZIRLANMIŞ, BİLİMSEL ÇALIŞMADIR. FİLMİ TEKNİK OLARAK YAKALAYAN BİRİNN YORUMLARINI YAYIMLAMAMAK SANIRIM TARAFSIZLIĞA TERS DÜŞECEKTİR!

YÜZÜKLERİN FİYASKOSU!

Yüzüklerin efendisi filmi, 400.000.000 $ a yakın bir bütçeyle çekildi. 1.000.000.000 $ gibi bir gelir elde etti. Öylesine büyük reklam yapıldı ki, galeyana gelmeye hazır olan halk koşa koşa izlemeye gitti. Film, reklamlarda muhteşem, mükemmel gibi sloganlarla anıldı. Dolayısıyla da halkta, farklı bir yorum yapamadı. Ve her izleyen muhteşem dedi. Ben filmi sinemada gösterildiğinde hiç merak etmedim. Kişisel olarak, bu tarz, salt efekt yapımı filmleri sevmiyorum. Geçen bir arkadaşımın isteği üzerine filmi izlemeye karar verdim. Bu sektörün içinde biri olarak, filmi teknik, kurgu yönünden de detaylı olarak inceledim. Şunu söyleyebilirim, hayatım boyunca, bu kadar hatalarla dolu bir film daha izlemedim. Filmi izlerken hataları not etmekten yoruldum. O nedenle bir çok hatayı not etmedim. Gördüğüm hataların bir kısmını buraya yazıyorum. Arzu eden, söylediğim kareleri, tek tek film üzerinde inceleyebilir. Bu konuda, bana da eleştiri yöneltmek

isteyen olursa, mail adresim, *************
Filmdeki isimleri net olarak hatırlayamıyorum. İsimlerde hatalar olabilir. Bunu filmi izleyenlerin anlayacağını umuyorum. Bazı karakterlerin adlarını hatırlamadığım için tarif edeceğim.
İşte hatalar:

1- filmin başı. Yüzüğü elinde bulunduran yaratık, o kadar kötü tasarlanmış ki, Cüneyt Arkın ın dünyayı kurtaran adam filmindeki karakterlere benziyor!
2- Baştaki savaş sahnesinde, sahne dağdan düşen yada atlayan yaratıklarla başlıyor. Warner bros un çizgi filmlerini anımsatıyor! Hemen sonraki karede, zırhlı askerler, üzerlerine saldıran düşmanı bekliyorlar, düşman gelince, en uzaktakinden başlıyor, ekrana yakın olana doğru, tam sırayla kılıçlarını sallıyorlar! Böyle savaş taktiği saçmalıktır. Binlerce asker, sayım yapar gibi, sırayla kılıç sallıyor!
3- Aynı savaştan sonra, yüzüğü elinde bulunduran yaratık, adamı öldürecekken, adam parmağını kesiyor. Yaratık dağılıyor. Parmağı yere düşüyor. Parmağından duman çıkıyor. Başka hiçbir şey yok! Zaten filmin geneline bir bakın, sayısız yaralanma, ölme, savaş sahnelerine rağmen, kafalar kopuyor ama neredeyse hiç denilecek ölçüde, kansız bir film!
4- Yüzük dereye düşüyor. Yani bulunması imkansızlaşıyor. Bu arada dış ses bize yüzüğün öyküsünü anlatıyor. Diyor ki; derken yüzük tesadüfen bulundu! Ama görüntüde bir el, gayet büyük bir bilinçle, yüzüğü dereden çıkarıp alıyor! Yani tesadüf falan değil. Herhalde filmin senaristlerinden ipucu almış 
5- Mağaradaki yaratık yüzükle 500 yıl geçirmiş, garip bir şekle bürünmüş. Lütfen o sahneyi dikkatle izleyin. Tamamen çizim. Su bile gerçek değil. Rahatsız edici!
6- Gandalf yüzüğü elinde bulunduran dostunun evine gidiyor. Çalışma odasına giriyor. Haritayı inelerken, girdiği odanın içinden dostu dışarı doğru geliyor. Nasıl oluyorsa dostu onu görmüyor. Gandalf arkasında beliriyor. Sürpriz oluyor bu. Dostu gandalfın yanına dönüyor. Gandalf yerine oturuyor. O ana kadar çalışma odası olan mekan, bir bakıyoruz mutfak!
7- Sonra şenlik yapılıyor. Harika havai fişek gösterileri yapılıyor. Ne gariptir ki, barutu böylesine iyi kullanmayı bilen bir toplum, bir dünya, ateşli silahı bilmiyor! Okla, yayla, kılıçla yapılıyor savaşlar!
8- Yine aynı şenlik alanında, henüz elektrikle tanışmamış olan bu topluluk, şenlik meydanını sayısız lambayla aydınlatmış! İsteyen açıp incelesin!
9- Gandalf çocuğu yüzük hakkında bilgilendirirken, öyle bir anlatımı var ki, yüzük hakkında her şeyi biliyor. Bundan öte, yüzükle ilgili bütün olayları, yerinde yaşamış casına anlatıyor. Hatta öyle ileri gidiyor ki, olaylar sırasında kimin ne söylediğini, kelimesi kelimesine biliyor! Acaba gandalf ajan mı diye düşünmeden edemedim!
10- Çocuklar, tarlada kaçarlarken düşüyorlar, bir tanesi, elini belinin altına atıyor, ve galiba bir şey kırıldı diyor, sonra çıkarıyor. Bir havuç. L şeklinde duruyor. Bu sahnede gülmemiz istenmiş sanırım, ama ben izlerken kınadım! Havuç kırılmış, ve L şeklinde kalmış. Milyonlarca insana, milyonlarca havuç kırdıralım. Bakalım 1 tanesi kırılınca filmdeki şekilde kalıyor mu! Havuç kırılınca, kırılan parça düşer, havuç sert bir sebzedir. Lütfen filmi açın ve havuç sahnesini bir görün, ne demek istediğimi o zaman daha iyi anlayacaksınız.
11- Gandalf, kötü büyücüyle kavga ettikten sonra, büyücü bunu yukarı fırlatıyor. Tam bu hızla uzaya gider diye düşünürken, nasıl oluyorsa, gandalf kendine geldiğinde, her nasılsa, bir kulenin üzerinde duruyor. Sırf etkileyici olsun diye bir kulenin tepesine çıkarılmış! Onu yok etmek isteyen kötü büyücü, nasıl olduysa bu kararından dönmüş, ve kulenin üstüne bırakıp, ne hali varsa görsün der gibi davranmış! Can düşmanı böyle bir şey yapar mı. Öldürür gider!
12- Karanlık süvariler çocukları sıkıştırdıklarında, frodo yere düşüyor. Frodo hızlı hızlı yüzüğü çıkarıyor, süvariler ağır ağır başlarını çeviriyorlar! Daha sonra süvarilerden biri, frodo nun yanına geliyor, frodo yüzüğü parmağına yaklaştırıyor. Bunu gören süvaride hiç tepki yok. Bizim gibi izliyor. Herhalde yüzüğü takmasını bekliyor. Belikli senaristler öyle emretmiş! E tabi frodo yüzüğü takıyor ve kurtuluyor! Böyle şey olurmu!
13- Yine aynı sahnenin devamı, yolgezer birden ortaya çıkıyor, ve karanlık süvarilerle kavga etmeye başlıyor. Yanılmıyorsam 6 kişi olan süvarileri dövüyor! Süvariler kaçmak zorunda kalıyor! E yolgezer tek başına süvarileri dövebiliyorsa, bu kadar stres yapmaya, korkup kaçmaya ne gerek varki! En fazla yanına 1 kişi daha alsa hepsini haşat eder!
14- Daha sonra frodo yaralanınca, peri gibi bir kadın, frodoyu atına aldığı gibi büyük bir hızla koşmaya başlıyor! yolgezer kadına diyorki, sakın durma. Arkana bakmadan koş. Gece yarısı başlayan bu müthiş tempolu koşu, ertesi gün öğle saatlerinde durmaksızın aynı tempoyla devam ediyor! Buradan şu sonucu çıkarabiliriz, oradaki atların yorulmak gibi bir özelliği yok!!! Gündüz kaçış sahnelerinde, ormandan birden, biraz evvel yolgezerin evire çevire dövdüğü süvariler, dayak yemekten bıkmamış olacaklar ki, ortaya çıkıyorlar. Ve kadınla frodoyu kovalamaya başlıyorlar. Tam bu sırada, üstten helikopterle öyle bir çekim yapılıyor ki, bunu size gerçekten tarif etmem güç, lütfen açın, izleyin, süvariler türk bayrağındaki gibi hilal şeklinde koşuyorlar, tam ortada, merkezde de kadının atı. Öylesine peryodik bir koşma sahnesi ki, amerikan uçak filosunun yaptığı gösterileri anımsatıyor!
15- Aynı kovalamaca durmaksızın müthiş bir heyecanla devam ederken, bir ırmak kenarına geliyorlar. Kadın suların içinden karşıya geçiyor. Süvariler geliyorlar. Ve ırmağın kıyısında duruyorlar. Kadın karşı kıyıda duruyor. Kadın niye duruyor! Yada süvariler burayı anlamak mümkün değil! Tam bu sırada, acaba karanlık süvariler, suya giremiyorlar mı diye düşünmeye başlıyor insan! Çünkü kadın karşı kıyıda duruyor, onlarda yerinde duruyorlar! Kadın büyü yapmaya başlıyor. Dua ediyor. Bu sırada süvariler hala bekliyorlar. Herhalde çok saygılı adamlar olacaklar ki, duayı bitirsin öyle saldıralım diye düşünüyorlar. Kadın bitirirken harekete geçiyorlar. Bu sırada kadının büyüsü işe yarıyor ve sel gelip, süvarileri dağıtıyor!
16- Ayrık vadiye geliyorlar. Ayrık vadideki uzun saçlı adam, yüzüğün öyküsünü anlatıyor. Bende oradaydım diye başlıyor. Tam 3000 yıl evveldi diye devam ediyor! bu sırada görüntüler eşliğinde anlatımını sürdürüyor! Adam 3000 yıl evvel neyse, şimdi de o! Hiç değişmemiş! Saç tipi dahil, her şey aynı! Sanırım anasından doğduğunda da böyleymiş!
17- Derken grup kuruluyor. Adı konuluyor. YÜZÜK KARDEŞLİĞİ! Fakat, daha işin başında gruptakiler birbirinden hoşnutsuzlar. Yola çıkıyorlar. Bir ara karlı dağın tepesinde frodo düşüyor. Yüzük boynundan düşünce adam buluyor karların üzerinde. Yüzüğe kötü kötü bakıyor.bu sırada, yolgezer, elini kılıcına götürüyor. Şimdi burada çok vahim bir durum var. Grubun adı, YÜZÜK KARDEŞLİĞİ!. Ama kimsenin kimseye güveni, inancı yok! Böyle ahmaklık olabilir mi! Bu kadar içi boşaltılmış kavramlar olabilir mi. Aynı yolda kardeşliğini ilan etmek kolay mı!
18- Madende ilerliyorlar. Bilmedikleri bir yere doğru gidiyorlar. Baltaı birden büyük bir üzüntüyle bir şeyin yanına doğru ilerliyor. Gandalf, dur gitme diye bağırıyor. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Baltacı olduk ca uzakta duran bir mezarın yanına gidiyor, ve ağlamaya başlıyor. Mezarın taşı yatay duruyor. Yani karşıdan bakıldığında üstündeki yazının okunması imkansız! Ama baltacı her ne hikmetse, bu yazıyı 100 metre ileriden okuyor, kim olduğunu anlayıp, büyük bir üzüntüyle koşmaya başlıyor!
19- Yollarına devam ediyorlar. Bu sırada birileri saldırıyor.kapıyı kırıp zorla içeri giriyorlar. Ve savaşıyorlar. Kahramanlarımız, onarlı öldürünce, elinde topuzla bir yaratık içeri giriyor. Hani, frodo nun böğrüne mızrak sokan! Bu yaratık, özellikle de uzun saçlı adamın üzerine atlama sahnesi, o kadar başarısız bir efekt uygulaması ki, yıllar sonra çocuklarımız, bu filmi gördüklerinde güleceklerdir!
20- Bu yaratık, o kadar amansız bir düşman ki, bizimkiler, çaresiz savaşıyorlar. Durmak bilmiyor. Yaratık, vuruyor, kırıyor, döküyor, parçalıyor! Durdurulamıyor! Ve en can alıcı sahne, yaşanıyor, yaratık, frodo nun böğrüne mızrağı sokuyor! Hem öyle bir mızrak ki, maşallah elektrik direği. Yani, ikiz kulelere sokulsa, kuleler yıkılır! Ama frodo ya bir şey olmuyor tabii ki! Fakat burada asıl önemli olan, frodo nun ölmesi kalması değil. O ana kadar durmak bilmeyen yaratık, frodo ya sokunca, (mızrağı), birden duruyor. Ortam da müthiş bir sessizlik. İnlemeler duyuluyor. Yaratık anlamsız anlamsız bakıyor. Frodo inliyor, yaratık duruyor. Yaratığın öyle bir bakışı var ki, sanki orgazm oluyor! Yaratık frodo ya sokunca (mızrağı), müthiş bir suçluluk duyuyor sanki. Bir den hareketsizleşiyor. Ha siktir ben ne yaptım lan, tüh frodo yu vurdum der gibi bakıyor!
21- Yollarına devam ediyorlar. Ama kahramanlarımızın bir sorunu var, yolu bilmiyorlar. Gandalf ta yolu bilmediğini söylüyor. Tabii bu büyük bir sorun! Ama balrog gelmeye başlayınca, her nasılsa, gandalf, çabuk köprüye diye bağırıyor! Ve bu taraftan diyerek köprünün yolunu gösteriyor! Ve köprüye doğru kaçıyorlar! Buradan bir sonuç çıkarabiliriz, insan korkunca, bilmediklerini de biliyor oluyor!!!
22- Gandalfın balrog la savaşından sonra, balrog düşüyor, son bir hamleyle, gandalfın ayağını kaydırıyor. Gandalf köprüye tutunuyor. Bu sırada, adamlardan biri hemen koşup, rahatlıkla gandalfı kurtarabilecek durumdayken izlemekle yetiniyorlar! E senaristler öyle deyince adamlar ne yapsın! Gandalf bu sahnede, dirseklerine kadar yukarıda. Yani rahat tutunabiliyor. Böyle bir durumda, dirseklerine kadar tutunan adam büyük olasılıkla kurtarır kendini. Diyelim ki, düşse bile bu düşüş gücün azalmasına bağlı olarak yavaş yavaş olur. Fakat gandalf ın öyle bir düşüşü var ki, o ana kadar rahat tutunan gandalf, hatta çocukla konuşuyor bile, birden ellerini bırakıyor! Sanki intihar ediyor! filmin başını hatırlayın. Şenlikte, gandalf ın dostu, yüzüğü kullanarak görünmez oluyordu, ve evine geliyordu. Evine girdiğinde, gandalf ondan evvel eve gelmiş oluyordu. Yani gandalf, kendini ışınlayabiliyor demektir! Fakat her ne hikmetse, böylesine güçleri olan büyücü gandalf, rahatlıkla kurtulması gereken bir köprüden aşağı düşüyor!!!
23- Filmin sonunda, frodo giderken, arkadaşı geliyor. Frodo onu almak istemiyor. Ama o suya giriyor. Yüzme bilmediğinden boğulmaya başlıyor. Bir süre sonrada donuklaşıyor. Hareketsiz bir biçimde suyun dibine gömülmeye başlıyor. Bu sırada frodo onu bileğinden yakalıyor ve çocukta birden cana geliyor, aynı kuvvetle onun bileğini tutuyor. Sudan çıktığına birbirine sarılıyor ve gülüyorlar. Sorarım size, bir canlı boğulurken, bilincini yitirmediği sürece öyle hareketsiz kalabilir mi. İstem dışı çırpınışlar başlar. Bilinç kaybolması gerekir ki o hale gelsin. Ama 1 saniye sonra çocuğun son derece şuurlu olduğunu anlıyoruz! Bu ne saçmalık!

Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki: yüzüklerin efendisi diye şişirilen bu film, tam bir medya balonu olmadan öteye gidememiştir. Bu filmi anlatabilmek için söylenecek tek söz buluyorum, YÜZÜKLERİN FİYASKOSU!

Not: Böyle her yazının altına site sorumlusu olarak not düşmek bana hoş gelmiyor. Fakat sitemiz ve LOTR fanlerini konu alan bu olumsuz yazılar sözkonusu olunca bir iki cümle de ben etmeden geçemiyorum. Öncelikle şunu açıklığa kavuşturalım: Bu site LOTR ve J.R.R Tolkien sevenlere ortak bir platform hazırlamak amacıyla var. Bu ne demek: Konsept üzerine geliştirilen diğer sanat eserleri(!) örneğin filmler bizim direkt konumuz değil. Yarın bir gün P.J. üzerine de bir site açabiliriz ama bu site o site değil. Yarın birgün ben ve arkadaşlarım da ortadünyada geçen bir film yapabiliriz ve bu rezil bir film olabilir. Bu yüzüklerin efendisi konseptinin zayıflığını işareti olmaz. Tarafsızlık adı altında bana yollanan tüm yazıları yollamak zorunda değilim. Eğer konuya sempatisi zayıf olan bir grup insan varsa, eleştrilerini dile getirebilecekleri, tamamen anti-lotr üzerine siteler ve ortamlar inşa edebilirler. Filmleri sadece sığ bir sinema olarak nitelendiren, arkasında yatan ,ona asıl ilgiyi sağlayan edebiyat şaheserini gözardı eden yukarıdaki yazının yazarına teknik değerlendirmeleri için teşekkür eder, diğer kısımlar için önce kitap serisini okumasını öneririm.
Barışla Kalın
Ringmaster"