Yuzuklerin Efendisi / Turkiye LOTR / Turkey

pearlg göndermiş "Eksik kısımlar vardı ve bu normaldi bence. Tüm LOTR mitolojisini görmeyi kimse beklemiyordu tabii ki. Şöyle olsaydı daha iyi olurdu dediğim kısımlar da yok değil, gönlümün başka türlü yorumunu tercih edeceği kısımlar var, ama bu artık PJ'in yorumu. Ve ben çok memnunum "tatmin edici" bir şekilde bitirildiği için.
Ben, genel olarak yapılabileceğin en iyisi olarak perdeye aktarılmıştır diyorum bu üçleme için kısaca. PJ bir de "Anzaclar'ın öyküsü"nü çekse de, bizim turizmi bir patlatsak. Artık PJ öyle bir çıta yükseltti ki epik filmler için, artık bundan sonraki her epik filmi "PJ nasıl çekerdi acaba?" diye düşünmeden edemeyeceğim.

Şimdi kendimi çok boşlukta hissediyorum. Her yıl bu zamanlar bir beklenti içine giriyorduk iyi bir şeyler göreceğimizi bilmenin verdiği rahatlıkla. Şimdi neyi bekleyeceğiz? Ben ROTK'in Extented Edition'ını bekleyeceğimi biliyorum. Çünkü PJ'in neleri bu versiyon için sakladığını biliyor gibiyim. Filmde bunun hintlerini gördüm çok şükür. Şimdi filmde sevdiğim ve bir parça da başka türlü olsaydı dediğim yerleri sıralayacağım. Belki diğer

arkadaşlar da postlarında kendi sevdikleri ve sevmediklerini sıralarlar.

1- Bu bölümde en heyecanla beklediğim kısımlardan birisi, Ölüler Yolu'ydu. Kitapta çok da ayrıntılı geçmiyordu hatırladığım kadarıyla, ama bunun filme nasıl aktarılacağını merak ediyordum. Umduğumdan iyi olmuştu diyebilirim. Dağdaki o ince yarıktan gitmeleri çok etkileyiciydi bence. Kitapta daha bir kalabalıktılar oraya giderken, ama burda yine 3 kafadarlar olarak gitmelerinin tercih edilmesi bence OK'di. Bununla ilgili bir sorunum yok. Daha kalabalık olmaları dikkati dağıtabilirdi. Aragorn'un Ölüler Kralı ile kılıç tokuşturması güzeldi. Legolas'ın oku ölüyü delip geçmişti oysa. Bu da onlara sadece Aragorn'un hükmedebileceğini gösteriyordu. Beğendim.
Kitapta ölülerin muhaberede nasıl kullanıldığını bulamadım, şöyle bir karıştırdım kitabı ama. Dikkatimden kaçmış olabilir. Ama perdede ölülerin orklarla savaşını biraz daha yakından görmek isterdim. Uzaktan çekimlerde ölülerin savaş alanını süpürgeyle süpürür gibi süpürdüklerini gördük, o kadar. Ama ölülerin arka planda orkları süpürerek duman etmeleri gülümsememe neden oldu. Hoştu yani.

2- TTT'nin Extended Edition (EE)'ında Denethor'un oğulları arasında nasıl bir ayrımcılık yaptığını çok çarpıcı bir şekilde gördükten sonra, ROTK'de Faramir ile babasının konuşmaları daha bir anlam kazandı. Babasının huzurundan Osgiliath'a giderken Faramir'in yaş dolu gözleri ve "Madem Boromir'den mahrumsunuz (tam burda sesi titredi), ben elimden geleni yapacağım" derken sesinin bir an titremesi, birden gözlerime yaşların hücum etmesine neden oldu. Faramir'in acısını çok iyi anladık.

3- Denethor'un deliliğinin nedenleri konusuna herhalde EE'de girecek PJ. Bunu görmek isterim. Sauron'un onu nasıl etkileyip delirttiğini nasıl göstereceklerini merak ediyorum. Denethor'un ölüm sahnesi kiaptan daha etkileyiciydi. Yani o yüksek kuleden yanarak düşüşü. Kitaptan farklı olarak ele alınması iyi olmuş. Bence tabii.

4- ROTK'ta yine merakla beklediğim kısımlardan biri de, Eowyn ve Faramir'in Şifa Evleri'ndeki yakınlaşmalarıydı. Eowyn'in Aragorn'a duyduğu karşılıksız aşk üstünde böyle durduktan sonra (gerçi kitapta da öyle ama), bundan nasıl kurtulduğunu da göstermelerini beklerdim.
Filmde Aragorn'un taç giyme sahnesinde Faramir ve Eowyn yanyana duruyorlar ve birbirlerine gayet tanıdık bir şekilde gülümsüyorlardı. Bu da benim için PJ'in Şifa Evleri sahnelerini EE'ye sakladığını gösterir. Faramir'in ve Eowyn'in aldıkları yaralardan nasıl iyileştiklerini de göremedik. Gelecek yılı beklemek için bir neden.

5- Şifa Evleri sahneleri bu versiyonda yer almadığı için, Aragorn'un şifacı yüzünü de göremedik tabii. Burda Aragorn krallığını başka türlü de kanıtlıyordu, gayet de hoş olmasını bekliyordum bu sahnenin, ama göremedik. FOTR'de Aragorn'un athelas otunu nasıl kullandığı konusunda hint veren küçük bir sahne vardı. Frodo'nun aldığı kılıç yarasının üstünde otu kullanıyordu. Bu yüzden Şifa Evleri'ni bekliyordum ama olmadı. Bu da büyük ihtimalle EE'de yer alacak. Yani öyle olmasını istiyorum.

6- İşaret kulelerinin birbiri ardına yakıldığı büyük sekansı çok sevdim. Yeni Zelanda'nın muhteşem dağ manzaralarının tadına vardık. İşaretlerin yakıla yakıla Rohan'a yardım mesajının ulaşması daha etkili çekilemezdi. Kitapta böyle bir sahne hatırlamıyorum, ama hoş olmuş.

7- Minas Tirith. Alan Lee'nin Minas Tirith'i bire bir perdedeydi. Tek kelimeyle muhteşem bir setti. Helm's Deep'i sollamıştı bence. Kitapta gözümde canlandıramamıştım bu tasviri, ama filmde şehri gördükten sonra kitaptaki betimlemeyi okuyunca, PJ'in bunu bire bir gerçekleştirdiğini anladım. Gandalf'ın Pippin ile at sırtında şehre girip, şehrin 7 katından insanları yararak geçip en üstteki Denethor'un salonuna kadar gelmesi sekansı çok etkileyici çekilmişti. Bravo PJ!

8- Shelob. Yine bence ama, PJ sinema tarihindeki en gerçekçi örümceği gerçekleştirmişti. Tüylerim diken diken oldu. Hele Shelob'un Frodo'yu ağlarıyla sarıp sarmalaması! Olamaz! Gözlerim yerinden uğrayacaktı. Bu sahneyi hatırlamıyorum kitaptan. Varsa unutmuşum. Şimdi 2.kitap bende değil, bakamıyorum ama bu sahneyi görünce şok olduğumu söylemeliyim. Hiç beklemiyordum çünkü. Nasıl çektiklerini görmek ister miydim bilemiyorum, ama merakım kabardı. Ha, bir de burdaki kemanlarla olan müzik. Gerilimi çok iyi veriyordu.

9- Sean Astin. Bir Oscar adaylığını hakediyor, değil mi? Bu filmde en öne çıkan karakter o oldu bence. Önemsiz bahçevan Sam, bir kahramana dönüştü. O olmasaydı, yüzük yok edilemeyecekti. Ve Astin bunu gayet parlak bir şekilde bize verdi. Hele Frodo'nun artık ağırlık altında hareket edemez hale gelip çöktüğü zaman "onu belki sizin için taşıyamam, ama sizi taşıyabilirim" dediği anda, elimde olmadan gözyaşlarım aşağı bırakıverdiler kendilerini. Bunda bir anda yükselen müziğin de etkisi olduğunu kabul ediyorum.

10- Viggo Mortensen. Gönülsüz kral Aragorn'u abartısız oyunuyla çok güzel yorumladı bence. Kolcu Aragorn'dan Kral Elessar'a çok etkileyici bir şekilde dönüştü. Kara Kapılar önünde ordusuna yaptığı etkileyici konuşma kitapta yoktu, ama tam yerli yerindeydi. O anda "keşke ben de orda o orduda olsaydım" diye aklımdan geçti bir an, ne yalan söyleyeyim. Bu arada, taç giyme töreninde söylediği minik şarkıyı kendi yazmış. Sözler kitaptan Tolkien'in elfçe sözleri. Melodi atmosfere gayet uygun düşmüştü. Aferin ona. Besteciliği de varmış demek. Çekimler sırasında yazmış olmalı bunu. Bu melodinin yazılış öyküsünü de merak ettim.

11- Eowyn'in Nazgul efendisi ile karşılaşması. Bunu da merakla bekliyordum. Nette Tolkien ressamlarının resimlerini en çok çizdikleri sahnelerden biri bu yanılmıyorsam. Bir ikisini görmüştüm ve bu yüzden 4 gözle bekliyordum. Beklediğim kadar etkileyiciydi. "Ama ben erkek değilim" repliği kitapta var mıydı, yok muydu hatırlayamadım. Ama sonra baktım da sahiden söylüyormuş onu. Orda koluna mı, yoksa böğrüne mi, bir yara aldı gibi geldi bana. Kitapta kolundan yaralanıyordu çünkü. Burda kolu olamaz gibi de geldi. Çünkü Theoden'e doğru kılıç tutan kolundan destek alarak ilerliyordu. Ama o sahneden sonra nasıl iyileştiğini görmedik. Bu sahneden bahsediyorken, kitapta Theoden'in ölümünde başında olanın Eowyn değil de, abisi Eomer olduğunu da söyleyelim. O sırada Eowyn orda Theoden'in yanıbaşında yatmaktaydı çünkü. Sonra Merry de bayağı ağır yaralanıyor. Aslında Kara Kapılar'da Merry'nin olmaması gerekti. Bu da demektir ki, Merry Şifa Evleri'ne hiç gitmiyor.

12- Legolas/Gimli çekişmesi. Legolas'ın fülün üstünde yaptığı o stunt hareketi. Fülü üstündekilerle birlikte hakladıktan sonra, "nasıl buldun bakalım?" der gibi bakışı ve sahneyi şaşkınlıkla izleyen Gimli'nin "Bunların hepsi bir sayılır" demesiyle herkesin kahkahalara boğulup gerilimi biraz atması hoş oldu bence.

13- Gollum/Andy Serkis. Film hiç beklemediğim bir şekilde başladı, ama çok yerli yerinde etkili bir başlangıç yaptı Smeagol'ün öyküsüyle. Böylece Frodo'nun eğer yüzüğe direnmezse gitmekte olduğu yönü çok etkili bir şekilde görmüş olduk. Böylece CGI Gollum karakteri daha bir gerçekçi görünmeye başladı. Belki bilgisayar desteği olmadan da sadece makyajla baştan sona Serkis tarafından da canlandırılabilirdi bu karakter diye düşündüm ben.

14- Mount Doom. Ne kadar da gerçekçiydi bu yanardağ sahneleri. Nerde çektiklerini, ne kadarının gerçek setler olduğunu merak ettim yine. Hele o akan lavlar. Yüzüğü attıkları ateş salonuna varışları biraz hızlı oldu gibi geldi bana (şimdi kitaptan izleyemyorum ama). Frodo ve Sam o lavların arasıda kalan kayanın üstünde ne kadar süre beklemiş olabilirler? Kayaya ulaştıktan sonra araya giren bir kaç saniyelik karartma işe yaradı, bunun uzun bir süre olduğunu göstermesi bakımından. Kartalların onları kurtarmaya gelişi süperdi.

15- Savaş sahneleri, yine bence, sinema tarihindeki en muhteşem savaş sahneleriydi. "Braveheart", "Star Wars 2" ve "TTT"yi sollamıştı. Rohirrim'lerin düşman üstüne at sürdükleri yerlerde tüylerim diken diken oldu. Zaman zaman slow motion tercih edilmesi çok etkiliydi. Özellikle Pippin'in Denethor'a şarkı söylerken, Osgiliath'da insanların ağır çekim ile telef olması, çok şiirsel bir şekilde anlatılmıştı. Pippin'in Faramir'in babası tarafından hor görülmesi yüzünden duyduğu acıyı da daha iyi anladık böylece. Yani sahne bunu da anlatıyordu bence. Bu arada Billy Boyd'un sesi de, kendi yazdığı (yani öyleymiş) Celtic kokan melodi de çok hoştu.
Şimdi merakla TROY filminin Truva kuşatması sahnelerini bekliyorum. Eminim herkes bu filmdeki savaş sahneleriyle onu karşılaştıracak.
Bu arada hatırlatalım, şu anda iki adet "Büyük İskender" filmi çekiliyormuş ABD'de. Bakalım orda nasıl bir çizgi tutturacaklar savaş sahnelerinde?

16-Bir sevdiğim yer de, hobbitlerin Hobbitköy'e döndükten sonraki pub'a gittikleri sahne. FOTR Extended'daki pub sahnesini hatırlıyor musunuz? Orda ne kadar neşeli ve oburdular. Oysa bu filmin sonunda ise, tüm yaşadıklarından sonra olgunlaşmışlardı ve çevrelerindeki diğer hobbitler doğaları gereği neşeli ve obur olmaya devam ederken, onlar olanları hatırlayarak ağırbaşlı bir şekilde kadeh tokuşturdular sadece. Bu sahne de hoş olmuştu.

17- Filmin finali. PJ'in burda kitaba sadık kalmasını sevdim. Yani Sam'in kitabın Ekler'den önceki son cümlesi olan "eve dönüm işte"yi olduğu gibi filmin son cümlesi olarak filme koyması çok güzeldi. Bazıları yüzüğün yokedilmesinden sonraki yarım saatlik epilogu fazla bulmuşlar, öyle okudum, ama bence bu kısım olmasaydı o zaman eksik olacaktı. Bunları da görmeliydik. "Shire'ın Temizliği" kısmını da çekseymiş PJ, bir bir saat daha sinema salonunda tuvaletimizi tutmak (pardon) zorunda kalacaktık. Burda öncelikli konumuz, yüzük ve onun yokedilmesiydi. Bunu da görmüş olduk. Ana karakterlerin barışta ne olduklarını da öğrendik. Dahasını (daha az önemli kısımları) kitapta da okuyabiliriz.

Şu anda kendimi biraz moralsiz hissediyorum. Çünkü bir sonraki LOTR'u beklemek olmayacak bir daha. Gerçekten bittiği için çok üzgünüm.

"