Yuzuklerin Efendisi / Turkiye LOTR / Turkey

Anarion göndermiş "İnsan yaşamı içerisinde çeşitli oluşumlara merak duyar. Ben de hep divan şiirine ilgi duydum. Bu öylesine bir ilgiydi ki, Türkçe'min giderek sadeliğini yitirmeye başladığını çok sonraları fark ettim..

Kullandığım dile yapılan eleştiriyi saygısızlık olarak değil aksine bana duyulan saygıların en büyüğü olarak kabul ederim. Bu yüzden, teşekkür ederim.. Dikkatimi bu yönde toplamaya çalışacağım.

Bakın ilerlemeye başladık bile!..

Bir dostumuz Rusya ile ilgili bölüm ile ilgili olumsuz bir eleştiride bulunmuş. Hemen belirtelim, hani yüzük kardeşliğinde biri vardı. Yolda yüzüğü istiyor ve bu ona pahalıya mal oluyordu..

...

Rusya'nın da Kutsal İttifak'daki öyküsü budur yaklaşık olarak.

İlk yazımdan sonra aldığım eleştiriler -genelde- ne kadar boşsa, ikincisine gelen tepkiler o kadar değerli ve dikkate alınacak önemdeydi.

Şimdi herkesin affına sığınarak, olağan düşüncelerin sınırlarını zorlayarak; paranoyaklık noktasına getireceğim işi belli yerlerde...

Anglo-Sakson ırkı son 300 yıldır bütün dünyanın hakimi olarak kabul edilebilir. Zamanla Çin, Arap ve Türk ırklarının üstünlüğü olduğu gibi. Ancak Anglo-Sakson adından da anlaşılacağı üzere bir karma ırktır ve uygarlığı yoktur! Kavimler Göçü 4.yy sırasında Türk istilasından kaçan Saksonlar Bu günkü İngiltere'ye yerleşmişler ve ilk olarak Saksonya Krallığını kurmuşlardır. Daha sonra Anglomanların da buraya yerleştiklerini ancak Sakson uygarlığı içinde erimişlerdir. Ancak Saksonlar da bu istiladan sonra her şeye sıfırdan başlamak zorunda kalmışlardır. O günden sonra dünya geneli, İngiltere'nin güneyindeki bu insanları anglo-sakson olarak kabul etmişlerdir.

aradaki olaylar vs vs...

17.yy çok önemli bir zaman dilimi oluşturur ingiltere için, zamanın İngiliz Kralı Papa ile ters düşer ve Katolik Kilisesini terk eder. Yıllarca süren kanlı savaşlardan sonra İngiliz Kralı ülkesinin protestan olduğunu tüm dünyaya duyurur. Yıllarca barış içinde yaşamaya alışmış Katolik İrlandalılar ile İngilizlerin arası açılır ve olaylar bu günkü terör olaylarına kadar uzanır. İyi güzel de bunun ne önemi vardır? Bunun önemi şudur sevgili dostlar, yıllarca katolik yaşamış ve protestanlığı kabul etmeyen anglo-saksonlardan binlercesi, İrlandalılar ile birlikte Amerika'ya göç ederler. Bunlar daha sonra İngilizler ile Bağımsızlık Mücadelesi vereceklerdir.

ve sonra sanayi devrimi... İngiltere 100 yıl içerisinde dünyanın en büyük devleti olur ve avustralya, güney afrika ve hindistan dahil bir çok devlet üzerinde sömürgesi bulunan Britanya İmparatorluğu'nu oluşturur. Bu günkü adıyla emperyalizm doğar. Fransız İhtilalı ile birlikte yıllarca dünyanın uğraşması gereken problem halini alır. (Hâlâ öyle ya...)

J.R.R Tolkien böyle bir kültürün temsilcisidir. 20.yy ile birlikte küllenir katolik-protestan kavgası.. J.R.R Tolkien de bir Katolik olarak en iyi şekilde vermeye çalışır Saksonya kavgasını. Dikıns, Şekspir gibi anglo,sakson edebiyatçıların arasından sivrilmeyi başarır gerçekten. Oluşturduğu konsept, kullandığı deyimler ve olaya bilimsel bakışı onun ne kadar büyük bir yazar olduğunun sadece bir kaç örneğidir. Yüzüklerin Efendisi ve Sİlmarillon gerçekten dünya klasikleri arasında sayılabilecek çapta eserlerdir. ( Şunu belirtmek isterim çeşitli protestan, yahudi kitapevleri ve otoriteler Tolkien'in varlığını dahi kabul etmez.. )

...

Eski yazımı aynen savunuyorum. Tolkien o anki şartlardan etkilenmiştir. Kendi görüş açısı ile bir dünya yaratmış ve çeşitli serpintiler oluştırmuştur. Bir anlamda postmodernistliğe soyunmuştur ve edebi devrim yapmıştır. Şöyle ki, eski çağlarda hep masal ve mitoloji görürüz, yakın zamanda bunların yerini köy hikayeleri ve şimdiki zamanda şehir romanları alır. Tolkien bunu tersine çevirmiş, realist romanlar ile naturalist romanların çarpıştığı ortamda bir masal oluşturmuştur! Bu net bir şekilde postmodernizmdir..

Burada Tolkien'in sürrealist olduğunu da iddia edebiliriz. Söz gelimi Tolkien yapıtlarında din olgusunu hiçe saymış ve insan vicdan kalıplarını da aşarak çok tanrılı ve buna bağlı ana-tanrı ve hatta yarı tanrı kavramlarını ortaya koymuştur. Bu bir sürrealizm örneği teşkil edebilir. ancak tolkien'in alegori yaptığını kabul edersek sürrealist olmadığını kabul etmiş oluruz. (Sürrealizm de alegori yoktur.) Bu durumda Tolkien'in alegori yapmadığını iddia edenler dolaylı yollardan onun sürrealist olduğunu kabul etmiş olurlar.

Ben bu site içerisinden birinin çıkıp bu durumu bana anlatmasını istiyorum. Eleştiriler iyi güzel ama ikna edici değil. O zaman biri bana Tolkien'in ne alegori yaptığını ne de sürrealist olduğunu ispatlayan bir açıklama yapsın. Hatta bunun üzerine makale yazsın. Aksi halde tartışma sürüp gider..

Tolkien'in postmodernist olduğundan bahsetmiştik en son... Bir dostumuz postmodernizme karşı soğuduğunu ifade eden yazı yazmış. Bununla da fantastik-bilmkurgu üzerine bir bağlantı kurmuş. Kendisine yaklaşık katılıyorum ancak belirtmek istediğim bir konu var.. Burada biraz paranoya ve siyaset var...

Yükselen değerler, eğilimlerden bahsedilir sürekli... Dünya soğuk savaştan sonra yeni bir dönemece girdi. Amerikanın kapitalist-küreselleşmeci tutumu Rusya'nın Marksist-Leninist rejimini ve diyalektik felsefeyi yenmeyi başardı ve kendisini dünyada durdurabilecek hiçbir güç kalmadı dünya üzerinde.. İşte bu sırada postmodernizm lafı dolanmaya başladı insanlarda, özelikle gelişmekte olan ülkelerde postmodernizm; dünya gerçeklerinden uzaklaşın, kendinizi hayatını ritmine bırakın, sürekli hayal edin, artık ülkeler arası sınırlar kalkıyor mesajlarını taşıyordu. Ülkemizde özelikle Ahmet ALtan, Orhan Pamuk bu eğilimin temsilcileri oldular. Nitekim biri Aldatmak diğeri Kar adlı romanını yazarak doruk noktasına ulaştılar. Altan kendini, içimden gelerek yazdım ve insan içgüdülerini dışarı vurdum diyerek savundu. Pamuk ise olayın gerçeğe yakın olduğunu iddia etti. Sonuçta ikisi de amacına ulaştı ve Türk Toplum ve Aile yapısının dibine dinamiti koydular!.. Bunun dünya üzerinde de çok örneği var, son örnek olarak Paul Grisham, John Gray gibi yazarlaru verebiliriz.

Tolkien zamanında ise postmodernizm henüz üzerinde düşünilen, tartışılan bir kavram değildi. Yani Tolkien bilinçli bir postmodernizm hâyâl etmiş olamaz. Ancak değişen dünya koşulları ve düşünümleri -ne yazık ki- kendisinin böyle bir yazar olduğu düşüncelerine yol açıyor. Özelikle Şahannnara gibi uydurmaca ve boş romanların yazarları romanın geçmişini Tolkien'in yapıtlarına bağlayarak, postmodernist yaklaşımlarla buna çanak tutuyorlar. Bu düşüncelerde haklılık payı var elbette ancak olayları o günkü boyutlarıyla değerlendirmek gerekir.

Peki şunu tekrar ortaya koyalım. Tolkien'in bu yapıtları ortaya koyarken amacı neydi. Ben burada genel ile ters düşen bir düşünceye sahibim. Tolkien her milliyetçi ve edebiyatçı gibi kendi milletinin geçmişine merak duyardı. Gelgelelim İngilizlerin 5.yydan öncesi karanlık!.. Bu yüzdendir ki Tolkien bir boşluk duymuş ve bir anlamda İngiliz Mitoloji oluşturmak istemiş olabilir. Ben böyle düşünüyorum..

Bu yazıyı okuyan değerli yüzük dostlarımın, gerçekten çarpıcı eleştirilerini bekliyorum. Biliyorum, biri çıkacak ve bana "işte şu,şu,şu" diyecek ve beni ikna edecektir.

Bir dahaki yazımda Tolkien'in yapıtlarının günümüz yansımalarını enine boyuna tartışmaya açacağım..

ve küçük bir not: Bizi, kendi karanlıklarına boğmaya çalışan iman kılığı bürünmüş birilerine.. Kazanamayacaksınız...

Işık ve Sevgiyle

Anarion

"