Kalevala Destanı
Tarih: Ekim 29, 2006 - 12:34:27
Konu: Editörün Seçimi / Özel Yazılar


Dünyaca tanınan Fin destanı Kalevala, ilk olarak değerli bilgin Elias Lönnrot tarafından derlenmiştir. Finlilerin ana vatanı sayılan Karelia bölgesinde, uzun yıllar araştırmalar yapan Lnnrot halk ozanları yoluyla yüzyıllardanberi ağızdan ağza yayılan destanı 1835’te yayınlamıştır.
O sıralarda halk arasında türkülerin yabancılara söylenmesi kutsallığını bozar düşüncesi yaygın olduğundan destanın bölgeden olmayan kişilere okunması yasak, gizli aktarılması ise hırsızlık sayılmakta idi. Elias Lönnrot doktor olduğu için halk arasına kolayca girebilmiş ve hastaları ile anlaşarak türküleri derleme imkanı bulabilmiştir.



Erkeklere nazaran kadınlar Kalevala’yı daha iyi ezberlemiş ve nakletmiş görünmektedirler.
Destanın türküleri çoğunlukla ayakta okunur. Oturarak söylenmesi halinde, tahta sıralara ata biner gibi yerleşilir, el ele tutuşularak, ahenge uyulup sallanılarak tekrarlanır. Birlikte söylenen parçaların ardı sıra ozanlar, tek tek de okur ve söylerler. Bu adet bugün Finlandiya’da aynen devam etmektedir.
Çalışmalarına uzun emek veren Lönnrot ,son bulduklarını da ekleyerek Kalevala’yı yeni şekliyle 22800 Dört + Dört =) sekiz heceli mısradan ibaret Runo’lar halinde ikinci defa yayınlamıştır(1849). Kalevala’nın tüm metni budur.Runo ; hikaye, şiir, kaside, türkü, ilham manalarına gelmektedir.

Destanda esası teşkil eden mitolojik ve tarihi olaylar arasında maniler, aşk şiirleri, mersiyeler önem taşır. Bilhassa terbiye edici, öğretici, yetiştirici vasıfta olan dua ve nasihat pasajları, üzerlerinde dikkatle durmayı gerektiren kurallar koymaktadır. Destan Fin Folkloru’nu iyice intikal ettirmiştir.
Söylenen haliyle toplanıp, yazılı hale getirilen Kalevala’nın özelliklerinden pek çoğunu kaybetmiş olacağı açıktır. Halk Ozanlarının yüzyılların ötelerinden devreden sözlerde işlerine geldiği surette tasarruf edeceklerini ve içinde yaşadıkları şartları ve duygularını, bunların arasında sıkıştıracakları doğal olarak düşünülmek durumundadır. Böylece aslında putperest ve efsanevi özelliği olan Kalevala destanı 12. yüzyılda yayılmaya başlayan Hıristiyanlığın etkisinde de kalmıştır.Bu etki bu destandan pek belirli olarak ortaya çıkar.
Desatandaki mısralarda aynı manaya gelen değişik kelimelerin sıralanışı bir sözün veya bir fikrin hemen bir başka suretle ifadesi, tarzı, Destan’ın öz dili Fince’de ahenk sağlamaktadır. Hikayelerin aslında mevcut şiir niteliği bu suretle ve nazım kalıbına sokulmuş olmakla bir başka değer kazanmıştır.
Finlandiya tabiatının ve Fin tarihinin etkisinde bulunan destanda, ana konu, iki halk topluluğunun, zaman zaman, birbirlerine yakınlaşıp uzaklaşmalarıdır; Finlandiya’nın güneyinde yaşayan halklar, kzueydeki halkların rekabeti ile karşı karşıyadır. Asıl fin halkı güneydeki Kalevala halkıdır; bunlar kahraman kişilerdir. Kzueydeki karanlık, soğuk ve bilinmeyen diyarlara giden bölgelerde oturanlar ise Pohjola’lıardır, bunlar kötü ve esrarengiz kişilerdir.
Bu iki halkın ayır ırklardan mı yoksa aynı ırktan mı olduğu sorusunun ise cevabı verilememektedir. Bazı bilginler, ve Elias Lönnrot Pohjola Halkı’nın Laponlar olması gerektiğine katılmazlar :”Laponya destanda anlatıldığı gibi hiçbir zaman Pohjola kadar zengin ve kuvvetli olmamıştır, gerek Kalevala’lıar ve gerekse Pohjolalı’lar aynı dili konuşur.O Halde bu iki halk Fin ırkından ve kavminden gelmektedir. Tarih Laponya lehine diğere halklara hakimiyet kaydetmez” derler.
Destanda Orta Asya’daki Şamanizm ve Totemizm’in izlerine rastlanır.Çalgıya söze ,şarkıya tanınan sihirli kuvvet; ateşe, aydınlığa, kızıl renge, demire, bakıra verilen önem, karanlık, soğuk ve kara renge karşı duyulan itimatsızlık, kozalaklı çam, meşe, huş ağaçlarının ve Sampo gibi bazı eşyaların kutsallığı; kılık değiştirmeler, kıyafetlerdeki süsler, ziyafetlerdeki adetler ve yenilip içilen şeyler, dünyanın ve ozanın yaradılış şekli örnek olarak verilebilir.


Kaynakça: Yazı, Finlandiya Edebiyat Cemiyeti tarafından 1940 tarihli 20. baskı olarak yayınlanan ve Lale – Muammer Obuz tarafından 1965 yılında Türkçe’ye kazandırılmış olan metinden alınmıştır.







Bu yazının bulunduğu yer: Yuzuklerin Efendisi / Turkiye LOTR / Turkey
http://www.yuzuklerinefendisi.com

Bu yazıyı bulabileceğiniz URL adresi:
http://www.yuzuklerinefendisi.com/article.php?sid=2022