Gildor'un Yürüyüşü-2
Tarih: Ağustos 03, 2006 - 09:16:08
Konu: Hikayeler


Ateş sönmeye başlamıştı. Elwarin elinde tuttuğu odun parçasıyla ateşi canlandırmaya çalışıyordu. Etraflarındaki elfler uykuya dalmışlardı. Karanlık süvarilerden birini görmesi ve bu konuda hobbitlerin anlattıkları onu ve Gildor’u tedirgin etmişti. Aslında Elwarin kendisini tedirgin eden şeyin ne olduğunu pekala iyi hissedebiliyordu: Frodo’nun düşüncelerinin gerisinde sakladığı şey onu huzursuz etmişti. Tehlike, süvarilerden çok Frodo’dan kaynaklanıyor gibiydi. Bu durumda onu korumaları, en azından Gandalf’la buluşacakları Bree’ye kadar eşlik etmeleri gerekti ama bu, hobbitlerin yolculuğunu tehlikeye atacak bir hareket olurdu. Süvariler kolaylıkla elfleri fark eder ve kafileyi sıkıştırabilirdi. En iyisi Tom Bombadil’e haber vermek diye düşündü. Onlar diğer kolcuları uyarırken Tom Bombadil’in gözetiminde güvende olmaları daha mantıklıydı. Bu düşüncesini yanında kendisi gibi ateşe bakmakta olan dostu Gildor’a anlatacaktı ki onun da derin düşünceler içinde olduğunu gördü.



Gildor yine çağlar öncesine dönmüştü. Helcaraxe geçidinde Teleri gemilerinin yanındaydı dostu Oilossse ona merdiveni fırlattı ve yukarı gelmesini işaret etti. Yukarıya tırmanıp geminin pruvasına çıktığında elindeki feneri onun yüzüne doğru tuttu. Gördüğü Oilossenin soluk bir gölgesiydi sanki. Yüzü sararmış,gözlerinin altı çökmüş ve en kötüsü gözleri o eski canlılığını ve parlaklığını yitirmişti. Göz göze gelmemeye çalışıyordu Gildor’la yüzünü eğdi ama bu sefer de pruvanın üzerindeki kan lekeleri rahatsız etmişti onu. Gildor gemideki diğer savaşçılara baktı. Sırtlarını güverteye dayamışlardı ve karadan gemileri takip eden kafilelerden farklı olarak hiç konuşmuyorlardı. Çoğunun yüzü kül gibiydi.Feneri tekrar Oilosse’ye doğrulttu

-Neler oluyor Oilosse?Buzullara geldik ve uzun bir süredir bekliyoruz. Bize nihai emirin Efendi Feanor’dan geleceği söylendi. Efendi Curufin’in düşünceleri neler? Acele yola çıktık biliyorsun! Gemiler ne zaman karadan yolcu alacak? İlk binecekleri ayarladık. Yolda yorgun düşmüş kadın ve çocuklar ilk binecekler.

-Emirlere uymak zorundayım Gildor. Diyerek sözünü kesti Oilosse.Gözlerinde donuk bir bakış vardı sanki Gildor’a değil de arkasındaki başka birine söylüyordu.

-Emirlerin arasında donarak ölmek de var galiba Oilosse! Daha ne kadar dayanabiliriz bu soğuğa?

-Efendi Feanor diğer prenslerle görüşüyor yapılacaklar için merak etme. Fakat diğer prenslerin kararsızlıkları karar almayı zorlaştırıyor.’ Bunu söylerken gözlerini kaçırması ve kaşlarını çatarak uzaktaki kamp ateşlerine bakması Gildor’un dikkatinden kaçmamıştı. Kamp ateşlerine bakarak iç geçirdi. ’Bize katil gözüyle bakıyorlar Gildor! Akrabakatili! Gemilere binmek istiyorlar ama bizimle bir kelime dahi eden yok! Alqualondedeki savaştan gurur duyduğumuzu zannediyorlar. Yaptığım şeyden gurur duymuyorum Gildor! diye bağırdı. Askerlerimin ve benim durumumdan bunu göremiyor musun? Savaştan bu yana uyuyamıyorum.Gözlerimi kapattığımda hep o savaş aklıma geliyor. Aynı görüntü! ’Oilosse’nin gözleri dolmuştu. Gildor onunla birçok kez sahilleri inci dolu Alqualonde’ye gitmişti. Oilosse kıyıya çarpan ışıltılı dalgalara ve onun hüzünlü sesine aşıktı. Günlerce dalgaların yanında düşüncelere dalarak otururdu. Ama son kez gittiğinde dalgalar incilerin ışığını değil kan ve ceset bırakıyordu sahillere. ’Savaşta sadece eli silahlı erkekler ölmedi Gildor’ diye devam etti. ’Biz Efendi Curufin’in ikinci kanadı olarak bu iki gemiye çıkacaktık. Savunanlar azdı bu gemileri. Kaçacaklarını düşündük ama gemilerde birçok kadın ve çocuk da vardı. Gemiyi önce okladık böylece rahat ele geçirecektik. Bir süre sonra bize karşılık kesildi. Gemiye ilk ben yanaştım.’Acıyla gözlerini yumdu Oilosse yutkundu.Sesi çatallaşmaya başladı:

-Bir elf kızıydı karşımdaki.Yerde yatan gencin göğsündeki oku çıkartmaya çalışıyordu. O kadar ağlıyordu ki beni fark etmedi. İsmiyle sesleniyordu ama ok oğlanın kalbine saplanmıştı. Bir anlığına savaşta olduğumuzu unuttum Gildor. Sadece o kıza yardım etmek istedim. O kadar gençtiler ki…Yanlarına geldiğimde kız arkasına baktı dehşetle. Katil! Katiller! diye bağırıyordu. Ben iki elimi de açtım, silahsız olduğumu gösterdim. Fakat kız delirmiş gibiydi. Hayır! Onu benden alamazsınız! diye bağırdı ve yerde yatan oğlanın bıçağını çekti. Yapacağım bir şey yoktu Gildor! ben de belimden bıçağımı çektim amacım kızın bileğine fırlatmaktı. Ama genç kızın ayağı kaydı bıçağını fırlatırken ve attığım bıçak… Arkadaşının yanaklarından süzülen yaşlar Gildor’un yüreğini acıyla burktu. Daha fazlasını dinlemek istemiyordu. Şimdi bizi anlayabiliyor musun Gildor? Dinlenemiyorum, huzur bulamıyorum, her gözümü kapayışımda kızın yüzü aklıma geliyor. Boğazına saplanmış bıçağım…Ve yerde yatan sevgilisine sarılırken çıkardığı hırıltılar…Gemilerdeki diğer savaşçılar çok daha kötülerini gördü emin olabilirsin. Bizim bu durumdan memnun olduğumuzu düşünüyor bütün Noldor! Acımızı anlamıyorlar! Tek yaptıkları bizi suçlamak! Yalnız bırakıyorlar bizi, yanımıza gelen o kadar az ki..Sadece ihtiyaç için yaklaşıyorlar gemilere ve dehşetle bakıyorlar bize. Halklarımız ayrıldı artık Gildor! Feanoroğullarının içindeki bu acı ve keder yollarımızı ayırdı. Başta Efendi Fingon’un atlıları yardım getiriyordu bizlere şimdi onlar da bizi suçluyorlar. Efendimizin sözünden çıkmayacağız Gildor! Bizi anlayan ve yanımızda olan Yüce Prenslerimiz bir süre daha dinleneceğimizi söyledi tabi buna dinlenmek deniyorsa. Gözleri şimdi nefret ve hırsla parlıyordu: Morgoth’u yok edene kadar da huzur bulamayacağız.

Gildor bir kez daha feneri gemideki diğer elflere doğru tuttu.Oilosse’nin yüzündeki kederi ve diğer savaşçıların keder ve acı içindeki yalnızlıkları onu derinden etkilemişti. İçinde onlara karşı bir acıma ve sevgi hissetti. Derin bir iç geçirdi. Kamp için gerekli malzemeleri aldı diğer elflerden ve tekrar ip merdivenle yarı buz tutmuş kayaya atladı. Kampa dönerken gözyaşlarını tutamamıştı. Artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını hissediyordu. Fakat hissettiği başka bir şey daha vardı. İhanet korkusu vardı içinde. Gemilerin kontrolü Feanoroğullarındaydı ve hala sağlıklı düşünemiyorlardı. Her an onları bu soğuk ve ıssız yerde bırakabilirlerdi.

Bu, Oilosse’yi son görüşüydü. Orta Dünya'ya Helcaraxe üzerinden geldiklerinde, Mithrim’de, Yıldızlar Altındaki Savaş’ta Curufin’in arkasını savunurken öldüğü haberini aldı. Hiçbir zaman Feanoroğullarına kin ve nefret beslemedi Gildor. Onların kederlerinin çok daha ağır ve keskin olduğunu hissedebiliyordu. Ani Alev Savaşından sonra Celegorm ve Curufin’in halkı Nargothrond’a sığınmak istediklerinde bizzat Kral Finrod’un huzuruna çıkıp, kabul edilmeleri için uğraştı.

Beni de korkutan şey ihanet Gildor! Hissediyorum sadece ama ne zaman ve nereden geleceği hakkında bir fikrim yok. Ateşi canlandırmayı bırakmıştı Elwarin. Şafak sökmek üzereydi. Kendini yeniden Orta Dünyanın 3.çağında bulmuştu. Elwarin haklıydı içlerinde ihanet gibi tuhaf hisler varken hobbitleri bir süre güvenilir birine emanet etmeleri çok daha mantıklıydı. Ayağa kalktı. Helcaraxe’yi hatırlatacak kadar büyük bir ihanet kimden gelebilirdi Orta Dünya’da? Yine de temkinli olmaları gerekti.Diğer elfleri kaldırırken sevgiyle hobbitlere baktı






Bu yazının bulunduğu yer: Yuzuklerin Efendisi / Turkiye LOTR / Turkey
http://www.yuzuklerinefendisi.com

Bu yazıyı bulabileceğiniz URL adresi:
http://www.yuzuklerinefendisi.com/article.php?sid=2001