Ferah Çayırlar Felaketi (Birinci Bölüm)
Tarih: Eylül 02, 2005 - 11:44:29 Konu: Bitmemiş Öyküler Çevirileri.
Sauronun mağlup edilişinden sonra, Elendilin oğlu ve varisi, Isildur, Gondora döndü. Orada, Arnor Kralı olarak ElendilmirI(1) taktı, Kuzeydeki ve Güneydeki tüm Dúnedain üzerinde egemenliğini ilan etti; çünkü onurlu ve güçlü bir adamdı. Bir sene boyunca Gondorda kaldı, düzeni yeniden kurmak ve sınırları belirlemek için; (2) fakat Arnor ordusunun büyük bir kısmı Isen Sığlıklarından Fornosta ayrılan Númenórean yolunu kullanarak Eriadora döndü.
Sonunda kendi krallığına dönme vaktinin geldiğini hissettiğinde acele etti, ilk olarak Imladrise gitmeyi arzuladı; çünkü karısını ve en küçük oğlunu orada bırakmıştı, (3) ve zaten Elrondun tavsiyelerine acilen ihtiyacı vardı. Bu yüzden yolunu Osgiliathtan kuzeye, Anduin Vadilerini aşarak Cirith Forn en Andrathtan geçirmeye karar verdi, burası Kuzeyin tırmanılarak aşılan bir geçidiydi, oradan da Imladrise varılıyordu. (4) Yöreyi iyi tanıyordu, çünkü İttifakın Savaşından önce de sık sık buradan seyahat ederdi, ve Elrondun bölüğündeki doğu Arnorlu insanlarla birlikte savaşa bu yoldan yürümüştü. (5)
Bu uzun bir yolculuktu, fakat diğer tek yol batıya ve oradan Arnorda kesişen yol için kuzeye gitmeyi, ve sonra Imladrise doğudan girmeyi gerektiriyordu ki bu çok daha uzundu. (6) Atlı adamlar için hızlı olabilirdi, fakat binmeye elverişli atı yoktu;(7) geçmiş günlerde daha güvenli olabilirdi, fakat Sauron mağlup edilmişti, ve Vadilerde yaşayan halk bu zaferde onun müttefiki olmuştu. Korkmuyordu, hava şartları ve yorgunluk hariç, fakat bu adamlar Orta-dünyanın uzak diyarlarında yaşam koşullarına alışıktılar.(8)
İşte sonraki günlerde anlatılan efsanelere göre böyle olmuştu, Isildur Ivannethin başlarında Osgiliathtan yola çıktığında Üçüncü Çağın ikinci senesinin sonuna yaklaşılıyordu. (9) Narbelethin ortasında Kuzeyde kış yaklaşırken Imladrise kırk gün içinde ulaşmayı umuyordu. Açık bir sabah vakti, Köprünün Doğukapısında Meneldil (10) onu uğurladı. "Şimdi iyi bir süratle git, ve Güneş, yolunun üzerinde her zaman parlasın!"
Isildur üç oğlu Elendur, Aratan, ve Ciryon (11) ile birlikte ayrıldı, Muhafızları Arnorun dayanıklı ve savaş görmüş iki yüz şövalyesi ve askerinden oluşuyordu. Dagorladı ve kuzeyde yaban toprakları ve Büyük Yeşilormanın güneyindeki boş toprakları geçmelerine kadar yolculuklarına dair anlatılacak pek fazla bir şey yoktu. Yirminci gün, ormanın görüşünden uzaktan geçerlerken Ivannethin kızıl ve altın renkli pırıltıları dağları renklendirdi, gökyüzü bulutlandı ve Rhûn Denizinden yağmurla dolu kara bir rüzgar esti. Yağmur dört gün sürdü; Vadilerin girişine geldiklerinde, Lórien ile Amon Lancın arasına, (12) Isildur hızlı bir akıntıyla köpüren Anduinden uzağa, doğu kıyısındaki sarp yamaçları aşarak Silvan Elflerinin yaşadığı Ormanın kenarlarına açılan kadim yola yöneldi.
Ferah Çayırların (13) kuzey sınırlarından geçerlerken, yolculuklarının otuzuncu gününde öğleden sonrasının geç saatleri yaşanıyordu, Thranduilin krallığına doğru giden yolda ilerlediler. (14) Bu güzel gün bitiyordu; uzaktaki dağların üzerinde, batan puslu güneşin kızıllaştırdığı bulutlar toplanmaya başlıyordu. Vadinin derinlikleri çoktan gri gölgelere bürünmüştü. Dúnedain şarkı söylüyordu, çünkü yürüyüşleri son bulmak üzereydi, Imladrise giden uzun yolun üç kısmı arkalarında kalmıştı. Sağ taraflarında, sarp yamaçların tepesindeki Orman, üstlerinde korkunç bir şekilde uzanıyor ve yollarına doğru genişliyordu, oradan vadinin tabanına yumuşak bir şekilde iniyordu.
Aniden güneş bulutların arkasına çekilir gibi olduğunda Orkların iğrenç bağırtılarını duydular, ve onları Ormandan fırlayıp tepelerden aşağı inerken gördüler, savaş çığlıklarını haykırıyorlardı. (15) Solgunlaşan ışığın altında sayıları yalnızca tahmin edilebilirdi, fakat Dúnedainden sayıca çok daha fazlaydılar, belki de on kat fazla. Isildur toplanmak için thangail (16) emrini verdi, eğer yanlardan saldırıya uğrarsa her iki ucundan derhal geriye bükülebilecek, iki sıradan meydana gelen kalkandan bir duvar oluşturuldu, gerektiğinde kapalı bir çembere dönüşebilirdi. Eğer arazi düz olmuş olsaydı ya da yamaç kabullenebileceği gibi olsaydı, o zaman bölüğüne dirnaith (16) emrini verir ve Dúnedainin kuvvetine güvenerek Orklara saldırırdı, silahları onları yararak bir yol açar ve hepsini dehşete düşmüş bir şekilde etrafa saçarlardı; fakat bu yapılamadı. Yüreğine kötü bir önsezinin gölgesi çökmüştü.
"Sauronun intikamı varlığını sürdürüyor, kendisi yenilmiş olsa dahi, dedi yanında duran Elendura, "Burada bir kurnazlık ve bir plan var! Yardım için hiç umudumuz yok: Moria ve Lórien artık çok gerimizde kaldı, ve Thranduil de dört günlük bir mesafede." "Ve paha biçilemeyecek kadar kıymetli yükler taşıyoruz." dedi Elendur; çünkü babasının içinde gizlediği sırrı biliyordu.
Orklar şimdi daha da yaklaşmışlardı. Isildur silahtarına döndü: "Ohtar," (17) dedi, "Şu andan itibaren bunu senin gözetimin altına veriyorum;" ve ona büyük bir kın ile Narsilin kırık parçalarını teslim etti, bu Elendil'in kılıcıydı. "Her türlü duruma karşı bunu korumaya çalış, ne pahasına olursa olsun; beni yüzüstü bırakıp kaçan bir korkak olman pahasına dahi. Arkadaşınla birlikte buradan kaçın! Git! Sana emrediyorum." O zaman Ohtar bir dizinin üzerine çökerek onun elini öptü, ve iki genç adam karanlık vadiye doğru kaçtılar. (18)
Eğer keskin gözlü Orklar onların kaçtığını farketseydi bile hiç önemsemezlerdi. Kısa bir süre durarak saldırılarına hazırlandılar. Önce yağmur gibi ok yağdırdılar, ve sonra aniden Isıldurun yapmış olduğu gibi bağırarak kuvvetli savaşçılardan oluşan koca bir kalabalığı son yamaçtan Dúnedainin üzerine saldılar. Kalkandan yapılmış duvarı kıracaklarını umuyorlardı. Fakat duvar dayandı. Oklar, Númenórean zırhlarına karşı hiç bir etki gösteremiyordu. Heybetli İnsanlar en uzun Orkları bile ezip geçiyordu, kılıçları ve mızrakları düşmanlarının silahlarının erişemeyeceği kalitedeydi. Şiddetli saldırı duraksadı, kırıldı ve ölü Ork yığınlarının arkasında duran, hiç sarsılamış, çok az yara almış savunucuları orada bırakarak geri çekildi.
NOTLAR
1 Elendilmirin adı, Yüzüklerin Efendisi Ek A (I, iii)te bir dipnot olarak geçer: Arnor Kralları taç giymezlerdi, "lakin tek bir beyaz mücevher takarlardı, Elendilmir, Elendilin Yıldızı, onu gümüş bir iple alınlarına bağlarlardı." Bu not Elendilin Yıldızına dair öykünün akışı içinde başka bahislere de referanslar verir. Gerçekte bu isimde bir değil iki mücevher vardır. s.289.
2 Cirion ve Eorlun Öyküsünde anlatıldığı gibi, şimdi çoğu kaybolmuş olan daha eski tarihlerden alıntı, Eorlun Yemini ve Gondor ile Rohirrimin ittifakı ile ilgili olaylardan bahsediliyor. [Yazarın notu.] s.322.
3 Isildur'un en küçük oğlu Valandil idi, üçüncü Arnor Kralı: Silmarilliondaki Güç Yüzüklerine Dair adlı bölüme bakın, s.295 6. Yüzüklerin Efendisi Ek A (I, ii)de Imladriste doğduğuna işaret edilir.
4 Bu geçit yalnızca burada Elfçe ismi ile anılmıştır. Uzun zaman sonra Ayrıkvadide Cüce Glóin ona Yüksek Geçit demiştir: "Kocoğlangiller olmasa Vadiyle Ayrıkvadi arasındaki yollar çoktan geçilmez olmuştu. Yiğit adamlar doğrusu, Yüksek Geçit ile Kocakaya Sığlığını da açık tutuyorlar." (Yüzük Kardeşliği II 1.) bu geçitte Thorin Meşekalkan ve yolarkadaşları Orklar tarafından tutsak edilmişlerdi. (Hobbit Bölüm 4). Andrath kuşkusuz "uzun tırmanış" anlamındadır. s.267, not 16.
5 Silmarilliondaki Güç Yüzüklerine Dair adlı bölümde, s.295: [Isildur] Elendilin gelmiş olduğu yolu kullanarak Gondordan kuzeye yürüdü."
6 Üç yüz fersah [Isildurun gitmeye niyetlendiği rota], ve çoğu kısmında yol bulunmuyordu, o günlerde yalnızca Númenórean yolları Gondor ve Arnor arasında gidiş gelişi sağlıyordu, Calenardhon boyunca ileri, sonra Tharbadda Gwathlódan kuzeye, ve sonunda Fornosta; ve Gri Limanlardan Imladrise doğru Doğu-Batı Yolu. Bu yollar bir noktada [Bree] kesişiyordu, Amon Sûl (Fırtınabaşı)un batısında, Númenórean yol ölçüsü ile Osgiliathtan üç yüz doksan iki fersah uzakta, ve sonra doğuya Imladrise yüz altmış fersah: toplamda beş yüz sekiz fersah. [Yazarın notu.] Númenórean Uzunluk Ölçüleri Ekine bakın. s.297-8.
7 Númenóreanların kendi topraklarında değer verdikleri atları vardı, ["Númenorun Tanımlanması"na bakın s.177]. Fakat onları savaşta kullanmazlardı; çünkü bütün savaşları denizin ötesinde idi. Cüsseleri ve kuvvetleri de yerinde idi, baştan aşağı donanmış askerler ağır zırhlar ve silahlar taşırlardı. Orta-dünyanın kıyılarına kurdukları küçük şehirlerinde atlar edindiler ve yetiştirdiler, fakat onları spor ve zevk amaçları dışında binmek için kullanmadılar. Savaşta yalnızca haberciler tarafından ve hafif zırhlı okçular (genellikle Númenórean ırkından olmayan) tarafından kullanıldılar. İttifakın Savaşında kullandıkları bu atlar büyük kayıplara uğradılar, ve çok azı Osgiliathta sağ kalabildi. [Yazarın notu.]
8 Evi olmayan ülkelerde bazı gereksinimleri olurdu, çünkü Thranduilin krallığına ulaşana kadar, yolculukların sonlarına doğru Elflere ya da İnsanlara ait bir yerleşim yeri bulmayı hiç beklemezlerdi. Yürüyüş sırasında her adam iki günlük yolluk taşırdı (metinde bahsedilen ihtiyaç-kesesinden ayrı [s.288-89]; geri kalan diğer yükleri, ufak sağlam atlar tarfından taşınırdı, Yeşilormanın geniş güney ve doğu düzlüklerinde vahşi ve özgür biçimde yaşayan türlerdi bunlar. Evcilleştirilmişlerdi; fakat ağır yükler taşıyor olsalar da (yürüyüş hızında), onlara binecek adamları asla kabul etmezlerdi. Bu yüzden yalnızca on taneydiler. [Yazarın notu]
9 Yavannië 5, Númenórean "Kralın Hesabına göre, ufak bir değişiklikle Shire Takviminde korunmuştur. Yavannië (Ivanneth), Halimatha denk düşer, yani Eylül; ve Narbeleth, Ekimdir. Eğer herşey yolunda giderse kırk gün (Narbeleth 15e kadar) yeterliydi. Yolculuk muhtemelen en az üç yüz sekiz fersahlık bir mesafeydi; fakat güçlü kuvvetli, dayanıklı ve iri cüsseli Dúnedain askerleri, tam donanımlı bir şekilde rahatlıkla günde sekiz fersah yürüyebilirlerdi: sekiz fersah yol gidene kadar her fersahın bitiminde kısa molalar verilirdi (lár, Sindarin daur, durma ya da duraklama anlamlarına gelir), ve bir tane de gün ortasında. Bu on buçuk saatlik bir yol demekti, ki sekiz saat durmaksızın yürürlerdi. Bu süratte giderken uzun sürelerde kendilerine yetecek erzağı yanlarında bulundururlardı. Acele halinde daha hızlı hareket edebilirlerdi, günde yirmi fersah (çok büyük bir ihtiyaçta daha falzası da olabilir), fakat daha kısa periyotlarla. Felaketin olduğu günde, Imladrisin enleminde (oraya yaklaşıyorlardı), açık arazide en az on bir saat güneş ışığı vardı; fakat kışortasında sekizden daha az olurdu. Barış zamanında Hithui (Hisimë, Kasım) başlangıcından Nínui (Nénimë, Şubat) sonuna kadar Kuzeyde Uzun Yolculuklara kalkışılmazdı. [Yazarın notu.] Orta-dünyada kullanılan Takvimler ile ilgili detaylı bilgi Yüzüklerin Efendisi Ek Dde verilmiştir..
10 Meneldil, Isildurun yeğeniydi, Barad-dûr kuşatmasında öldürülen Isildur'un küçük kardeşi Anárionun oğlu. Isildur, Meneldili Gondor Kralı olarak görevlendirmişti. Nazik bir adamdı, fakat uzak görüşlüydü, ve düşüncelerini açığa vurmazdı. Gerçekte Isildur ve oğullarının ayrılışı onu memnun etmişti, ve Kuzeydeki meselelerin onları uzun süre meşgul edeceğini ummuştu. [Yazarın notu.] Elendilin Varisleri ile ilgili açıklanmamış belgelerde, Meneldilin Anárionun dördüncü çocuğu olduğu yer alır, İkinci Çağın 3318. senesinde doğmuştur, ve Númenorda doğan son kişidir. Bu yazı onun özellikleri ile ilgili tek referanstır.
11 Üçü de İttifakın Savaşında çarpışmıştır, fakat Aratan ve Ciryon, Mordor istilasında ve Barad-dûr kuşatmasında yer almamışlardı, çünkü Isildur onları Minas Ithile göndermişti. Sauron, Gil-galad ve Elendilden kaçıp Cirith Dúath (sonradan Cirith Ungol denildi) civarında bir kuvvet toplayarak, yenik düşmeden önce Dúnedainden intikamını alamasın diye. Elendur, Isildur'un varisi ve onun en sevdiğiydi, savaş boyunca babasının yanında yer aldı (Orodruin üzerindeki son mücadele hariç) ve Isildur'un bütün sırlarından haberdardı. [Yazarın notu] Son notta bahsedilen belgelerde Isildurun en büyük oğlunun Númenorda İkinci Çağın 3299. senesinde doğduğu yer alır. (Isildurun kendisi 3209da doğmuştur).
12 Amon Lanc, "Çıplak Tepe," Yeşilormanın güneybatı kenarındaki dağlık bölge içindeki en yüksek noktadır, ve böyle anılır çünkü tepesinde hiç ağaç yetişmez.. Sonraki günlerde, uyanışından sonra Sauronun ilk kalesi Dol Guldura dönüştü. [Yazarın notu]
13 Ferah Çayırlar (Loeg Ningloron). Eski Günlerde, Silvan Elfleri buraya ilk kez yerleştiğinde, burası yetmiş millik uzun bir iniş ile Anduinin Kuzeyden döküldüğü, akıntısının en hızlı olduğu kısmıydı ve çöküntü göl formunda bir alandı, ve burada Ferah Nehir (Sîr Ninglor), Dağlardan hızla akarak Anduinin sularına karışırdı. Göl, Anduinin batısında daha genişti, çünkü vadinin doğu tarafı daha sarptı; fakat doğuda muhtemelen Ormandan (o zamanlar da hala ağaçlıktı) aşağıya uzanan dik yamaçların eteklerine kadar ulaşıyordu, daha yumuşak yamaçlar tarafından çizilen sazlıklı sınırları Isildurun takip ettiği patikanın hemen aşağısındaydı. Göl büyük bir bataklığa dönüştü, nehrin üstünde adacıklar birikti, geniş sazlıklar ve hasırotları etrafı kapladı, bir adam boyundan daha uzun büyüyen, bütün bölgeye adını veren ve Dağlardan gelen nehrin akıntısının yavaş olduğu yerde çok sık bir şekilde yetişen sarı süsen çiçekleri her yeri kapladı. Fakat bataklık doğuya doğru çekildi, ve alçak yamaçların eteklerinden itibaren geniş düzlükler oluştu, buralarda çimenler ve insanların yürüyebileceği kadar kısa hasırotları büyüdü. [Yazarın notu.]
14 İttifakın Savaşından çok uzun zaman önce, Sauronun büyüyen gücünden kaygılanan Oropher, Anduinin doğusundaki Silvan Elflerinin Kralı, Amon Lancın etrafında, nehrin öte yanında yaşayan Lórienli soydaşlarının karşısında kurulmuş, kadim yurtlarını terketme kararı aldı. Üç kez kuzeye doğru ilerledi, ve İkinci Çağın sonunda, Emyn Duirin batısındaki dar vadiye yerleşti, ve kalabalık halkı ormanlarda ve vadilerde yaşadı ve batıda çok uzakta kalan Anduinden uzaklarda gezindi, kadim Cüce Yolunun (Men-i-Naugrim) kuzeyinde. O, İttifaka katıldı, lakin Mordor Kapılarındaki saldırıda katledildi. Oğlu Thranduil, Isildurun yolculuğundan önceki sene, Silvan Elfleri ordusundan kalanlarla birlikte geri döndü. Emyn Duir (Kara Dağlar) Ormanın kuzeydoğusundaki bir grup yüksek tepelikti, böyle denilirdi çünkü eteklerinde sık bir köknar ormanı büyümüştü; fakat o zamanlar bu kötü bir isim olarak algılanmazdı. Sonraki günlerde Sauronun gölgesi Büyük Yeşilormanın her yerine yayıldığında ve buranın ismini Eryn Galenden Taur-nu-Fuine (Kuyutorman) çevirdiğinde, Emyn Duir, onun uğursuz yaratıklarının sık sık gezindiği bir yere dönüştü, ve ismi Emyn-nu-Fuin oldu, Kuyutorman Dağları. [Yazarın notu.] Oropher için, Galadriel ve Celebornun Tarihi Ek Bye bakın, paragrafların birinde Oropherin Yeşilormanın kuzeyine geri çekilişinden bahsedilir, ve bu Khazad-dûm Cüceleri ile Lóriendeki Celeborn ve Galadrielden uzaklaşma arzusuna atfedilir.
Kuyutorman Dağlarının Elfçe isimleri başka bir yerde geçmez. Yüzüklerin Efendisi Ek F (II)de, Kuyutormanın Elfçe ismi Taur-e-Ndaedelos "büyük korku ormanı;"dır, burada verilen isim, Taur-nu-Fuin "gece altındaki orman,", Eski Günlerde Beleriandın kuzey sınırlarındaki ormanlık yüksek bir arazi olan Dorthonionun sonraki ismidir. Aynı ismin kullanımı, Taur-nu-Fuin, hem Kuyutorman hem de Dorthonion için kullanımı dikkate değer bir noktadır, babamın resimlerindeki yakın ilişkinin ışığında Pictures by J.R.R.Tolkiene bakın, 1979, no.37. Yüzük Savaşının sona ermesinden sonra Thranduil ve Celeborn, Kuyutormanı bir kez daha isimlendirdiler, buraya Eryn Lasgalen, Yeşilyapraklar Ormanı (Yüzüklerin Efendisi Ek B) dediler.
Men-i-Naugrim, Cüce Yolu, Hobbit Bölüm 7de tanımlanan Eski Orman Yoludur. Bu kısmın önceki müsvettelerinde bu konuyla ilgili şöyle denir; kadim Orman Yolu, Imladris Geçidinden aşağıya uzanır ve bir köprü ile Anduini aşar (ki İttifak ordularının geçişi için genişletilmiş ve güçlendirilmiştir), ve Yeşilormanın doğusundaki vadilere kadar uzanır. Anduin, alçak bir bölgesinde köprü kurmaya elverişli değildi; çünkü Orman Yolundan aşağıya birkaç mil boyunca arazi dikti ve nehir çok hızlı akıyordu, ta ki Ferah Çayırların geniş düzlüğüne varana dek. Çayırların ötesinde tekrar hızlanırdı, ve pek çok ırmak tarafından beslenirdi, bunların isimlerinin çoğu unutulmuştur, şu büyük olanlar hariç: Ferah (Sîr Ninglor), Gümüşdamarı (Celebrant), ve Kireçışığı (Limlaith)." Hobbitte Orman Yolu, Eski Sığlıktan ulu nehrin üzerinden geçer ve burada bir zamanlar bir köprünün var olduğundan söz edilmemektedir.
15 Bu olayın gelişimi, Güç Yüzüklerine Dair (Silmarillion s.295)te açıkça betimlenmiştir: "Isildur, Puslu Dağlarda pusuya yatıp bekleyen bir Ork ordusunun saldırısına uğradı; ve Yeşilorman ile Ulu Nehir arasında Ferah Çayırların, Loeg Ningloron, yakınlarına kurduğu kampına birdenbire saldırmışlardı, çünkü dikkatsizdi ve bütün düşmanlarının bozguna uğratıldığını düşündüğü için etrafa nöbetçiler yerleştirmemişti.
16 Thangail "kalkan-çiti" bu dizilişin, Elendilin halkının normal olarak konuştuğu dil olan Sindarindeki ismidir, Quenyadaki "resmi" ismi sandastan "kalkan-duvarı," basit olarak thandā "kalkan" ve stama- "engel, uzak tutuş." kelimlerinden türetilmiştir. Sindarin kelimesi farklı ikinci bir öğe kullanır: cail, sivri ve keskin kazıklardan oluşmuş çit ya da parmaklık. Basit form olarak keglē, keg- "kırık dal, diken," gövdesinden türetilmiştir, ayrıca basit kelime olan kegyā "çitle çevirmek," bakın Sindarin cai (Mordordaki Morgai).
Dírnaith, Quenya nernehta "insan-mızrakbaşı," kama şeklinde bir diziliştir, düzenli olmayan bir yığın halinde, kısa bir mesafede bulunan düşmanın üzerine atılmak ya da açık arazide savunma pozisyonunda bulunan düşmana karşı başvurulan bir diziliş. Quenya nehte, Sindarin naith, uca doğru incelen bir diziliş şekli için kullanılırdı: mızrakbaşı, boynuz, kama, dar burun (kök nek "dar"); Naith of Lórien, Celebrant ve Anduinin oluşturduğu açıda yer alan arazi, küçük ölçekli haritada gösterilenden daha dar ve sivridir. [Yazarın notu.]
17 Ohtar efsanelerde kullanılan tek isimdir; fakat muhtemelen bu felaket anında resmiyet altındaki duygularını gizleyen Isildurun ona hitap için kullandığı bir unvandı. Ohtar "savaşçı, asker" tam bir şekilde eğitilmiş ve deneyim sahibi olduğu halde roquen yani şövalyelik derecesine erişememiş olanlara verilen bir unvandı. Fakat Ohtar, Isildur için değerli biriydi ve onun kendi soyundandı. [Yazarın notu.]
18 Önceki müsvettelerde Isildurun, Ohtara yanına iki arkadaşını almasını emrettiği belirtilir. Güç Yüzüklerine Dair (Silmarillion s.295) ve Yüzük Kardeşliği II 2de "yalnızca üç adamın dağları aşabildiğinden bahsedilir. Burada verilen metinde anlatılan üçüncü kişi savaştan sağ çıkan Estelmodur, Elendur'un silahtarı, (s. 288).
|
|