Yine Başa Döndük I (Aragorn ve Mükemmellik)
Tarih: Ağustos 21, 2003 - 11:20:53
Konu: YAZILAR / Ortadünya Yazıları


NOT: Değerli bir dostumdan imla hatalarıyla ilgili çok yerine bir uyarı geldi. Bundan sonra daha dikkatli olacağım. Kusurlarımız için affola..

Yine başa döndük uzun yolculuklardan sonra… Mükemmellikten ötesi, Aragorn için kullandığımız tabirler birden yaşadığımız toprakların kurucusu için yorumlanmaya başladı.

Yoksa birisi ikinci cumhuriyetçilik mi oynuyor?.. Kokuşmuş tozlu düzen içinde… kimin mükemmelliği kime?

Bütün bu uçuk düşsellikten çıktığımız anda bir tartışmayla karşılaşıyoruz. Ben de kendimce –sevgili buçukluk’un da özel izniyle, ışıkla kal- bu

tartışmaya açıklık getirmek istedim sevgili yüzük dostlarım. Uzun uğraşlar sonu bir sürü parağraf yığını hazırladım. Bunları harmanlayıp, tartıştıktan ve değerli bir edebiyatçı ile değerlendirten sonra, çok da sıkmadan ve bilimsel bir makale havasından sıyırarak bir şekilde ifade ettim.

Kendimi bütün bu dünyadan soyutluyorum ve J.R.R Tolkien’in kaleminin ucuna bırakıyorum. Yaşlı Beor’un bilmem kaçıncı torunuyum. İki elim, iki ayağım vs vs var. Ve elf adı verilen uzun boylu yaratıklarla karşılaşıyorum. Boyları çok uzun ve kulakları sivri. Bir kurgu yapıyorum ve başlıyorum sıralamaya

1- Elfler çok uzun yaşıyorlar. Ama çok az çocukları var. Ben azıcık yaşıyorum onların yanında ama bayağı da hızlı çoğalıyorum. Bu durumda ilerde bunların soyunun bir şekilde tükenmesi lazım. Ancak bana verilen öğretilerde bunların ölümsüzlüğü yazıyor. O zaman bir çıkmazın içine giriyorum.

2- Bu duruma itiraz ediyorum. Ey tanrı(lar) bu ne iş… Eşitlik istiyorum ben de mükemmellik istiyorum!.. ve birden çok kalın bir duvara tosluyorum.. Çünkü konuştuğum elflerin yüzlerinden gölge geçiyor ve mükemmel olan bizler değil sizlersiniz, çük yaşadığımız için morgothun ektiği kötülük tohumlarının acısını biz çekiyoruz diyor. Kararsız kalıyorum. Soruyorum sonsuzda ne olacak.. Biz azalacağız, çoğumuz acıdan, savaşlardan düşecek.. Ama siz.. ama siz.. hep artacaksınız!.. Çoğunuz ona hizmet edecek ama bizle kalanlar olacak elbet!

3- Ben elflerle kalmayı seçiyorum ve bakıyorum bizden biri Beren yarı maia yarı elf olan Luthien ile birleşiyor. Ve birden işler karmaşıklaşıyor (Ayrıntılarda boğulmayalım merak edenler için Silmarillionu tavsiye edelim..) Büyük bir savaş oluyor ve hepimiz kötülüğü ebediyen sonsuza ittiğimizi düşünüyoruz. İki büyük liderimizden biri (elrond) elf yaşamı arzuluyor, diğeri (elros) ise insan. Ama o da elf kanı taşıyor ve ona 500 yıllık bir hayat bahşediliyor.

4- Serde insanlık var. Elrosun izinden yürüyoruz. Bize en-batı yasak ediliyor ama en-batıyı -şimdilik- aratmayan bir ada veriliyor. Artık mükemmel olmanın mutluluğunu sürüyoruz. Hem insan olmuşuz ama elf gibi uzun boylu ve güçlüyüz! Keyfimize diyecek yok. Derken ne olursa oluyor, kızıyorum: hey elfler bana 500 yıl yetmez bizde sizin gibi aynı kandanız. Ölümsüzlük istiyorum! en-batıyı, en mükemmeli istiyorum!!..

5- Ve birden bum!. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oluyorum.. Kendimi tozlaşmış, kuru topraklı bir ülkede buluyorum. İki tane ülke var. Kuzeyde ve Güneyde. Ancak Morgoth’un hizmetkarı hala işbaşında. Yine destansı bir savaş oluyor. Kötülük mağlup ediliyor. Ama bize yakışmaz, biz mükemmel olmalıyız. Birleştiren Tek’i alıyor Kralımız…

Sonrasını hepimiz çok iyi biliyoruz. İnsanlığın mükemmellik arayışları… Daha derinlemesine inceleyip tartışmak isteyen dostlarım Buçukluk’un “Aragorn Neden Mükemmel?” isimli incelemesini ve “Orta Dünya” kurgusunu inceleyen kitapları bir kez daha okurlarsa anlatmak istediklerim daha iyi bir şekilde oturur kaanatindeyim. Bunun yanında eklemeliyim ki Öyküsel anlatımım çok eksik, bu yüzden hataya yer vermemek için çok fazla ayrıntıya girip yanlışa düşmek istemedim. Bu yüzden kusuruma bakmazsınız sevinirim

Mükemmellik kavramı herkese değişir. Buna buçukluk da dahildir, hayali bir karakter olan Aragorn da, bu yazıyı okuyan insan da… Ben Aragorn Neden Mükemmel ve bunun gibi yazıları son derece kişisel, zaman zaman gereksiz ve yersiz buluyorum. Lakin bu son yazı olaya çok daha farklı bir açıdan olayları değerlendirdiği için basit bir yorumla geçiştirilmek yerine uzun bir yazı ile eleştirilmeyi hak ediyor. Kişisel olarak buçukluk ile yüzde yüz ters düşsem bile sevgili dostuma hakkını vermek zorundayım. Yalnız,

Mükemmel, her açıdan eksiksiz, tamamlanmış demektir. Siz bu her açıyı sonsuz tane yapabilirsiniz. Benim düşüncemde mükemmel olan Tek olandır. Bunun tartışmasını bir kenara bırakırsak. Aragorn ne kadar mükemmele yakınsa o kadar çok acı çekmiştir. Bu çektiği acılar onun mükemmeliğe ulaşmasında engel teşkil etmiştir. İlginçtir J.R.R Tolkien Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde Aragorn’un eksik yönlerinden bahsetmiyor. Sadece Aragorn’un atalarından birinin yaptığı büyük hata nedeniyle duyduğu korku ve güvensizliği eserin bazı yerlerinde ön plana çıkarıyor. Bu da ne kadar etki bırakıyor okuyucu üzerinde bilemiyorum ama buçuklukta olduğu gibi çoğu okuyucuda son derece normal olarak Aragorn’un mükemmelliği düşüncesi beliriyor. Sadece buçukluk ve onun gibi dikkatli okuyucular bunu kendilerince sorgulayabiliyorlar. Tabi bunu pek çok okuyucunun sadece Yüzüklerin Efendisi ile sınırlı kalmasına Silmarillion ve Güç Yüzüklerine Dair eserlerine fazla itibar etmemesine bağlayabiliriz. Yine belirtelim –her ne kadar o kitapları okuyup okumadığını bilmesem de- buçukluk koca bir alkışı hak ediyor.

Bu yazıyı yazarken Aragorn’un hatalarını koyup buçukluk haksız çıkarma uğraşını vermek Yerine çok daha farklı bir açıdan olaylara bakarak düşüncelerimi aktarmayı amaçladım..

Aslında tartışılması gereken konu mükemmellik.. Ben de bunu tartışacak kadar irfanlı ve kudretli olmadığım için bunu bir sonraya bırakıyorum ve yazıma buçuklukun yazısını baştan aşağıya yorumlayarak ve tartışarak devam etmek istiyorum. Tekrar ifade etmek isterim ki amacım sadece bir aydınlatmadır!

“Kitapta Gandalf hariç herkes çeşitli şekillerde hata yapmış,görevlerinde başarısızlık görmüş,hatalara yanılgılara düşmüştür.Buda iyi veya kötü maceraya bir yön vermiştir.Saruman ın nasıl yoldan çıktığını ve inanılmaz hatalar yaptığını biliyoruz.Gandalf iyiliğin ve doğrunun tarafında olduğu ve sıradan türlerin çok ötesinde bir varlık olduğu için her hareketi başarılı sonuçlar veriyor ve her öngörüsü doğru sonuçlar veriyor.En doğru zamanda doğru yerde olabiliyor.Bu Gandalf gibi biri için şaşırtıcı glmiyor bana tabii ki.”

Yukardaki paragrafın eleştirisini yine paragrafın kahramanı sevgili Gandalf’a bırakıyorum. “ “Orada yanlış yaptım” dedi Gandalf . “Arif Saruman’ın sözleriyle yatıştım; oysa gerçeği daha önce aramaya başlamalıydım, o zaman şu an içinde bulunduğumuz tehlike daha az olurdu.” Gandalf’ın sözünü mükemmel olarak tabir ettiğimiz Aragorn’un ulu akrabası ve efendisi tamamlıyor. “Hepimiz kabahatliyiz” dedi Elrond.. (bkz Yüzük Kardeşliği sayfa 305)

Belirtiğimiz üzere.. kimse mükemmel değildir. Hayali kahramanlar bile…
“Hatalara gelince ,Elflerin Gollum u elinden kaçırması.Legolas ve Gimli nin sonradan iyi bir arkadaşlığa dönüşse de birbirlerine olan ilk başta ki önyargıları,Boromir in düşüşü,Merry ve Pippin den hangilerini saysam,Sam Frodo Faramir,Theoden Denethor tek tek saymaya gerek yok.Her karakter günahı ile sevabı ile bir karakter.Bir yerde her biri mutlaka bir yanlış karar,bir yanlış hareket mutlaka yapıyor.Hata yapmasa da yenilgiye uğrayabiliyor.Faramir gibi mesela.Cümlekapısının önünde Gandalf yetişmeseydi neler olurdu bilinmez.En büyük hatayıda bence Ağaçsakal yapıyor.Sarumanın artık kimseye zarar veremeyeceğini düşünüp onu salıvermesi Tolkien in eserinde belkide en özel yere sahip hobbit türünün yani halkımın bir çoğunun ölmesine,birçok buçukluğun hiç tanımadığı keder ve zulümle karşılaşmasına neden oluyor.Buda hikayede kötülüğün şerrinden en uzak halkların bile zarar görebileceğini ispatlanmasını sağlıyor.”

Bu paragrafa kanımca bütün yüzükseverler katılmıştır. Şöyle olsaydı böyle olsaydı demek yanlış bence yani Faramir’in iyisini kötüsünü Gandalf’ın yetişip yetişmemesiyle değerlendirmek bir hata! Peki sevgili Gri Gandalf, Ak Gandalf olarak geri dönmese (ki burada reenkarnasyona bir atıf var, tartışmaya değer!) sonucu nasıl yorumlayabilirdik. Aragorn o taç takabilir miydi? İşte bu ve bunun gibi soruları değerlendirerek karakter analizi yapmak veya değerlendirmede bulunmak son derece yanlıştır. Ha değerlendirmek gerekirse sevgili buçukluk, eğer frodo başarısız olsa idi boromir doğru bir yolda düşmüş olacak yani hatasız ve mükemmel(!) ilan edilebilecekti. Yani yazgı ile hatayı birbirine karıştırmamak gerekiyor. Örnek vermek gerekirse “ “Bir balrog “ diye mırıldandı Gandalf. “Şimdi anlıyorum.” Sendeleyerek, asasında dayandı tüm ağırlığıyla. “Ne kem talih! Bense bütün gücümü neredeyse tükettim.” (bkz Yüzük Kardeşliği sayfa 396) Burada Gandalf’ın hatasından bahsedebilir miyiz? Tabii ki hayır.

Burada çok uzun bir parantez açıyorum. Kitabı okumayarak sadece filmi izlemiş yüzüksever(!) okuyucularım. Gandalf’ı gayet rahat suçlayabilirler. Çünkü filmde Gandalf buraya bir Balrog’un varlığından haberdar bir şekilde giriyor ve risk alıyordu. Halbuki kitapta Gandalf’ın bundan kesinlikle haberi yok. Ayrıca Legolas hayranı kızların bu 396 sayfayı dikkatle okuduktan sonra bir sonraki sayfaya geçerek Aragorn ve Boromir’İn kahramanca çırpınış ve uğraşlarını görmelerini isterim. Hayal etmek çok güzel bir şey, ama ayağımızı yere basmasını bilelim a dostlar. Biz bizi kendi içimizde arayalım hayallerde değil!

“Ama Aragorn bunların dışında...

Yaptığı herşey iyi sonuçlar veriyor.Kral.Savaşlardan zaferle ayrılıyor.Kral ın elleri şifacının elleri aynı zamanda.Palantir e bakış anı saniyesi saniyesine öylesine mükemmel bir zamanlama ki bakmasa herşey bambaşka olabilir.Bree de tam zamanında hobbitleri buluyor,ölülerin yolu seçimi çok kritik.Bir insan için olabilecek en büyük sevgiyi de karşılıklı yaşıyor,Arwen Akşamyıldızı gibi biri var hayatında.Kral olduktan sonra da bir bonkör bir bonkör ki sormayın gitsin.

Uzun lafın kısası Aragorn tek kelimeyle mükemmel.Hiçbir zaman büyük bir umutsuzluğa bile kapılmıyor,böylesi düşünceler aklına düşse de etrafında onu motive edecek insanlar devamlı var.Ama neden.Kralların soyundan geliyor evet ama en bi kral İsildur un bile ne büyük bir yanlışın içine düştüğünü biliyoruz.Kolcu olması ve uzun zaman kendini ispat etmek için gezmesi ise ne Elrond tarafından kararın verilişi ile nede Aragorn tarafından uygulanışı ile kötü sonuçlar vermiyor aksine mükemmel sonuçlar veriyor ve kendisini geliştirmesinde en büyük katkıyı sağlıyor.Babası Arathorn un kısa ömrüne karşın çok uzun bir ömür de yaşıyor.Gerçi bunun nedenleri açıklanıyor tabii ki.Ama asıl neden sorusunun cevabını bir türlü bulamıyorum.İnsanlar hatalarından ders alır.Ama Aragorn un anlatıldığı kadarıyla hayatında aklımda yer eden hiçbir hatası yok.”

Belki de en çok tartışabileceğimiz ve benim en çok eleştiriye maruz kalabileceğim bir yere geliyoruz. Gerçekten Aragorn hep –kurgusal bağlamda- doğruyu yapıyor. Yazar J.R.R Tolkien de bunu üstüne basa basa belirtiyor ve özelikle ön plana çıkarıyor. (Sırf bu paragrafı doğru yorumlamak adına kitabı baştan sona okudum ve özelikle Kralın Dönüşü Ek A üzerinde çok durdum!) Eğer olaya duygusal boyut ile yaklaşırsanız sevgili buçukluk gibi görürsünüz ki Aragorn her açıdan mükemmel! Bu mükemmeliğin boyutu ne? Doğru zamanda doğru yerde olup doğru kararı verebilme. Bu düşünüm için mükemmelliği bu şekliyle yorumladığınız vakit yukardaki paragrafı olduğu gibi kabul etmek ve virgülüne dokunmadan katılmamız gerekiyor. Ancak negatif yaklaşırsak –yani Tek’ten başka kimsenin mükemmel olamayacağını en hayali karakterin bile..- Aragorn’un bir çok eksikliğini görürüz. Bunu değişik bir ağızla “Yahu sen madem mükemmelsin alsaydın ya yüzüğü niye korktun?” gibi tamamen saçma bir soru yerine daha sağlıklı sorular sorarak çözmeli ve yazgı ile yanlış kavramlarının birbirinden tamamen soyutlayarak değerlendirmeliyiz. Çok ilginçtir ki ben savunduğum görüş ile ilgili bir örnek veremiyorum. Yani bu yazıyı okuyanlara Aragorn’un mükemmel olmadığını kanıtlayamıyorum!. Bunu ancak içgüdülerime dayanarak ya da vicdanen kalıplaşmış varsayımlarımdan yardım alarak söyleyemiyorum. Kitaba bakarak “neden öyle yapmamış?” gibi olayı saptıran biri soru sormadığımız müddetçe kesinlikle buçuklukun bu iddiasını çürütemeyiz. En azından kitaba bakarak mümkün değil bu.. Gerek “Aragorn Neden Mükemmel” yazısına yorum yazan gerek başak yerlerde fikir belirten dostlarım ya duygusal davranarak Aragorn’un mükemmelliğini savunuyorlar ya da varsayım veya içgüdülerle sonuca gitmeye çalışıyorlar. Bu yüzden bu paragrafın yorumunun ucunu açık bırakıyorum. Eğer benim atladığım Aragorn’un mükemmelliğiyle ilgili bir bölüm yakalayan varsa küften bunu yorumunda ya da başka bir şekilde belirtsin! Bu hepimiz için gerekli.

“Sırf bu yüzden her zaman karakter olarak Boromir i sevmişimdir.Hayatı inandığı şeyler için savaşmak için geçmiş,en umutsuz anında aslında Gondor adına üzerinde azda olsa hak iddia edebileceği İsildur un Felaketi Boromir inde felaketi oluyor.Boromir ne elfler tarafından yetiştirilmiş,ne bir yolgezer gibi Orta Dünya yı tam anlamı ile tanıma şansını bulmuş nede Gandalf ın gözüne girebilmişti.Babasının gözdesi olmasının nedenleri ise açık.Karşılaştırıldığında Aragorn Boromir e göre fazla mükemmel.Peki neden,onu bilmiyorum.Belki de sadece Tolkien biliyordur ama benim tek bildiğim bu kadar mükemmel olabilmek ve Gondor u yükseltip kral olabilmek için bir parça elf taşının yetmeyeceği.(copyright by Sauron un Ağzı)Elflerin kendileri bile mükemmel değilken...”

Bu paragraf için yorum yapmıyorum. Yazar kendi varsayımlarını ortaya koyuyor, bu yüzden onu eleştirmiyoruz. Sadece yazarın yazgı ile yanlışı birbiriyle karıştırdığını ifade ediyoruz. Herkes bu eser içinde çeşitli karakterleri beğenmiş ve kendisiyle özdeşleştirmiştir. Ne ilginçtir ki yazar önce Aragorn’un pek çok kişiyi hayran bırakacak meziyetlerini ortaya koymuş ama okuyucuyu ters köşeye yatırmıştır.

SON NOT: Bu yazı Buçukluk’un özel izni alınarak yazılmıştır. Yazıda kırıcı ve üzücü deyimlerden özelikle kaçındım ancak çeşitli şekillerde üzerine alınan veya eleştirmek isteyen varsa kapımız sonuna kadar açık. Bu yazıyı yazmamızdaki temel amaç son zamanlarda çok tartışılan bir konuyu tekrar gündeme getirip değerlendirmek olmuştur. Yazı tamamen kendi yorumlarımı ve düşüncelerimi içermektedir. Sevgili Buçukluk’u bağlayıcı herhangi bir ifade yoktur. Gel gelelim yazı buçukluk’un yazdığı bir makale üzerinden yola çıkılarak ve onun düşünceleri baz alınarak yazılmıştır. Bu yüzden bana bu imkanı veren Sevgili Buçukluk’a teşekkür etmeliyim...

Benim gibi kadim bir ulema(!) ilk defa bir yazı üzerinden değerlendirme yapıyor ve bu kadar uzun bir makale oluşturmayı amaçlıyor.. Tebrikler buçukluk.. Daha nice güzelliklere

Işık ve Sevgiyle

Anarion







Bu yazının bulunduğu yer: Yuzuklerin Efendisi / Turkiye LOTR / Turkey
http://www.yuzuklerinefendisi.com

Bu yazıyı bulabileceğiniz URL adresi:
http://www.yuzuklerinefendisi.com/article.php?sid=1382