Ana Sayfa Hesabınız Yazı Ekleyin FAN ART FRP - RPG
J.R.R.Tolkien Kitaplar Galeri Biz Kimiz
Üye ol Üye girişi
Yazı aramak istediğiniz
Sitede 234 ziyaretçi, 0 kullanıcı var.
Oturum Aç
Takma isim

Parola

Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.

Seçenekler
· Ana Sayfa
· Yazı Gönderin
· İstatistikler
· Bizi Tanıtın
· Forum
· Yükle
· En iyiler
· Linkler
· Hesabınız

YÜZÜKLERİN EFENDİSİ

J.R.R.Tolkien
Hayatı, eserleri, kronoloji, röportaj, resimler...

Kitaplar
Özetler, kapak örnekleri, incelemeler...

Resim Galerisi
Sanatçılara göre sınıflandırılmış 100'lerce resim...




Önceki Yazılar
Mart 21, 2013 - 08:08:57
· Kızıl Yolculuk (1)

Kasım 07, 2012 - 16:17:32
· Bitmemiş Öyküler Çıktı (10)

Kasım 07, 2012 - 16:00:58
· Rohan ve Türk Benzerliği Üzerine (0)

Kasım 07, 2012 - 15:56:46
· Hobbit Fragmanları (0)

Aralık 21, 2011 - 08:18:56
· Hobbit Trailer (0)

Ekim 10, 2011 - 10:09:41
· Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (2) (0)

Haziran 13, 2011 - 10:37:47
· Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (1) (5)

Haziran 13, 2011 - 10:34:53
· Hobbit Vizyon Tarihleri ve Isimleri Açıklandı! (0)

Haziran 13, 2011 - 10:18:39
· Oyun Fikirleri (2)

Aralık 03, 2010 - 08:08:20
· BBC Tolkien röportajı (0)

Kasım 22, 2010 - 11:15:26
· The Hobbit icin Gazete Ilani (2)

Ekim 22, 2010 - 11:31:19
· Hobbit oyuncuları (10)

Ekim 13, 2010 - 09:27:41
· Yüzüklerin Efendisi'nin Sırrı Ne? (2)

Haziran 02, 2010 - 07:54:36
· HOBBİT TEHLİKEDE (4)

Nisan 06, 2010 - 09:13:39
· Muhiddin-i Arabi'nin Eserleriyle Lotr ve Silmirallion'a Bakın (5)

Nisan 06, 2010 - 09:13:33
· Gölgelerin İçinden (0)

Ocak 19, 2010 - 08:58:13
· Born of Hope. LOTR Fan Filmi (11)

Ocak 08, 2010 - 15:45:13
· Hobbit'le İlgili Bazı Sorular (0)

Ocak 08, 2010 - 15:44:59
· Mucizeler Savaşı (6)

Ocak 08, 2010 - 15:44:38
· LOTR Filmlerindeki Sinir Bozucu Sahneler (18)


Eski Yazılar

orta dünya ve koyu milliyetçilik
Yayınlanma tarihi Haziran 27, 2007 - 17:10:50 Gönderen iarwainbenadar

> GENEL / Yüzüklerin Efendisi maiarsofthevalinor göndermiş "(Sabri Cuha)
Yüzüklerin Efendisi

"Güzel bir kitap okudum" veya "güzel bir film izledim" demek için
kullandığınız kriterler nelerdir? O kitabın ya da filmin sizi içine alıp
bambaşka bir gerçeklik içinde bir süre dolaştırıp sonra da "keşke
bitmeseydi" duygusuyla koltuğunuza geri bırakması mı? Eğer kriteriniz bu
ise, doğrudur, Yüzüklerin Efendisi kitabı ve filmi güzeldir.

Ama bence
kriter olarak bundan daha fazlasına ihtiyacımız var; çünkü bir eserin
"başarısı" ardında büyük kötülükler barınabilir.
Özellikle fantastik edebiyatın kilometre taşı olarak kabul edilen
Yüzüklerin Efendisi kitabı ve yıllar sonra onun sinemaya uyarlanması bu
açıdan incelenmeye değer. Bu inceleme, eleştirel yaklaşımı fantastik
edebiyatın, fantastik çizgi romanların ve fantastik sinemanın diğer
örneklerine de uygulamak üzere bize bir yöntem sunabilir.
Ben kitabı Metis Yayınları tarafından ilk yayınlandığı zaman okudum, daha
doğrusu okumaya başladım; çünkü önce 1. cilt çıktı ve 2. cildin
yayınlanması için epeyce beklemek zorunda kaldık. Ve nihayet 3. cilt
aylar sonra yayınlanınca kitabın okuması uzun bir süreçte
tamamlanabilmiş oldu. Hakkını vermek gerekir ki, J.R.R. Tolkien usta
bir yazardır (toprağı bol olsun). Ortaya çıkardığı yapıt görkemli ve
inceliklidir.
Görkemli ve incelikli yapıtlar bize nüfuz ederler; daha doğrusu nüfuz
edebildikleri ölçüde görkemli ve incelikli olurlar. Bu yapıtların
içimizde bıraktıkları/yarattıkları hislerin nitelikleri ise ayrı bir
şeydir. Bir eseri güzel kılan onun sadece nüfuz etme başarısı mıdır?
Bence hayır; içimizde bıraktıkları şeylerin niteliği de önemlidir. Bir
sanat eseri hakkında fikir oluştururken bu sübjektif kriteri gözden uzak
tutamayız. Yüzüklerin Efendisi kitabının ana temalarını hatırlamaya
çalışalım. Önce bizi olumlanan bir sosyal ortam karşılıyor: Hobbit
ülkesi. Bu ülke barış, huzur dolu bir yerdir. Yeşil çayırları, küçük ama
hayatın tüm zevklerini sunan barınakları, sevimli kısa boylu neşe dolu
sakinleri ile bir "cennet ülke". Burda bir şeye dikkatinizi çekmek
istiyorum. Fantastik edebiyatın taşıyıcı sütunlarından biri olan ve
kitabın devamında da tutarlı bir şekilde yer alacak bir "denklik"
kurmuştur Tolkien: her ülkenin farklı bir sosyal ortamı vardır ve her
ülkenin sakinleri de buna uyumlu şekilde fizyolojik olarak farklıdır;
hatta diyebiliriz ki farklı türlerdir. Birbirinden tamamen farklı
türlerin tümüyle "insansı" temellerini korumaları, fantastik sanatın çok
kullandığı bir özellik olmuştur. Ama işte bu denklik şunu söylüyor: aynı
dünyayı paylaşarak farklı değerleri temsil eden bu varlıklar hem insan
hem farklı türlerdir. Bu bana bir şeyi hatırlatıyor: ırkların fizyonomik
farklılıklarını sahip oldukları değerlerdeki farklılıkla, hatta yalınkat
iyilik ve kötülükle bağdaştırmak yani ırkçılık. Tolkien bence daha da
ileri gidiyor: bu farklı ırkların herbirini sınırları belli ülkelere
paylaştırıyor: buna da en koyusundan milliyetçilik demeyeceğiz de ne
diyeceğiz? Ortaya Nasyonal Rasist gibi enteresan bir kombinasyon çıkıyor.
Oysa kitabın tümüne bakınca, bir çok eleştirmenle aynı kanıyı
paylaşmamak mümkün değil: Yüzüklerin Efendisi bir II. Dünya Savaşı
eğretilemesi gibidir ve bu eğretilemede Naziler (Nasyonal Sosyalistler)
kötülerle
özdeşleştirilmiştir. Bu durum yukardaki analizi çökertir mi? Hayır. Bir
İnsan hem nasyonalist, hem ırkçı hem de Nazilere karşı olabilir; eğer
Alman değilse. Tolkien de Alman değildir; II. Dünya Savaşı sırasında
İngiltere'dedir ve aslen Güney Afrika'lıdır. Elbette ki Güney Afrikalı
olması bizi Tolkienleştirmesin, yani buna dayanarak onun bir ırkçı
olduğunu iddia edemeyiz ama ırkçılığın gündelik hayatın bu derece içine
sinmiş olduğu bir ülkede yaşamak, insanı ırkçılık konusunda olumlu veya
olumsuz bir saf tutmaya itecektir kuşkusuz. Tolkien'nin ırkçılık
karşısında bir tutum takındığı yönünde hiç bir emare bulamadım
Yüzüklerin Efendisi'nde. Devam edelim; hatırladığım ikinci tema Frodo'nun
üstlendiği önemli görev. Diyebiliriz ki o dünyanın kaderi Frodo'nun
elindedir. Yani Frodo bir "misyon" sahibidir. Dünyayı kurtarma misyonu
sahibi kahramanlar, fantastik edebiyatta çok rastlanılan başka bir
öğedir. Ama sadece orda değil, başka yerlerde de bu öğeye sık rastlarız:
Militarizmde. Zaten kitap, hem hacimsel hem vurgu anlamında bir macera
kitabı olduğu kadar -belki de daha fazla- bir savaş kitabıdır.
Yüzüklerin Efendisi'nin en yoğun teması savaştır. Tolkien savaşa nasıl
yaklaşır? Bir kere bu bir misyon savaşıdır, yani gerekli, meşru,
kaçınılmaz ve bu bağlamda da olumlu. Kitapta savaşlar teknik, taktik,
stratejik detaylarıyla, kahramanlık öyküleriyle, kitlesel coşkusuyla
soluk soluğa okunacak şekilde anlatılmıştır. Neredeyse bizi o savaşa
katılmaya davet etmektedir. Üstelik bu öyle bir savaştır ki, "iyi" ve
"kötü" en yoğun halleriyle karşı karşıya gelirler. "İyi ordu" en küçük
rütbelisine kadar iyi, "kötü ordu" tabir caizse "tırnaklarının ucuna
kadar kötü"dür. Bu ne manaya geliyor? Ne yazık ki korkunç bir manaya:
GENOSİT. Düşünün ki iki ulus savaşıyor; bir taraf yayılmacı yani kötü,
diğer taraf da meşru müdafa halinde yani iyi. Örnek olarak Vietnamlıları
ve Amerikalıları alalım. Tolkien'in eseri bu durumu şöyle yorumluyor:
Eğer Vietnamlılar iyi ise, kötü Amerikalıları beşikteki bebeklerine
kadar öldürme hakkına hatta misyonuna sahiptir. Yani tıpkı Mordor gibi,
Amerikalı deniz piyadelerini o topraklara sürükleyen şey merkezi iktidar
değil, her Amerikalının kanındaki alyuvarlara bile sinmiş olan katıksız
kötülüktür. Bu nedenle Tolkien'in savaşı, kötülerin yalnızca liderinin
iktıdardan düşürülmesi ile değil, ne kadar Mordorlu varsa hepsinin
yokedilmesi ile kazanılabilir.
Tolkien'e fazla yüklendiğimi düşünüyorsanız, sabredin; daha bitmedi.
Yüzüklerin Efendisi'nde kaç tane kadın hatırlıyorsunuz? Ben bir Elf
Kraliçesi, bir de erkek gibi savaşan soylu bir kadın hatırlıyorum. Yani
bu kitabın kapıları sadece erkeklere denk bir güce sahip olan kadınlara
açılıyor; kontenjanı da çok sınırlı. Üstelik bunca farklı "tür" insansı
yaratık ince ince tasvir edilip anlatılıyor ama bunların nasıl ürediğine
dair en ufak bir anlatı bulamıyoruz. Tolkien kadın olarak davranan
kadınları bu erkek dünyaya layık görmediği için olsa gerek, seksten
bahsetmeyi hiç sevmiyor. Bence bu kitabın yazarı gerçek bir seksisttir.
Bu ve daha bahsetmediğimiz diğer nedenlerle (gücü yüceltme, sadakat vb)
ben, Yüzüklerin Efendisi kitabının ve ne kadar ustalıkla yapılmış olursa
olsun aynı isimli filminin, "kötü" olduğunu düşünüyorum.
Sanıyorum sanat eserlerine bu tür bir yaklaşım gereklidir ve sanatı
herşeyden kopuk apayrı bir kategori olarak niteleyen kapitalist sisteme
karşı yürütülmesi gereken mücadelenin bir metodudur; hele hele sinemanın
en büyük manipülasyon araçlarından biri haline getirildiği bu çağda.
(alıntıdır)


Bu yazıyı sizinle paylaşmak istedim arkadaşlar çünkü ben bu konu üzerine bir kaç gündür kafa patlatıyorum..:) Sizin de görüşlerinizi merak ediyorum"

 
Oturum Aç
Takma isim

Parola

Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.

İlgili Linkler
· > GENEL / Yüzüklerin Efendisi Hakkında
· Yayınlayan Editör: iarwainbenadar
· Ana Sayfa


> GENEL / Yüzüklerin Efendisi Hakkında en çok okunan :
Yüzüklerin Efendisi'nin Sırrı Ne?


Yazıcı Dostu Sayfa  Bu Yazıyı bir Arkadaşınıza Gönderin

"orta dünya ve koyu milliyetçilik" | Oturum Aç/Yeni Hesap Yarat | 9 yorum
Puan
Yorumlar gönderene aittir. İçeriğinden hiçbir şekilde site ve site yönetimi sorumlu tutulamaz.
Re: orta dünya ve koyu milliyetçilik (Puan: 1)
Gönderen kavrangoz Tarih: Haziran 30, 2007 - 11:03:32
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Bana göre "genosit" ve "nasyonalizm" veya "seksist" gibi kavramlara ulaşılırken çok zorlama mantık kullanılmış.

"Sonuca ulaşmak, düşünmekten yorulmaktır" demiş bir bilge. Kanıtı işte bu yazı.

Çağımızın en büyük hastalığı, herkesin her konu hakkında görüş bildirebileceği yanılgısıdır. Tabi ki görüş bildirilebilir ama eğer o konu hakkındaki tek dayanak noktanız içinizdeki önyargılar ve yanlış oturmuş kavramlarsa, bu yazı gibi yanlış şeyler çıkar ortaya. Çıksın. Ama vahim olan diğer cahillerin bu yazıları sırf yazı oldukları için ciddiye alması. Bilgisizliğin hüküm sürmesi yani.

Edebiyat eleştirmenliği diğer her şey gibi eğitimle, okumayla ve doğru yaklaşımla başarıya ulaşacak bir şeydir. Bilgi olmadan düşünce de olamaz. Olsa bile böyle yanlış olur işte.

Bu yazı daha çok, yoldan birini çevirirsiniz ve sorarsınız "Yüzüklerin Efendisi'ni eleştirsene bi?"
O da daha önce hiç düşünmemiş olduğu için, olgun olmayan düşüncelerini bir anda sıralayavırerir. Ama o yazdıkları üstüne biraz düşünse yanlış olduğunu anlayacaktır.

Ama böyle yazılar gerekli bence, cahilin elinden çıkan yanlış yazının, başka bir cahile nasıl kolayca nüfuz edebileceğinin en basit kanıtı. Ben bile "ulan acaba?" dedim şu yazıyı okurken. Okumak, araştırmak, doğrusunu öğrenmek. Bazıları tüm bilgisizliklerine rağmen, muhakeme güçlerine güvenerek salt mantık yürütmeyle, bilgi olmadan da doğru sonuçlara ulaşabileceklerini düşünüyorlar. Dünyanın en büyük sorunu da bu.

Ama bence böyle yazılar yararlı. Bizi şüpheye düşürmeliler. "acaba?" sorusunu sordurmalılar. Biz de bu gibi sorulara tutarlı cevaplar veremiyorsak kendimizi, konu hakkındaki bilgimizi sorgulamalıyız. Ama bu yazıda onu yapacak derinliği göremedim ben. Hataları o kadar açık ki.


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: orta dünya ve koyu milliyetçilik (Puan: 1)
Gönderen kavrangoz Tarih: Temmuz 01, 2007 - 04:27:29
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Birdaha okudum şu yazıyı da. Yani inanılmaz mutlu etti beni çok samimiyim şunu yazarken gerçekten mutlu oldum.

Hani

Sokrates'in bir lafı var "aptal olana ise hakkımızdır gülmek" Yani biz hep laf anlatmaya, karşımızdakini de aydınlatmaya çalışırız ya? Hani safızdır biz, karşımızdakinin de iyi niyetli olduğuna, bize gerçekten kulak verse anlattıklarımızı anlayacağına ve kendi yanlışını göreceğine inanırız. Yani Sokrates bunu çağlar öncesinden görmüş ve "aptallar" için; "hakkımızdır onlara gülmek" demiş. Yani laf anlatacağına alay et demiş, bazı çok "zeki"lere laf anlatmak için belki de en iyi yol bu. Ondan da anlamazlar ya. Yahu yazdıkça adamları övüyorum aslında. Sarsılmaz şekilde kemikleşmiş yanlış düşünceleri var. Ne güzel bir şey düşünsenize böyle insanları hiçbirşey hakkında kendi bildiklerinden başka bir şeye ikna edemezsin, yanlış da olsa. Vay be, "düşünce işlemez" cinsinden insanlar, ne mutlu onlara.

"seksist" gibi bir kavram ( ki zaten kelimenin kendisi komik ) kullanılıyor ve olaya o kadar, o kadar zekice bir yolla bağlanılıyor ki ben eminim bunu yazan çok zeki bir insan, uyanık zeki cinsinden. Yüzüklerin Efendisi'nde böyle bir bölüm var "Saruman'ın sesi" diye ne güzel anlatıyor bu yazıyı yazanın durumunu. Demek Tolkien bu tip "zeki"lerin, "bir sonuca ulaşıp hüküm vermek, sonra da verdiği hükme bakıp vayy bee iki dakkada çözdüm olayı diyip mutlu olmak fetişi" olanları ne kadar iyi tanıyormuş ki kitabında kocaman bir bölüm ayırmış.

Şu yazıyı yazanın bakış açısıyla bakabilmek isterdim dünyaya, modern Don Kişot gibi ne güzel.

Bunu yazan adam cahil ama cahilliğinden mutluluk duyduğu yazısından belli, o yüzden bu ve bunun gibi diğer
Türk - orktur, Tolkien katolik türk düşmanı, kadın savaşçı yok vay anti feminist seksist tolkien seni gidi, Gondor'da kral neden seçimle değil kan yoluyla belli oluyor vay ne anti demokratik kitapmış bu? Gibi yazılara tepki duyan insanlar: size sesleniyorum. Eğer gerçekten bu gibi yazılardaki cehaleti anlayabiliyorsanız:

Thomas Gray'dan geliyor:

"cehaletin mutluluk olduğu yerde, bilge olmak aptallıktır."

Bu söze kulak verin, ve cehaletin mutluluk demek olduğu yerden uzaklaşınız, kendinizi yormayınız diyorum.

Veya

bildiğini bilenin arkasından gidiniz,
bildiğini bilmeyeni uyandırınız
bilmediğini bilene öğretiniz,
bilmediğini bilmeyenden kaçınız...

Bu da Konfüçyus'tan geldi. Bilmediğini bilmeyenden, kaçınız efendim diyor.


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: orta dünya ve koyu milliyetçilik (Puan: 1)
Gönderen hmtekin (hmtekin@yahoo.com) Tarih: Temmuz 03, 2007 - 21:00:38
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) http://halilmtekin.sitemynet.com/hmtekin
Bu yazı bana yıllar önce okuduğum mizah üzerine bir söyleşiyi hatırlattı. İsimleri hatırlamıyorum ama bir hatun kişi mizah dergilerini yeterince sosyalist olmamakla suçluyor, mizahın mizah olması için sosyalist bir mesaj taşıması gerektiğini öne sürüyordu.


Bu yazıdaki eleştiri anladığım kadarıyla üç nokta üzerine kurulmuş: Irkçılık, militarizm ve sexizm (?) Ana fikir bir eserin görkemli ve incelikli olmasının onu başarılı ve güzel kılmaya yetmeyeceği; bunun için eserin bizim düşüncelerimizle de uyumlu olması gerektiği söylenmiş. Bunun subjektif bir yaklaşım olduğu konusunda dürüst davranmış arkadaşımız. Fakat bu dürüstlük şu düşüncedeki arızayı hafifletemiyor dahi.

Bir eserin başarısı herhangi bir düşünceye uygun olup olmamasına göre belirlenemez öncelikle. O fikir ne denli yaygın kabul görmüş olursa olsun. Marque de Sade de hemen hiçbirimizin kabul etmeyeceği düşüncelere sahiptir. Sadizm ismini ondan alır. Zevklerini, hayallerini iğrenç, hatta insanlık dışı bulabilirsiniz. Fakat bunların hiçbiri eserlerindeki estetiği öldürmez.

Bir eseri belli düşüncelere göre incelemenin yanlışlığı bu kadarla da bitmez. Bu yaklaşımımız yazarın düşünce dünyasını ıskalamamıza da yol açar. Görüşümüzü bulanıklaştırır ve ilüzyonlara boğar bizi. Kavrangozun alıntıladığı bilge ne güzel demiş "Sonuca ulaşmak, düşünmekten yorulmaktır" diye! Acele etmemeli sonuca ulaşmak için. Önce anlamalı, nüfuz etmeli; eserin güzelliğinde erimeli hatta... Yazarı test etmemeli, sorgulamamalı anlamadan. Öğrencilerinin sınav kağıtlarını okuyan öğretmenler değiliz bizler.

Sözün kısası: Biz yazar sizin istediğiniz düşünceleri taşımayabilir; fakat bu onu militarist, ırkçı ve seksist yapmaz. Ve bir yazar militarist, ırkçı ve seksist olsa bile bu onun eserini "kötü" yapmaz.


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: orta dünya ve koyu milliyetçilik (Puan: 1)
Gönderen kavrangoz Tarih: Temmuz 04, 2007 - 02:03:44
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Bu gibi yazıları yazanları araştırın, kesinlikle bir donanım eksikliği ortaya çıkacaktır. Ama işin ilginç olanı, insanların donanımlarındaki eksiklikleri sorgulamadan işe koyulup "eleştiri" dedikleri saçma yazılar yazmaları. "Cin olmadan adam çarpmak" deyimi durumu özetliyor sanırım.

Sosyalist olmayan mizah mizah değildir diyenler olabilir. Attila İlhan'ın bu konuda yazıları var, edebiyat ( mizah değil edebiyat), toplumsal gerçekçilik özelliği taşımalı der. Ama Yüzüklerin Efendisi gibi eserlere toplumsal gerçekçi açıdan yaklaşılamayacağını hem Attila İlhan kendi kitabında, hem de edebiyat kurumları söylüyor. Zahmet edip okumak araştırmak lazım. Hatta şu yazıdaki ve forumdaki diğer buna benzer yazıdaki düşünce kalıplarının neden yanlış olduğu, üniversitelerdeki edebiyat derslerinin konusudur. Herşeyin başı bilgi, bilgi olmadan düşünce de olmaz. O yüzden bu yazı ve bunun gibiler mantıklı düşünceler olamaz, saçmalık bu durumu daha iyi açıklayan bir söz. Okumadan araştırmadan düşünmeden sorgulamadan olmaz. Oldurmaya çalışırsanız da, şu ana kadar gördüğüm en komik, acınası bir cehaletin ürünü olan bu tip yazılar ve "neden kadın savaşçı yok? Neden orklar kara renkli" gibi aynı nitelikteki suçlamalar, suçlama teşebbüsleri ortaya çıkacaktır.

Bu gibi yazılardaki saçmalığı anlamak için, bunlarla aslında alay edilmesi gerektiğini anlamak için, tekrar söylüyorum, okuyunuz, araştırınız, bilgi sahibi olunuz. Bilgi güçtür. Kendinizden emin olma ve bu tip yazılardaki saçmalığı tereddüte hiç yer vermeden görme gücü verir insana. Ben kendi adıma bunları arkadaşlarıma da anlatmaya çalıştım ama demek ki mutlak doğruları söylesem bile ciddiye alınacak kadar saygı duyulmuyor bana.

Ben de,

"where ignorance is bliss, it is folly to be wise"
( cehaletin mutluluk demek olduğu yerde, bilge olmak aptallıktır )
der, çeker giderim.


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: orta dünya ve koyu milliyetçilik (Puan: 1)
Gönderen maedhros (jeam_86@hotmail.com) Tarih: Temmuz 15, 2007 - 15:25:22
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Aslında yazılacak bir ton şey geldi aklıma,ama kavrangoz yeterince çürütmüş yazılanları.Çürütmüş diyorum,"cevap" demiyorum dikkat ettiyseniz keşke bambaşka bir ortamda tartışılsa bu eminim yine aynı tepkiler gelecektir aynı oranda,cevap demiyorum çünkü her ne kadar da burası bir fan sitesi olsa da tarafsız olabilecek bir çok insan var,ona keza yorumları da.Sonuçta burası Tolkien'i koruma ve yaşatma vakfı değildir eleştirilecek mevzular konuşulur ancak şu kadar söylemeliyim ki böyle komik dayanaklar ve bilimsel sözceler kullanarak kendisini doğru konuşmuş gibi göstermek kaç kişiyi kandırabilir bilmiyorum dinlemek bir yetidir,anlayabilmekse bir erdem..Yine Tolkienle bir cevap verelim o zaman bu zaat'a..Kurnaz olabilirsiniz,ancak hiçte zeki değilsiniz..Saygılar


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: orta dünya ve koyu milliyetçilik (Puan: 1)
Gönderen SAXIFDAAN Tarih: Ağustos 27, 2007 - 20:42:07
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
arkadaşın sen ne yapmışsın öyle!darma dağın etmişsin ortamı!yani resmen orta dünyanın orta yerine....çok fena!
diğer arkadaşların yorumlarını okudum ve içimden'keşke yanımda olsalardı da o yazıları yazdıkları ellerine sarılsaydım'diyesim geldi.hele bi arkadaş sana edebiyatın en krallarından çok özlü sözler bile söylemiş(umarım sadece o sözleri düşünüp yola gelirsin)
bende diyorum ki,hatta demiyorum,sadece tavsiye ediyorum (ki yapmanıda gönülden isterim,kendin için)sen fantastik edebiyattan,fantastik ve bilim kurgu romanlarından,oynuyosan eğer frp'den falan elini eteğini çek.TOLKİEN bu yazdıklarını görüyorsa bir yerlerden kesinlikle üzülmemiştir;tam tersine gülmekten ikinci kez ölmüştür.patlattığın kafana yazık valla!!!


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: orta dünya ve koyu milliyetçilik (Puan: 1)
Gönderen SAXIFDAAN Tarih: Ağustos 27, 2007 - 20:57:26
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
arkadaşım sen ne yapmışsın öyle!darma dağın etmişsin ortamı!yani resmen orta dünyanın orta yerine....çok fena!
diğer arkadaşların yorumlarını okudum ve içimden'keşke yanımda olsalardı da o yazıları yazdıkları ellerine sarılsaydım'diyesim geldi.hele bi arkadaş sana edebiyatın en krallarından çok özlü sözler bile söylemiş(umarım sadece o sözleri düşünüp yola gelirsin)
bende diyorum ki,hatta demiyorum,sadece tavsiye ediyorum (ki yapmanıda gönülden isterim,kendin için)sen fantastik edebiyattan,fantastik ve bilim kurgu romanlarından,oynuyosan eğer frp'den falan elini eteğini çek.TOLKİEN bu yazdıklarını görüyorsa bir yerlerden kesinlikle üzülmemiştir;tam tersine gülmekten ikinci kez ölmüştür.patlattığın kafana yazık valla!!!


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: orta dünya ve koyu milliyetçilik (Puan: 1)
Gönderen iArwenenGalad Tarih: Aralık 22, 2007 - 13:35:30
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Bu yazdıkların beni acayip üzdü, daha önce de JRR Tolkien hakkında bu doğrultuda düşünen insanlarla karşılaşmıştım ve hepsiyle gerçekten koyu tartışmalara girmiştim. Gerçekten Tolkien gibi büyük bir yazar bunları haketmiyor. Ayrıca sanmıyorum Tolkien böyle Tolkien şöyle demeye çalıştığın konularda Tolkien o bahsettiğin kanıtları mesela "LOTr'daki kadın konusu" Tolkien'in öyle bi düşünceye girdiğini bile sanmıyorum, kadın karşıtı falan bir düşüncede olduğunu savunuyorsun Tolkien'in, işte bence Tolkien düşünmemiştir bile bunları. Yani aklıma kadınları kötülemeye çalışan onlara az rol vermeye çalışarak kitabını yazmaya çalışan bi Tolkien getiremiyorum.
bu şekilde Tolkien Harad'lıları kötü gösterip onları şuanki Dünyada Türkler Araplar vb. insanların yerine koyup Batının Halkı fiLan olarak da Gondorluları falan İngilizler, avrupalılar vb. olarak görüyordu , o tam bir ırkçıydı Diyen insanlar gbi Bi düşünce paylaşıyomuş gbi görünüyosun..
Yazık arkadaşım.. Tolkien hakkında söylediklerin gerçekkten çok üzdü beni. aYrica bi savaş kitabından bahsetmişsin yada mordorLuları beşiktekilerine kadar öldürmek falan.. Bnce bunlar çok yüzeysel fikiirler..
Neyse ya daha ne söyliyim ki ben...!


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: orta dünya ve koyu milliyetçilik (Puan: 1)
Gönderen valaraukar Tarih: Ocak 01, 2008 - 00:02:09
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
"Burası Tolkien'i koruma ve yaşatma derneği değil!" elbette ancak buraya üye olmuş veya olacak, en azından bir defa göz atmış herkes bir nokta üzerinde hemfikirdir ki; yüzüklerin efendisi çok başarılı bir eserdir. Güzellik kavramının göreceliliği üzerine birşey söylemeye gerek duymadığım için, güzelliğin mukayesesi gibi birşey olmayacağını kabul ettiğinizi düşünerek, bu eserin görkeminin tartışılmasına gerek bile duyulmayacak kadar açık olduğunu ve bunun güzellikten farklı birşey olduğunu, dolayısıyla bu eserin görkemli olmasının nüfuz etmesinden dolayı değil bizatihi görkemli olduğu için bu denli nüfuz ettiğini söylemek istiyorum. Ancak birbirimizi eleştirirken saçmalamak gibi ithamlardan kaçınmamızı da öğütleyecek değilim, zira arkadaşımızın fikirlerine her ne kadar katılmasak ta düzeyli bir şekilde eleştirmek en başta erdemin bir gereğidir.
Bahsedilen konu ile ilgili çok şey yazıldı ve çizildi. Orkların Türkleri temsil ettiği, Mordor'un gerçekte Anadolu olduğu, Hüküm Dağı'nın Ağrı Dağı, Rhun gölü'nün Van Gölü'nü çağrıştırdığı, Hintlilerin Haradrim alayları, üstün İngiliz ırkının da Elfler olarak resmedildiğine dair pek çok yorum yapıldı. Eğer Peter Jackson' ın hayal dünyasını yansıtan filmi baz alacak olursak Haradrim'in Hintlilere benzediği tezine destek bulabiliriz. Söylemek istediğim şey; bunların hiçbiri bize Tolkien bunları yazarken böyle düşünmüş veya Freudyen tabiriyle ırkçı ve vs. fikirlerini sublimation yoluyla açığa çıkarmış dememize kesin dayanak oluşturamaz. Ne var ki benim de katıldığım yön şu ki, Tolkien'de doğu batı kavramları arasında kendi bakış açısını yansıtan öğeler bulmak mümkün. Nitekim insanların ilkdoğanlarının yüzlerini batan güneşe dönüp batıya hereket etmeleri, Mordor diyarı ve doğusunun kötülerle dolu olması, elflerin orta dünyayı terkedip huzur bulacakları batıya yelken açmaları bize -altını çizerek söylüyorum- sadece Tolkien'in doğu-batı ikilisine bakış açısı ile ilgili bir fikir verebilir. Kesinlikle böyle düşünüyor diyemeyiz. Aynı şeyi farz-ı muhal Yaşar Kemal doğuyu övüp batıyı kötüleyerek yapmış olsa bu sefer aynı ithamlar belki ona da yöneltilecekti. Birinci Dünya Savaşına bizzat katılan Tolkien'in savaş temasını bu denli fazla ve başarılı işlemesini normal bulmanın yanısıra seksist olduğu görüşünü ilk defa burada duyuyorum. Luthien, Galadriel, Tom Bombadil'in karısı; bunların olaydaki rolleri bence hiç kadınların arkaplanda kaldıkları hissi uyandırmıyor. Hatta hiçbir erkeğin öldüremeyeceği Agmar'ın Cadı Kralı (Witchking)'nı öldüren Eowyn, bir kadın. Eğer kadınların sadece fiziksel güçleri ile önplana çıktıklarını düşünüyorsan Arwen var. Demek istediğim aksi yönde pek çok örnek te bulunmasına rağmen bu gibi konularda kesin bir şey söylememizin gereksiz olduğu. Ezcümle bunun gibi sanat eserlerinin bu tür bir bakış açısıyla değil sadece sanatsal olan yönleriyle değerlendirildiği zaman asıl güzelliğinin ortaya çıkacağını düşünüyorum. Yoksa her bir öğenin projektif bir şekilde yorumlanmasının eserden alacağımız zevki azaltacağını düşünüyorum.
Just read it and enjoy!
Selametle...


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Bu site filmin, kitapların, veya yazarın resmi sitesi değildir.Tamamen Türk yüzük dostları tarafından hazırlanan konu odaklı bilgi, haber, düşünce ve materyal paylaşımını amaçlayan bir fan sitesidir.
Sayfada yer alanlar ancak izin alınarak ve kaynak gösterilerek kullanılabilir.
Lord of The Rings - Turkish Fan Site
yuzuklerinefendisi.com / 2001 - 2012