Ana Sayfa Hesabınız Yazı Ekleyin FAN ART FRP - RPG
J.R.R.Tolkien Kitaplar Galeri Biz Kimiz
Üye ol Üye girişi
Yazı aramak istediğiniz
Sitede 12 ziyaretçi, 0 kullanıcı var.
Oturum Aç
Takma isim

Parola

Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.

Seçenekler
· Ana Sayfa
· Yazı Gönderin
· İstatistikler
· Bizi Tanıtın
· Forum
· Yükle
· En iyiler
· Linkler
· Hesabınız

YÜZÜKLERİN EFENDİSİ

J.R.R.Tolkien
Hayatı, eserleri, kronoloji, röportaj, resimler...

Kitaplar
Özetler, kapak örnekleri, incelemeler...

Resim Galerisi
Sanatçılara göre sınıflandırılmış 100'lerce resim...




Önceki Yazılar
Mart 21, 2013 - 08:08:57
· Kızıl Yolculuk (1)

Kasım 07, 2012 - 16:17:32
· Bitmemiş Öyküler Çıktı (10)

Kasım 07, 2012 - 16:00:58
· Rohan ve Türk Benzerliği Üzerine (0)

Kasım 07, 2012 - 15:56:46
· Hobbit Fragmanları (0)

Aralık 21, 2011 - 08:18:56
· Hobbit Trailer (0)

Ekim 10, 2011 - 10:09:41
· Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (2) (0)

Haziran 13, 2011 - 10:37:47
· Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (1) (5)

Haziran 13, 2011 - 10:34:53
· Hobbit Vizyon Tarihleri ve Isimleri Açıklandı! (0)

Haziran 13, 2011 - 10:18:39
· Oyun Fikirleri (2)

Aralık 03, 2010 - 08:08:20
· BBC Tolkien röportajı (0)

Kasım 22, 2010 - 11:15:26
· The Hobbit icin Gazete Ilani (2)

Ekim 22, 2010 - 11:31:19
· Hobbit oyuncuları (10)

Ekim 13, 2010 - 09:27:41
· Yüzüklerin Efendisi'nin Sırrı Ne? (2)

Haziran 02, 2010 - 07:54:36
· HOBBİT TEHLİKEDE (4)

Nisan 06, 2010 - 09:13:39
· Muhiddin-i Arabi'nin Eserleriyle Lotr ve Silmirallion'a Bakın (5)

Nisan 06, 2010 - 09:13:33
· Gölgelerin İçinden (0)

Ocak 19, 2010 - 08:58:13
· Born of Hope. LOTR Fan Filmi (11)

Ocak 08, 2010 - 15:45:13
· Hobbit'le İlgili Bazı Sorular (0)

Ocak 08, 2010 - 15:44:59
· Mucizeler Savaşı (6)

Ocak 08, 2010 - 15:44:38
· LOTR Filmlerindeki Sinir Bozucu Sahneler (18)


Eski Yazılar

Bitmemiş Öyküler: Ferah Çayırlar Felaketi
Yayınlanma tarihi Mayıs 23, 2005 - 10:39:04 Gönderen iarwainbenadar

Bitmemiş Öyküler Çevirileri. Dark_Grond göndermiş "Sauron’un düşüşünün ardından, Isildur(Elendil’in oğlu ve varisi) Gondor’a geri döndü. Orada,kendini Arnor’un kralı Elendilmir (1) olarak ilan etti. Onurlu ve güçlü biri olmasından ötürü kuzey ve güneydeki tüm Dunedain üzerinde hükümdarlığını başlattı. Hükümlerini bildirmek ve krallığını toparlamak için Gondor’da bir yıl süreyle kaldı, fakat Arnor Ordusu’nun büyük bir bölümü Isen Sığlıkları’nın yardığı Numenorean Yolu’ndan Erdiyarı’na geri döndü.

Sonunda geri dönüş yolculuğu için güvenli hissetmesiyle, telaş içine girdi. Eşiyle en küçük oğlunu Ayrıkvadi’de bırakmıştı ve ilk olarak oraya gitmeyi arzuladı. Ayrıca Elrond’un Divanı’ndan acil bir yardıma ihtiyacı vardı. Bu yüzden, Osgiliath’tan Ayrıkvadi’ye gitmek için Cirith Forn’a oradan da Anduin Vadileri’nden (kuzeyin yüksek geçitleri)geçmeyi planladı. Toprakları iyi biliyordu çünkü Son İttifak Savaşı’ndan önce buralarda gezinmiş ve Elrond’un eşliğinde Doğu Arnorlu adamlarla savaşa yürümüştü.

Uzun bir yolculuktu fakat öteki yol da batıya, kuzeye, Arnor’daki kadim yolla birleştiği yere, yöneliyor ve doğudan Ayrıkvadi’ye gidiyordu, Ki o yol daha da uzundu. Atlılar için yolculuk daha kısa sürebilirdi fakat hiçbir binekleri yoktu. İlerleyen günler daha da güvenli geçebilirdi. Sauron yenilmiş ve vadili insanlar da onun dostları olduğu için dağıtılmışlardı. Isildur’un hiçbir şeyden korkusu yoktu. Hava şartları ve yorgunluğa karşı tedbiri elden bırakmıyorlardı fakat o adamlar Orta Dünya’nın en uzak yerlerine gitmiş ve her şartlarla başa çıkmasını bilen insanlardı.

Daha sonraki günlerde yazılan efsanelerde de anlatıldığı gibi Isildur, Kuzey’de kış arifesine yakalanmadan Ayrıkvadi’ye 40 günde varmayı umarak Osgiliath’tan erkenden yola çıktığında üçüncü çağın ikinci yılı geçmekteydi. Aydınlık bir sabah köprünün doğu kapısında Meneldil’e(2) rast geldiler. Şöyle dei: “Elveda dostlarım. Tez gidesiniz, Güneş yolunuzda parlayıp oyalamasın sizi!”

Isildur üç oğlu Elendur, Aratan ve Ciryon komutasındaki Arnor’un sert, mağrur askerleri ile beraber yolculuğuna devam etti. Dagorlad üzerinden geçişlerine ve kuzeye, Kuyutorman’ın güneyindeki boş topraklara kadar olan yolculukları hakkında hiçbir şey söylenmez. Yirminci günde, Ivanneth’in kızıl ve altın parıltılarıyla taçlanmış dağları kaplayan ormanlara yaklaşırken hava bulutlandı ve Rhun Denizi’nden kara, yağmur yüklü bir rüzgar esti. Yağmur dört gün boyunca aralıksız devam etti. Bu yüzden Lorien ve Amon Lanc arasındaki vadilere geldiklerinde Isildur yönünü selden taşmış olan Anduin’den çevirdi ve Orman’ın kenarından geçen Silvan elflerinin kadim yolunu bulmak için doğu tarafındaki düzlüklere tırmandı.

Ve öğle vakti yolculuklarının otuzuncu günü sona ererken onlar da Thranduil’in krallığına giden bir yol üzerinde Ferah Çayırlar’ın kuzey sınırlarını geçiyorlardı. Hava bozmaya başlamış ve ırak dağların tepesini bulutlar örtmüştü. Puslu güneş, dağların doruklarını kızıl bir pırıltıyla aydınlatıyordu fakat vadinin derinlikleri çoktan gri gölgelere bürünmüştü. Dunedain yolculuklarının yakında sona ereceği ve Ayrıkvadi’den gelen yolu arkalarında bırakacakları için şarkı söylemeye başladılar. Orman yukardan daha korkunç gözüküyordu fakat şanslarına aşağılara inince zeminin yumuşak olduğu fark ediliyordu.

Güneşin bulutların arasına girmesiyle aniden vahşi çığlıklar duyuldu. Yamaçtan aşağı orklar sürü halinde iniyorlardı ve ormandan çıkmaya başlamışlardı. O loş ışıkta sayıları ancak tahmin edilebilirdi fakat Dunedain`den sayıca en az on kat daha fazlaydı. Isildur kılıçlarını çekip saflar dağılsa bile bir halka oluşturana kadar iki taraftan toplanabilecek şekilde Thangail’e(3) dizilmelerini emretti. Zemin düz ve eğim istediği gibi olsaydı bölüğünü dirnaith(4)’ e göre dizebilir ve Dunedain’in gücüyle orkları yararak dağılmalarını sağlayabilirdi. Fakat şimdi bu yapılamazdı. İç sıkıcı bir gölge kalbine düştü.


“Sauron ölmüş olabilir ama intikam duygusuyla yaşıyor.”diye söyledi Elendur’a. “Kurnazca bir plan bu! Yardım beklememeliyiz zira Moria ve Lorien çok uzakta kaldı ve Thranduil de dört günlük bir mesafede.” “Ve tahmin edilenden de öte değerde yüklerimiz var.”dedi Elendur.

Orklar gittikçe yakınlaşıyorlardı. Isildur silahtarına döndü:“Ohtar,” “Bunu şimdilik sana emanet ediyorum.” dedi büyük bir kın içinde Elendil’in kılıcı, Narsil’in parçalarını uzatarak.“Ne pahasına olursa olsun koru onu.Arkadaşını al ve kaç buradan! Git.” Ohtar diz çöktü ve elinden öptü ve iki genç karanlıkta kayboldu.

Eğer meraklı orklar kaçanı yakalasalardı bu kadar dikkat çekmezdi. Kısa bir süreliğine duraksadılar saldırılarına hazırlanmak için. İlk olarak okla yaylım ateşi başlattılar. Sonra Isildur’un yaptığı gibi şeflerinin önderliğinde yamacın aşağısına doğru bir halka oluşturmaya çalıştılar hasımlarının hatlarını yarmak için. Fakat onlar saflarını bozmadılar. Oklar Numenorean zırhlarına işlemiyordu. Kılıçları ve mızraklarıyla orkların silahlarını savuşturdular. Şiddetli saldırı kırılmıştı ve orklar insanlara fazla zarar veremeden geri çekilmeye başladılar ölen dostlarının oluşturduğu yığını arkalarında bırakarak.

Isildur düşmanın ormana doğru çekildiğini sandı. Geriye döndü. Güneş dağların arkasından batarken bulutların arasından son bir kez parıldadı; yakında gece çökecekti. Devam etmelerini emretti fakat yönlerini orkların fazla avantajlarının olamayacağı, toprağın daha düz ve alçak olduğu kesimine çevirmelerini söyledi. Belki de kendilerine pahalıya mal olan bu saldırıdan sonra yollarına güven içinde devam edebileceklerini düşündü, izcilerin onları takip edip kamplarını izleyebileceklerini tahmin ettiği halde.“Ne zaman ki avları dönüp ısırmaya başlarsa korkuya kapılmak orkların tarzıdır.” diye düşündü Isildur.

Lakin yanılmıştı. Saldırılarında sadece kurnazlık değil büyük bir dehşet ve acımasızca nefret duygusu vardı. Dağlı orklar sıklaştılar ve uzun zaman önce geçitleri izlemeleri için gönderilen Barad-dur’un acımasız hizmetkarlarından emir almaya başladılar. Yüzük, Sauron’un şer iradesinin gücünü taşıdığı için hizmetkarları onun tarafından çağrılmıştı. Dunedain neredeyse bir mil kadar gitmişti ki orklar yeniden harekete geçti. Bu defa küçük bir saldırı ile yetinmeyip tüm kuvvetlerini göndermişlerdi. Dunedain çevresinde geniş bir hat oluşturdular ve daha sonra hilal şeklinde bükülerek ablukaya aldılar. Sükut içersindeydiler ve Numenor’un ölümcül yaylarının menzili dışında durmaya özen gösteriyorlardı. Fakat günışığı azalıyordu ve Isildur’un daha fazla okçuya ihtiyacı vardı.Durdu...

Aralarından bir gözcünün orkların sessizce,adım adım ilerlediklerini haber vermesine rağmen kısa bir bekleyiş oldu. Karanlıkta yalnız duran Elendur babasına koştu. “Baba,hangi güç bu iblisleri yıldırabilir,sana boyun eğmelerini sağlayabilir?Öyleyse beyhude mi taşırsın bu yükü?”

“Heyhat hiçbir şey boşuna değil,oğlum. Onu kullanamam. Ona dokunmaya bile korkarken... Daha onu kendi irademe boyun eğdirmeyi keşfedemedim. Benden de güçlü biri kullanabilir ancak onu. Gururum kırıldı. Üçlerin taşıyıcılarına gitmesi gerek.”

Tam o anda boruların sesi aniden yükseldi ve orklar her taraftan saldırıya başladılar kendilerini Dunedain’in üzerine pervasız bir korkuyla atarak. Gecenin çökmesiyle tüm umutlar da çökmüştü. İnsanlar düşüyordu. Bazı iri orklar ağırlıklarıyla bir Dunedain’in üzerine çullanıyordu ölü ya da diri. Böylece diğer güçlü pençeler cesedi sürükleyip parçalıyordu. Orklar bire karşı beş adam ödüyorlardı fakat bu, onlar için çok ucuzdu. Ciryon da bu şekilde katledilmişti ve Aryaton da onu kurtarmaya çalışırken ağır bir yara almıştı.

Elendur,henüz daha zarar görmemişti, Isildur’u aramaya başladı. Doğu yakasındaki adamlarla savaşıyordu. Çatışmanın orklar için en şiddetli olduğu yerdi. Hala Elendilmir’den korkuyorlar ve ondan kaçıyorlardı. Elendur omzuna dokundu ve korkuyla geri döndü, sinsi bir orkun arkasından yaklaştığını düşünerek.

“Efendim,Ciryon öldü ve Aratan da ölmek üzere. Son danışmanınız olarak size savaşmamayı öğütlerim tıpkı Ohtar’a söylediğiniz gibi. Yükünüzü alın ve ne pahasına olursa olsun onu Taşıyıcılar’a götürün. Beni ve adamlarınızı kaybedecek olsanız bile...”

“Evlat,bunu yapmam gerektiğini biliyorum fakat acıdan korkuyorum. Ya da sensiz ayrılmaktan. Affet beni ve senin kendi sonuna gelmene sebep olan bu gururumu. ” Elendur babasını öptü ve“Git!” dedi son bir kez.

Isildur batıya döndü ve bir zincirin ucuna asılı yüzüğü cebinden çıkartarak acı bir narayla parmağına geçiriverdi. Ve o andan sonra Orta Dünya üzerindeki hiçbir göz tarafından görülmedi. Lakin Batı’nın Elendilmir’i iradesini yatıştıramadı ve yanan bir yıldız gibi al al parlamaya başladı yüzük parmağında. İnsanlar ve orklar korku içinde yol verdiler. Isildur başına geçirdiği kukuletayla gecenin karanlığına karıştı.

Dunedain’in başına gelenler bundan sonra anlatılır. Uzun süren günün sonunda hepsi yerde ölü olarak uzanıyordu. Fakat tek biri hariç,sersemlemiş bir silahtar. O da düşen insanların altında kalmıştı.Ve böyle göçtü. Elendur tahtın son vekili ve öngörüldüğü gibi gücü, bilgeliği ve gösterişsiz asaleti içinde Elendil’e en çok benzeyen o idi.

Isildur ise büyük bir acı içindeydi. Başlangıçta tazılardan kaçan bir tavşan gibi vadinin sonuna gelene kadar koştu. Orada takip edilip edilmediğine bakmak için durakladı. Lakin orklar bir kaçağı kokusundan yakalayabilirlerdi, gözlere ihtiyaçları yoktu. Daha ihtiyatlı davranmaya başladı. Geniş araziler önünde kedere gömülüyordu kıraç ve engin bir şekilde, kendisini bekleyen tuzaklarla dolu...

Nihayet ölü gecenin ortasında Anduin’in kıyılarına varmayı başardı. Dunedain ile yaptığı gün boyunca süren aralıksız yolculuktan dolayı bitkin düştü. Nehir önünde anaforlar içersinde akıyordu. Bir süreliğine yalnızlık ve çaresizlik içinde durdu. Üzerindeki zırhları ve silahlarını atarak kemerinde taşıdığı küçük kılıcı hariç suya atladı. O günlerde Dunedain içinde onun gücüne ve dayanıklılığına erişebilecek kimse yoktu fakat buna rağmen karşı kıyıya geçebileceğine dair içinde en ufak bir umut taşımıyordu. Fazla gidemeden akıntıya karşı yönünü kuzeye çevirerek Ferah Çayırların kıyısına yüzmeye çalıştı. Düşündüğünden de yakındı. Bir anda kendini ağır ağır akan bir çayın içinde sazlara tutunurken buldu. Tam o anda yüzüğün kaybolduğunu fark etti. Parmağından sıyrılıp Isildur’un bir daha asla bulamayacağı bir yere gitmişti. Kaybının düşünceleri arasında çabalamayı bıraktı ve kendini soğuk suda boğulmaya terk etti. Fakat tam zamanında aklı yerine geldi. Acı üzerinden kalktı. Kaybı büyüktü. Bir anda ayakları nehrin kıyısına bastı. Otların arasında çamur içinde boğuşarak batı kıyısına yakın bir adacığa çıktı. Suyun ortasında ayağa kalktı. Fakat gecenin karanlığında bekleyen orklar için korku içinde yerini belli eden büyük bir gölgeden başka bir şey değildi. Zehirli oklarını Isildur’a attılar ve kaçmaya başladılar. Halbuki Isildur silahsızdı. Oklar kalbinden ve boğazından yakalamıştı onu. En ufak bir acı belirtisi göstermeden suya düştü. Ne insanlar ne de elfler tarafından bedeni bir daha bulunamadı. Böyle göçüp gider efendi tanımayan yüzüğün şerrinde ilk kurban olan:Isildur, Dunedain’in ikinci kralı, Arnor ve Gondor’un kralı ve dünyanın o çağında da son olan...

Notlar:

1) Elendilmir : Yüzüklerin efendisinde Ekler A kısmında anlatılır: Arnor’un taç giymeyen sadece alınlarında gümüş bir kaidenin üzerinde tek bir beyaz taş, Elendil’in yıldızı, Elendilmir, taşıyan kralları.

2) Meneldil : Isildur’un yeğeni, Isildur’un genç kardeşi Anarion’un oğlu, Barad-dûr kuşatmasında katledildi. Isildur Meneldil’i Gondor’un kralı ilan etti. Tam bir zerafet adamı idi aynı zamanda ileriyi gören birisydi ve düşünceleri açığa vurmazdı. Aslında Isildur ve oğullarının ayrılmasına sevinmiş ve Kuzey’de işlerin yoluna girerek işgallerinin daha uzun sürmesini ümit etti. [Yazarın notu.] – Meneldil’in Anarion’un dördüncü çocuğu olduğu,ikinci çağın 3318.yılında doğduğu ve Numenor’da doğan son çocuk olduğu Elendil’in varisleri hakkında yayınlanmamış bazı yıllıklarda yazar.

3)Thangail : "Kalkan duvarı" bu dizilişin Sindarin’deki adıdır. Elendil’in halkının konuştuğu dildeki Quenya’daki adı ise sandastan’dır. Kelime thandā "kalkan" ve stama "parmaklık, savuşturmak." kelimelerinden türer

4)Dírnaith : Quenya’da nernehta "mızrakbaşı" demektir ve bir kama taktiğidir. Kısa mesafeden kümelenerek düşman üzerine saldırmaktır fakat düzenli ve açık alanda savunmadaki düşmana karşı yapılabilecek bir saldırı değildi. Quenya’da nehte, ve Sindarin’de naith sözcükleri mızrakbaşı, kama, yarmak anlamına gelen belli bir dizilişe ilişkindir.

NOT : Notların çoğunu eklemedim zira fazla sayıda not vardı.Kendim için(ve sizin de öyle düşünceğinizi sanıyorum) gerekli görünen notları aldım."

 
Oturum Aç
Takma isim

Parola

Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.

İlgili Linkler
· Bitmemiş Öyküler Çevirileri. Hakkında
· Yayınlayan Editör: iarwainbenadar
· Ana Sayfa


Bitmemiş Öyküler Çevirileri. Hakkında en çok okunan :
Galadriel ve Celeborn’a Dair


Yazıcı Dostu Sayfa  Bu Yazıyı bir Arkadaşınıza Gönderin

"Bitmemiş Öyküler: Ferah Çayırlar Felaketi" | Oturum Aç/Yeni Hesap Yarat | 11 yorum
Puan
Yorumlar gönderene aittir. İçeriğinden hiçbir şekilde site ve site yönetimi sorumlu tutulamaz.
Re: Ferah Çayırlar Felaketi (Puan: 1)
Gönderen anaglareb (anaglareb@gmail.com) Tarih: Mayıs 24, 2005 - 13:59:19
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) http://www.ardalogy.net
Çok beğendim Dark_Grond. Ellerine sağlık. Önceden Aragorn-2 de bu bölümü çevirmişti sağolsun ama benib bilgisayarımdan her şey uçup gittiği için kayboldu o yazı da. Teşekkürler.


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]


Re: Ferah Çayırlar Felaketi (Puan: 1)
Gönderen Dark_Grond Tarih: Mayıs 24, 2005 - 19:57:33
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Herkese tebrikleri için teşekkür ederim.Bundan sonra sınavlar bitsin birine daha başlayacağım....


]

Re: Ferah Çayırlar Felaketi (Puan: 1)
Gönderen Turambar80 Tarih: Mayıs 23, 2005 - 23:48:38
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Ne diyebilirim kiii!!!Harika bir yazı,iç burkan bi son,ama herşeye rağmen tarihin de bir parçası.Bu hikayeyi de öğrenmiş oldum sayende.İsildur'un yüzüğe tam anlamıyla boyun eğmediğine,onu en doğru yer olan Elrond'a vereceğine(gerçi İmladris'e varsaydı,verip veremeyeceğini de bilemiyorum),yüzüğü kendi siteğiyle diil de oğlunun isteğiyle takmasına....bunlar fazla bilinmeyen kayıtlardı ve öğrendiğimiz çok iyi oldu.eline sağlık......


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: Ferah Çayırlar Felaketi (Puan: 1)
Gönderen Beldaran Tarih: Mayıs 23, 2005 - 14:11:58
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Eline sağlık Dark Grond.Böyle yazıları okumak çok hoşuma gidiyor..


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: Ferah Çayırlar Felaketi (Puan: 1)
Gönderen iarwain-ben-addar (iarwain@yuzuklerinefendisi.com) Tarih: Mayıs 23, 2005 - 10:58:40
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) http://www.yuzuklerinefendisi.com
Abicim, yine çok güzel bir çalışma yapmışsın eline sağlık. Keşke bir kısım notlardan daha çevirseymişsin. :) Okumaya doyamıyorum çünkü. Bitince içimde bi boşluk oluşuyor.

Isildur`un hüzünlü öyküsünün de nasıl sona erdiğini görmüş olduk böylece. Büyük bir kral, küçük bir şey karşısında nasıl da çaresizliğe düştü. Olan zavallı oğullarına oldu... :((


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: Ferah Çayırlar Felaketi (Puan: 1)
Gönderen Elsa_ Tarih: Mayıs 24, 2005 - 14:43:49
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) http://gate.8k.com
Ellerine sağlık Dark.... Oku oku doyamadım vallahi. yeni çevirileri 4 gözle beklemekteyim.


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: Ferah Çayırlar Felaketi (Puan: 1)
Gönderen Sanctus Tarih: Mayıs 24, 2005 - 19:50:17
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
daha cok az bir kısmını okudum ama böyle hikayeleri okumak gercekten cok hoş oluyor.eline sağlık usta,yazılarının devamını bekliyorum


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: Ferah Çayırlar Felaketi (Puan: 1)
Gönderen GalvornASilmaril Tarih: Mayıs 24, 2005 - 20:00:17
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Dark'ım Grond'um herzamanki gibi çok iyi daha ne diyim?


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: Ferah Çayırlar Felaketi (Puan: 1)
Gönderen OKCULEGOLAS Tarih: Haziran 02, 2005 - 16:17:22
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Sana çok teşekür ediyorum bu hikayenin bu yanlarını bizlere öğretiğin için çok duygulandım ve etkilendim.


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: Ferah Çayırlar Felaketi (Puan: 1)
Gönderen salihkara Tarih: Haziran 05, 2005 - 13:36:27
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)




İşte gerçekten birden çok kez okunacak emek dolu bir öykü...Nicesini yazman dileğiyle,teşekkürler...




[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: Ferah Çayırlar Felaketi (Puan: 1)
Gönderen rohan_gondor Tarih: Mayıs 27, 2005 - 12:11:00
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
mukemmel tek kelımeyle mukemmel arkadasım cok mutlu ettın benı bu karanlık gunlerde erendıl ın ısıgı gıbı parladı bu yazı beynımde...

saol...


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Bu site filmin, kitapların, veya yazarın resmi sitesi değildir.Tamamen Türk yüzük dostları tarafından hazırlanan konu odaklı bilgi, haber, düşünce ve materyal paylaşımını amaçlayan bir fan sitesidir.
Sayfada yer alanlar ancak izin alınarak ve kaynak gösterilerek kullanılabilir.
Lord of The Rings - Turkish Fan Site
yuzuklerinefendisi.com / 2001 - 2012