Ana Sayfa Hesabınız Yazı Ekleyin FAN ART FRP - RPG
J.R.R.Tolkien Kitaplar Galeri Biz Kimiz
Üye ol Üye girişi
Yazı aramak istediğiniz
Sitede 73 ziyaretçi, 0 kullanıcı var.
Oturum Aç
Takma isim

Parola

Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.

Seçenekler
· Ana Sayfa
· Yazı Gönderin
· İstatistikler
· Bizi Tanıtın
· Forum
· Yükle
· En iyiler
· Linkler
· Hesabınız

YÜZÜKLERİN EFENDİSİ

J.R.R.Tolkien
Hayatı, eserleri, kronoloji, röportaj, resimler...

Kitaplar
Özetler, kapak örnekleri, incelemeler...

Resim Galerisi
Sanatçılara göre sınıflandırılmış 100'lerce resim...




Önceki Yazılar
Mart 21, 2013 - 08:08:57
· Kızıl Yolculuk (1)

Kasım 07, 2012 - 16:17:32
· Bitmemiş Öyküler Çıktı (10)

Kasım 07, 2012 - 16:00:58
· Rohan ve Türk Benzerliği Üzerine (0)

Kasım 07, 2012 - 15:56:46
· Hobbit Fragmanları (0)

Aralık 21, 2011 - 08:18:56
· Hobbit Trailer (0)

Ekim 10, 2011 - 10:09:41
· Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (2) (0)

Haziran 13, 2011 - 10:37:47
· Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (1) (5)

Haziran 13, 2011 - 10:34:53
· Hobbit Vizyon Tarihleri ve Isimleri Açıklandı! (0)

Haziran 13, 2011 - 10:18:39
· Oyun Fikirleri (2)

Aralık 03, 2010 - 08:08:20
· BBC Tolkien röportajı (0)

Kasım 22, 2010 - 11:15:26
· The Hobbit icin Gazete Ilani (2)

Ekim 22, 2010 - 11:31:19
· Hobbit oyuncuları (10)

Ekim 13, 2010 - 09:27:41
· Yüzüklerin Efendisi'nin Sırrı Ne? (2)

Haziran 02, 2010 - 07:54:36
· HOBBİT TEHLİKEDE (4)

Nisan 06, 2010 - 09:13:39
· Muhiddin-i Arabi'nin Eserleriyle Lotr ve Silmirallion'a Bakın (5)

Nisan 06, 2010 - 09:13:33
· Gölgelerin İçinden (0)

Ocak 19, 2010 - 08:58:13
· Born of Hope. LOTR Fan Filmi (11)

Ocak 08, 2010 - 15:45:13
· Hobbit'le İlgili Bazı Sorular (0)

Ocak 08, 2010 - 15:44:59
· Mucizeler Savaşı (6)

Ocak 08, 2010 - 15:44:38
· LOTR Filmlerindeki Sinir Bozucu Sahneler (18)


Eski Yazılar

LOTR: Samwise The Hero
Yayınlanma tarihi Aralık 31, 2004 - 12:39:08 Gönderen iarwainbenadar

> GENEL / Yüzüklerin Efendisi greensleeves göndermiş "Kitap okurken en çok neyi merak ederiz? Ya da nedir en çok düşündüğümüz şey? Aklımızda bir kitabın en çok nesi/neresi kalır? Elbette bu sorulara verilecek yanıtlar çok çeşitli. Üstelik, bu yanıtlar konusunda bir genelleme yapmak ya da kestirip atmak da “okuyucunun hayal gücüne” haksızlık olur. Yine de bazı akademik tespitlerin ve kişisel deneyimlerin ışığında bir varsayım kurup onun üzerinden gideceğim: Bir kitabın en önemli bölümü finalidir! Aslına bakarsanız, hayattaki hemen her şeyin en önemli bölümü finalidir. Her şeyi bitişiyle anarız, huyumuz kurusun, bitişiyle hatırlarız… Kitaplar hakkında genel yargılara varırken ya da varsayımlarda bulunurken Yüzüklerin Efendisi gibi “büyük” bir eser söz konusu olduğunda daha dikkatli olmak gerek tabi. Bu eseri neyin “büyük” yaptığını uzun uzun tartışmayacağım, yeterince tartışıldı ve hala tartışılmakta. Ancak “haddimi aşarak ortaya attığım yukarıdaki varsayım”dan yola çıkarak, uzun zamandır kafamı kurcalayan şu soruyu yanıtlamaya çalışacağım: Yüzüklerin Efendisi’nin “en kahraman” kahramanı kim?



Baştan sona soluksuz okunacak bir öykü yaratmak ne zordur kim bilir… Bizim bir gecede, bir solukta bitirdiğimiz kitabı yazmak için J.R.R.Tolkien yıllarını vermiş. Vermiş de kötü mü olmuş: Okuduğumuz ve belki de okuyabileceğimiz en zeki finallerden biri yazılmış. Tüm düğümlerin çözülme anında yüzüğün “ancak bir kaza eseri” yok edilebilmesi ve yazarın o çok popüler “happy end” tuzağına düşmemesi ne kadar dahiyane! Yine de dikkatinizi çekmek istediğim bir nokta var: Usta hikayeyi yüzüğün yok edildiği yerde bitirmemiş. Oysa yüzük yok olduktan sonra olacaklar konusunda üç aşağı beş yukarı hepimizin bir fikri vardı. Sauron yok olacaktı, Orta Dünya savaşını “iyiler” kazanmış olacaktı, Elfler zaten Batı’ya gidecekti, Aragorn kral olacaktı vs. Üzerinde düşünmeyi kısa bir süre erteleyebileceğimiz Shire Temizliği bölümünü saymazsak, yüzüğün yok oluş anından sonra bizleri şaşırtacak pek de fazla şey yok hikayenin olay örgüsünde. Elbette edebi açıdan bakıldığında iyi yazılmış bir eser salt biçimiyle de okuyucuyu şaşırtabilir, ki Yüzüklerin Efendisi gerçekten iyi yazılmış bir eserdir. Ancak burada olayların kurgusu ve gelişimi üzerinde fikir yürütüldüğünden dolayı bu varsayım “şimdilik” geçersiz kalıyor. Dramatürjik anlamda bakarsak, hikayenin düğümünün çözüldüğü an, yüzüğün yok oluşudur ve bundan sonrasını inceleyerek final konusunda bir yargıya varılabilir.

Yüzük yok olduktan sonra Orta Dünya üzerindeki pek çok karakter için macera bitmiş sayılıyor. Çoğu evlenip çoluk çocuğa karışıyor ya da alıp başını gidiyor uzak diyarlara. Elimizde kala kala ilk göz ağrılarımız “Hobbitlerimiz” kalıyor. Tabi bu da az bir şey değil. Hobbitler evlerine döndüklerinde, hikayenin özüne en uygun durumla karşılaşıyorlar: DEĞİŞİM! Bıraktıkları o canım Shire gidiyor, yerine farklı ve aslında ülkelerini hep uzağında tutmak istedikleri bir düzen geliyor. Belki karakterlerimiz yolculukları sırasında “büyümemiş” olsalardı, bu düzeni değiştirmek için ellerinden bir şey gelmezdi; ama onlar artık değişmiş oldukları için değiştirme gücünü de içlerinde buluyorlar. Bu arada Nazi Almanya’sına ve katı İngiliz Sosyalizmi’ne gönderme yapmak için yazarın epeyce bir zamanı oluyor. Yine de biz -istemeyerek de olsa- bu politik göndermeleri bir yana bırakıp karakterlerimize geri dönelim ve ülkelerinde yaptıkları temizlik sonrasında yaşamlarına bir bakalım:

Frodo, bu hikayede kim ne derse desin en yıpranmış kahraman. Aradığı ve görevini başardığı zaman bulacağını umduğu huzuru ne yazık ki bulamıyor. Ülkesinin huzuru için bir anlamda kendi huzurunu feda ediyor. Ancak onun görevi artık bitiyor ve Batı’ya giderek her şeyi geride bırakıyor. Gerçek anlamda bir “geride bırakma” değil elbette bu. Yüreğindeki tüm yaraları beraberinde götürmeseydi Valinor’da huzuru bulur ve belki de ölümü hiç seçmezdi. Yine de yazar, Frodo’yu geride bırakmış oluyor bir gemiyle denize gönderdiği anda. Oysa hikaye Frodo’nun denize açılmasıyla sona ermiyor. Kim bilir, belki de usta bu “boyundan büyük yükler taşıyan” mutsuz yaratığı acılarından azadetmek istiyordu…

Merry ve Pippin’e gelince, onlar Shire Temizliği sırasında kendilerini son kez kanıtladıktan sonra, her Hobbitin yapacağı gibi, aileleriyle mutlu mesut yaşayıp ülkelerindeki huzurun ve barışın -dilimiz İngilizce olsaydı aynı sözcüğü iki kere yazmamız gerekecekti, Türkçe’yi seviyorum- tadını çıkarıyorlar. “Yaşadıklarından öğrendikleri birşeyler” de yanlarına kar kalıyor.

Gelelim Samwise Efendi’ye. Başlıkta adını andık ama hala onun hakkında tek kelime bile etmedik. “Eh, bu da bizim yoğurt yiyişimiz olsun.” diyerek sözü cesur yürek Sam’in macerasına getirelim. Yüzüklerin Efendisi’ni okurken zaman zaman olayları dışarıdan bir “üçüncü kişi” gibi gördüysem de, kendimi daha çok karakterlerin içinde hissettim. Faramir’i hala Pippin’in gözünden görürüm ve bundan büyük keyif duyarım. Frodo ve Smeagol/Gollum ilişkisini bana hep Sam anlatır. Aragorn’a Frodo’nun gözüyle bakmazsam ona kellemi nasıl emanet ederim! Legolas’ın gözleriyle görürsem sevebilirim ancak Gimli’yi. Öykünün her aşamasında bir karakterden çıkıp diğerine yolculuk yaparım. Belki de bu nedenle uzun zamandır birinden birini ayırt edemiyordum, hoş hala ayırt edemiyorum ya… Yine de biri var ki, tüm karakterlerin içindeki yolculuğum sona erdiği halde onun içindeki maceram devam ediyor. Eowyn’le kafesimden kaçıp, etrafımdaki sert kabuğu kırıp, özgürlüğüme kavuştuktan sonra huzura eriştim. Aragorn’la olmak için doğduğum kişi olup muradıma erdim. Merry ile içimdeki maceracı çocuğu erdemli bir yetişkin haline getirdim. Arwen’le aşık olup tercihlerimin sonuçlarına katlandım. Gandalf’la görevimi tamamlayıp ait olduğum yere geri döndüm. Oysa kitabın sayfalarını tükettiğimde hala Sam’le birlikte kırmızı bir kitabı yazmaya devam ediyordum. Hem de -kaderin cilvesi- okumakta olduğum kitabı…

Kırmızı Kitap, yazarın biz okuyucularıyla kurduğu iletişimin en güzel ifadesiydi benim için. Sanırım bu yüzden kitabın İngilizce çıktısını alıp ciltletmeye götürdüğümde aklımdaki renk tereddütsüz bir biçimde kırmızıydı… ve ne tesadüftür ki, kendimi Frodo’nun Batı’ya giderken Kırmızı Kitabı eline tutuşturduğu Samwise Efendi’nin yerinde buluverdim. Yüzük Taşıyıcısı görevini yerine getirdikten sonra hak ettiği huzuru aramaya gitmiş ve Orta Dünya’daki evini, Shire’daki muhtemel geleceğini, hikayedeki yerini ve yazmakta olduğu kitabı Efendi Samwise’a bırakmıştı. Tıpkı yazarın kitabını yazıp bitirdikten sonra onu bize bıraktığı gibi…

Bu incelemenin amacı, gelmiş geçmiş en iyi yazılmış eserlerden biri olarak gördüğüm bir büyük öykünün başarıyla yazılmış özgün karakterlerini küçümsemek ya da hafife almak değil. Yüzüklerin Efendisi gibi üzerinde yıllarca emek harcanmış bir edebiyat şaheserinin küçük bir parçasına bile olsa hak ettiği değeri verememek bir okuyucu için utanç olmalı. Yine de “Usta”nın yeteneğini, hayal gücünü ve yazın tekniğini kullanırken okuyucuya bir tek karakteri “emanet” olarak bıraktığı sonucuna varılıyor: Samwise The Hero! Okuyucunun hatırlaması istenen karakterdir Sam. Bu nedenledir ki kitap Samwise Efendi ile bitiyor.

Bu yazıdan akılda kalması en çok istenen karakter de Samwise olduğuna göre… “Eh, döndüm işte”."

 
Oturum Aç
Takma isim

Parola

Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.

İlgili Linkler
· > GENEL / Yüzüklerin Efendisi Hakkında
· Yayınlayan Editör: iarwainbenadar
· Ana Sayfa


> GENEL / Yüzüklerin Efendisi Hakkında en çok okunan :
Yüzüklerin Efendisi'nin Sırrı Ne?


Yazıcı Dostu Sayfa  Bu Yazıyı bir Arkadaşınıza Gönderin

"LOTR: Samwise The Hero" | Oturum Aç/Yeni Hesap Yarat | 4 yorum
Puan
Yorumlar gönderene aittir. İçeriğinden hiçbir şekilde site ve site yönetimi sorumlu tutulamaz.
Re: Samwise The Hero (Puan: 1)
Gönderen tindomerelardel (a.bahar61@mynet.com) Tarih: Ocak 28, 2005 - 19:05:04
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Çok güzel analizlerde bulunmuşsun sayın arkadaşım. Gerçekten Samwise ,kim olursan ol kendini biliyorsan ve inandıklarının arkasında durabiliyorsan kazanan sensin! mesajını veren bir karakter.Aslında tabiiki kitaptaki her karakter çok önemli mesajlar vermek için varolmuş ama bize doğru yolu gösteren örnek Samwise'dı. Eğer onun gibi seversek (Frodo'yu, Gül Pamuk'u, Shıre'ı-Çıkın Çıkmazını...) her şeyden galip çıkarız ve herşey olup bittiğinde tıpkı onun gibi 'Hiç bir acının aslı yokmuş meğer' diyerek sevdiklerimize kavuşuruz.
(Bu arada ingilizce orjinalini ben de edinmek istiyorum,nerden bulabilirim?)


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: Samwise The Hero (Puan: 1)
Gönderen BerilacBolger (berilacbolger@hotmail.com) Tarih: Ocak 04, 2005 - 16:34:43
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Güzel bir yazı olmuş, zevkle okudum. Güzel düşünceler...


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: Samwise The Hero (Puan: 1)
Gönderen fanaldear87 (fanaldear@hotmail.com) Tarih: Ocak 05, 2005 - 20:05:21
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Yazın için çok teşekkür ediyorum. Daha önce Yüzüklerin Efendisi ve karakterleriyle ilgili bu kadar güzel bir çözümleme okumamıştım!


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: Samwise The Hero (Puan: 1)
Gönderen earwen_vien (nehrinkizi@yahoo.com) Tarih: Ocak 04, 2005 - 14:37:16
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Yazının pek çok yerini pek çok beğendim.Yalnız başta bir eserin finaliyle ilgili fikrine katılamıyorum.Ben herşeyi bitişiyle anmıyorum.Başlangıçlar da önemli neydi ilk bölümlerden biri gerçeğin gölgesi miydi?O da çok çarpıcıydı.Neyse yazında karakterleri birbirinin gözüyle gördüğünü anlattığın yerlerine bayıldım.Tebrikler.


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Bu site filmin, kitapların, veya yazarın resmi sitesi değildir.Tamamen Türk yüzük dostları tarafından hazırlanan konu odaklı bilgi, haber, düşünce ve materyal paylaşımını amaçlayan bir fan sitesidir.
Sayfada yer alanlar ancak izin alınarak ve kaynak gösterilerek kullanılabilir.
Lord of The Rings - Turkish Fan Site
yuzuklerinefendisi.com / 2001 - 2012