Ana Sayfa Hesabınız Yazı Ekleyin FAN ART FRP - RPG
J.R.R.Tolkien Kitaplar Galeri Biz Kimiz
Üye ol Üye girişi
Yazı aramak istediğiniz
Sitede 66 ziyaretçi, 0 kullanıcı var.
Oturum Aç
Takma isim

Parola

Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.

Seçenekler
· Ana Sayfa
· Yazı Gönderin
· İstatistikler
· Bizi Tanıtın
· Forum
· Yükle
· En iyiler
· Linkler
· Hesabınız

YÜZÜKLERİN EFENDİSİ

J.R.R.Tolkien
Hayatı, eserleri, kronoloji, röportaj, resimler...

Kitaplar
Özetler, kapak örnekleri, incelemeler...

Resim Galerisi
Sanatçılara göre sınıflandırılmış 100'lerce resim...




Önceki Yazılar
Mart 21, 2013 - 08:08:57
· Kızıl Yolculuk (1)

Kasım 07, 2012 - 16:17:32
· Bitmemiş Öyküler Çıktı (10)

Kasım 07, 2012 - 16:00:58
· Rohan ve Türk Benzerliği Üzerine (0)

Kasım 07, 2012 - 15:56:46
· Hobbit Fragmanları (0)

Aralık 21, 2011 - 08:18:56
· Hobbit Trailer (0)

Ekim 10, 2011 - 10:09:41
· Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (2) (0)

Haziran 13, 2011 - 10:37:47
· Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (1) (5)

Haziran 13, 2011 - 10:34:53
· Hobbit Vizyon Tarihleri ve Isimleri Açıklandı! (0)

Haziran 13, 2011 - 10:18:39
· Oyun Fikirleri (2)

Aralık 03, 2010 - 08:08:20
· BBC Tolkien röportajı (0)

Kasım 22, 2010 - 11:15:26
· The Hobbit icin Gazete Ilani (2)

Ekim 22, 2010 - 11:31:19
· Hobbit oyuncuları (10)

Ekim 13, 2010 - 09:27:41
· Yüzüklerin Efendisi'nin Sırrı Ne? (2)

Haziran 02, 2010 - 07:54:36
· HOBBİT TEHLİKEDE (4)

Nisan 06, 2010 - 09:13:39
· Muhiddin-i Arabi'nin Eserleriyle Lotr ve Silmirallion'a Bakın (5)

Nisan 06, 2010 - 09:13:33
· Gölgelerin İçinden (0)

Ocak 19, 2010 - 08:58:13
· Born of Hope. LOTR Fan Filmi (11)

Ocak 08, 2010 - 15:45:13
· Hobbit'le İlgili Bazı Sorular (0)

Ocak 08, 2010 - 15:44:59
· Mucizeler Savaşı (6)

Ocak 08, 2010 - 15:44:38
· LOTR Filmlerindeki Sinir Bozucu Sahneler (18)


Eski Yazılar

J.R.R. Tolkien: J. Churchward'ın Anlattıkları
Yayınlanma tarihi Haziran 21, 2004 - 11:12:26 Gönderen iarwain-ben-addar-

LOTR / J.R.R. Tolkien bruinenn göndermiş "James Churchward'ın anlattıklarına geçmeden önce, şunu belirtmek gerekir ki, Tolkien'in eserlerinin kıyas götüremeyecek en önemli özelliklerinden birisi, okuyucuya, özellikle "Silmarillion" ve "Güç Yüzüklerine Dair"i de okuduktan sonra, bütün bunlar var olmuş, yaşanmış olmalı, dedirten gerçekçiliğidir. Destanınlarında her şey öylesine derinlikli ve birbiriyle tutarlıdır ki...
Bazılarımızın, Ortadünya gerçekten var olmuş olabilir mi, diye düşünmesine, bizzat Tolkien ustanın eserleri ile ilgili kendi beyanatları da neden olmuştur; "Ben Ortadünya'yı yaratmadım, keşfettim!"
Ya da okuyuculardan gelen soruları cevaplamak için, bir dönüp bakması gerektiğini söylemesi ve adeta "Kırmızı Kitap"a göndermede bulunması gibi.


Tolkien'in yaratıcılıktaki üstün dehasına hepimiz hayranız; peki nedir yaratmak, hayal gücü ya da ilham almak nedir? Bu dünyanın büyük dahileri, ister edebiyat, ister müzik, ister bilim alanlarında olsun, bizleri hayrete düşüren eserlerini verirken nereden ilham almışlardı?

"Yaratıcılık, ruhsal alemden, ortak bilinçten gelir. Ve zihin, beyin moleküllerinin bulunduğu alemden farklı bir alemdedir. Beyin bir alıcı ayfıttır, kaynak değil." Candace Pert

James Chuchward'ın "Batık Kıta Mu'nun Çocukları" ile başlayan dört kitaplık dizisi, henüz 2000 yılının başlarında Türk okuyucularla buluşurken, aslında bundan 70 - 75 yıl önce ülkemize getirtilip Türkçe'ye çevirtilmiş, uzun uzun incelenmiş ve hakkında raporlar yazılarak, genç Türkiye Cumhuriyetinin mimarı Atatürk tarafından okunmuştu. Bu kitaplar, Anıtkabir'deki Atatürk'ün okuduğu kitaplar bölümünde durmakta olup, İngilizce orjinaller 199, 200, 1301, 1302 numaralara, çevirileri ise 1482, 1483, 1484 ve 1485 numaralara kayıtlıdır.
Birçoğumuz daha Atlantis gerçek mi, efsane mi, diye düşünürken, meğer ondan da önce, insan ırkının yeryüzünde ilk ortaya çıktığı yer olarak bir Mu kıtası mevcutmuş ve Atamız, Churchward'ın kitapları sayesinde bizden çok önce bunlardan haberdar olmuş.
En az 70 bin yıl gerilere giden muazzam bir tarihi ortaya çıkarıp, delillerini sunabilmek için ömrünün elli yılını veren Churchward, Mu uygarlığının koloniler halinde yayılışını ve bizlerden çok daha ileri bir uygarlık düzeyine ulaşabilmiş, yüksek Mu ve daha sonra Atlantis kültürünün (ki Mısır uygarlığı da Atlantis'den gelir) Dünya'daki izlerini ve etkilerini incelemektedir.
Atatürk'ün bu kitapları incelemesindeki neden, gerçek Türk tarihi ve kültürünün ne denli gerilere ve yüksek seviyelere gittiğini, bir şekilde seziyor olmasındandı. Onun amacı, Türk'ün kökenlerinin ve gerçek Türk tarihinin ortaya çıkarılıp yeniden yazılmasıydı ama ölümüyle birlikte tüm çabalar son buldu. (Bkz. "Tarih Türklerde Başlar" yazar: Hulki Cevizoğlu) ve ("Ön Türkler" yazar: Haluk Tarcan)
Eski Çağlara ait yüksek uygarlıklara dair tüm bilgilere Churward, daha çok Güney Amerika'daki tarihi kalıntılar ve Tibet, Hindistan gibi Asya ülkelerindeki sayılı tapınaklarda muhafaza edilen 15 bin - 20 bin yıllık taş tabletleri, el yazmalarını deşifre ederek ulaşmış. İşte bu noktada makalenin asıl kahramanı ve Tolkien'le alakasına geliyoruz. Churchward, kitabının son bölümünde, kendisine eski metin ve yazmaları okumayı 'nasıl öğrenebileceğini' öğreten yaşlı bir tapınak rahibinden bahseder. Bu rahipten bazı çok enteresan ezoterik bilgiler edinmiştir ve onun rehberliğinde yaşadığı ilginç olaylara da değinir. Adı Rişi olan bu rahiple aralarında, öte alem ve ölmüş kişilerle iletişim ile ilgili olarak bir konuşma geçer:
Rişi anlatır:
"... çünki titreşimleri, beyninizin bunları alabileceği kadar sizinkilere yakın dahi olsa, vizyon oluşturacak kadar tek sesliliğe ulaşmamış olabilir. Bazen de kendilerini görmeniz konusunda isteksiz davranırlar. Kişisel olarak ben şu sonuca vardım ki, görünmek istemeyenler büyük üstatlardır ve sizi, öte alemden bu dünyaya bir iletişim ve bilgi gereci olarak kullanmaktadırlar."
Churchward, kendisine bu gibi iletişimlerin bir örneğini ya da tasvirini verip veremeyeceğini sorar.
Rişi,: "Evet, bazı sanatçılar, bazı heykeltraşlar ve bazı yazarlar; bilhassa da yazarlar. Üstat ya da her kimse, titreşimlerini yazarın beynine akortlar ve bu titreşimlerle neler yazacağıyla ilgili arzu ya da komutlarını ifade eder. Yazarın beyni bunları alır ve bunları alırken başka hiçbir şey yazamaz. Eğer kendi dünyevi mantığıyla bir şeyler uydurmaya çalışacak olursa, eseri tamamladıktan sonra, sadece anlamsız karalamalar yaptığını görür. Yalnız üstadın beynine verdiği şeyi mantıklı biçimde yazabilir. Bir çekim altındadır. Görünmeyen onu yönetir. Eskilerin 'İlhamlı Yazı' dediği budur. Bunlar seçilmiş vasıta yoluyla öte alemden gelen yazılardır."

Rahip Rişi'nin açıkladıkları ile ilgili yorumu sizlere bırakıyorum. Tolkien ister ilham almış, ister bizzat kırmızı kitabı bulmuş olsun ya da aklımıza gelmeyecek bambaşka bir şey olsun, onun en önemli özelliği kendi kişiliğinden gelen özelliklerin, seçtiği yollarda, merak sardığı konularda ve tercih ettiği eğitimle, kendini böyle bir eseri var edebilmek konusunda kapasite olarak hazır hale getirmiş ve bununla kalmayıp, büyük bir tutkuyla çalışmış olmasıdır.

James Churchward'ın anlattıkları ile ilgili beni duygulandıran bir konu daha vardı ki, o da Mu kıtası battıktan sonra, oradan ayrılmayı başarıp çevre kıtalara yerleşen toplulukların ev ve tapınaklarını inşa ederken, giriş kapılarını, batmış olan anakara Mu'nun bulunduğu yöne bakacak şekilde inşa etmeleriydi. LOTR İki Kule'de, Faramir ve adamları yemeklerine başlamadan önce batan Numenor'a doğru dönüp, bir dakika sessizce oturuyorlar ve sonra yemeklerine başlıyorlardı."

 
Oturum Aç
Takma isim

Parola

Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.

İlgili Linkler
· LOTR / J.R.R. Tolkien Hakkında
· Yayınlayan Editör: iarwain-ben-addar-
· Ana Sayfa


LOTR / J.R.R. Tolkien Hakkında en çok okunan :
BBC Tolkien röportajı


Yazıcı Dostu Sayfa  Bu Yazıyı bir Arkadaşınıza Gönderin

"J.R.R. Tolkien: J. Churchward'ın Anlattıkları" | Oturum Aç/Yeni Hesap Yarat | 20 yorum
Puan
Yorumlar gönderene aittir. İçeriğinden hiçbir şekilde site ve site yönetimi sorumlu tutulamaz.
Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen iarwain-ben-addar (iarwain@yuzuklerinefendisi.com) Tarih: Haziran 21, 2004 - 13:18:55
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Son paragrafa kadar tam bir muhalif zihniyetiyle okumuştum.

Ben de ustanın bize anlattığı şeylerin gerçekten yaşanmış olmasını çok isterdim. Ama gerçek olan; hayal gücünün ürünü olduğudur.


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]


Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen Bruinenn Tarih: Haziran 21, 2004 - 15:41:34
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Söylermisin Iarwain, eğer tüm dinlerde şu an yaşadığımız dünya ve hayat yalnızca bir illüzyon, bir hayal ise, biz Verne'in, Tolkien'in, Asimov'un yazdıklarından ne kadar daha gerçek olabiliriz ki?


]


Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen iarwain-ben-addar (iarwain@yuzuklerinefendisi.com) Tarih: Haziran 21, 2004 - 16:37:26
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
ben, Dünya`nın bir ilüzyon değil nesnel bir gerçeklik olduğuna inanıyorum Bruinenn.


]

Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen Bruinenn Tarih: Haziran 21, 2004 - 15:38:12
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Gerçek olan Iarwainciğim, bunu şu an için asla net olarak bilemeyeceğimizdir :)


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen Alauwaimis Tarih: Haziran 21, 2004 - 17:56:29
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Tolkien'in ve yapıtları büyük sükse yaratmış, sevilmiş insanların bu eserleri nasıl yazdıkları konusunda birçok teori ve ihtimal bulunmuş, yazılmış, çizilmiş. Kimine denmiş çılgın, kimine usta; kimi de dış dünyadan haber aldı denmiş.
Ben ise bu ihtimallerin hepsine inanıyorum. Bütün bu seçenekler ve tahminlerin hepsi aynı olayın farklı bir bakış açısıyla yorumlanışıdır. Tolkien'in bunları yazarken şizofreni olmadığını kim kanıtlayabilir? Bunun yanında şizofreninin bir delilik olduğunu yüzde yüz kim kanıtlayabilir? Belki şizofreniler bizden daha akıllı ve asıl biz deliyiz. Delinin çok olduğu yerde deliye veli denirmiş.
Veya aynı şekilde, Tolkien'in doğaüstü güçlerden haber aldığını/almadığını kim kanıtlayabilir? Belki de olanlar bir göze delilik olarak, başka bir göze de doğaüstü ilham olarak yansıyordur?


Mu'yla ilgili olarak bir şeyin yanlış anlaşılmamasını isterim. (Dediklerine itirazım yok, sadece okuyanlar için.) Mu'daki "daha ileri uygarlık" olarak bahsedilen şey, teknolojiden ibaret değil, hatta bugün bildiğimiz anlamıyla teknoloji o ilieri uygarlıkta mevcut değil. Uygarlık teknoloji değil, insanlık ve iyilik gibi daha yüce olaylar olmalıdır.


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]


Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen Bruinenn Tarih: Haziran 21, 2004 - 20:32:05
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Merhaba Alauwaimis,
Söylediklerin çok doğru. İleri Mu ve Atlantis uygarlığının özellikleri hem ruhsal hem de teknolojik olarak gelişmiş olmalarıydı. Onlar bize doğaüstü gibi gelen, sihir diye adlandırdığımız güçlere sahipti ama bu onlar için teknolojiyi gereksiz kılmadı, tersine onu daha üst seviyelere ve doğaya hiçbir şekilde zarar vermeyecek özelliklere kavuşturdu. Mesela güç kaynağı olarak kristal kullanıyorlardı, havayla çalışan uçakları vardı. Yirmibin yıllık eski hint yazmalarında bunların motorlarının çizimleri bile varmış. Ama bu tabletlerin ya da yazmaların bulunduğu manastırlara J. Chuchward, bir Alman ve başka bir İngiliz arkeolog ulaşabilmiş ve hepside bu manastırın yerini büyük bir keyifle saklı tutuyorlar.
Yalnız şunu bilmelisin ki bu uygarlıklar ruhsal, kültürel olarak ileri seviyelere ulaşırken bir kutuplaşma da meydana geldi. Sağ El majisyenlei iyiliği, sol el majisyenleri de kötülüğü temsil ediyorlardı, basitçe açıklamak gerekirse.


]

Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen Cirdan_ Tarih: Haziran 21, 2004 - 23:16:46
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Kayıp Kıta MU.Kitabı okumuştum, özellikle dikkatimi çeken birşey vardı orada, J.Churchward'ın orada yaşayan insanları tarifi gayet Numenor insanları ile aynıydı.Mermer işçiliklerinden bahsediyor, hatta mermerden yollarında çimlerin bile aralarından çıkamadığını söylüyordu.


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen eowyn_ (eowyn345@mynet.com) Tarih: Haziran 23, 2004 - 14:03:08
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
bu seriyi bende okudum ama orta dünyayı değilde
homerosun yazdıklarıylada bağlantısının olabileceğini dşündüm
ayrıca kitabı tavsiye ederim.


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen powerofMordor Tarih: Haziran 24, 2004 - 16:23:21
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Mu kıtası veya Atlantis kıtası gerçekten varolmuş olabilir hatta teknolojide günümüz dünyasında ileri gidebilmiş dahi olabilir.Bunların varlığı veya aksi tam olarak ispatlanamaz.

Asıl mantıksız olan teknolojik gelişim açısından bambaşka basamaklardan geçmiş olmalarıdır.Yani günümüzde doğaüstü güçler diyebileceğimiz şeyleri bu halklar yapabiliyor derseniz orada durun derim ben.Eğer bir gelişim olmuş bile olsa bu günümüz bilim ve teknik dahilinde olmuştur.Yoksa yarın birgün bilim yeni bir alet bulur birisi çıkar "Atlantisliler bunun havayla çalışanını milyon yıl önce buldu ama farklı yöntemler kullandılar" der.Bu da bilimin ışığında metafizik kovalamaktan öteye geçmez.


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]


Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen Bruinenn Tarih: Haziran 24, 2004 - 17:09:46
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Sana "Batı Kıta Mu'nun Çocukları"nı okumanı önermek isterim, orada nasıl hem ruhsal hem de teknolojik olarak daha ilerde olmuş oldukları açık bir şekilde anlatılmış. Ben burada uzun uzun açıklama yapmayım :)
Hoşçakal


]


Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen Gelaek Tarih: Haziran 25, 2004 - 21:07:50
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
belki de onların teknoloji anlayışı çok farklıydı
kimse bilemez


]

Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen wyern Tarih: Haziran 24, 2004 - 16:39:47
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Birazdan aşağıda okuyacaklarınızın yarısı iddadır.
Muhiddin Arabi bir gün Kabedeyken biriyle karşılaşır.Bu garip birirdir.Arabiye şunu der:
_Yeryüzüne 7insan nesli geldi.Siz Adem oğulları 7.Nesilsiniz.Sizden önceki 6 nesil Allahın gazabına uğrayarak yok olmuş,kalanlar yeraltına sığınmışlar.
Atatürk Meksikadan getirttiği Maya tablet çevirilerinde Maya dilinin Türkçeye benzediğini farkeder.Hatta macar bir profesör Güneş Dil Teorisini ortaya atar.Bu teoriye göre tüm diller Türkçeden gelmektedir.Ama bu teori tepki görür.
Doğru olan insanlığın kökeni birdir.
Şimdi.7.nesil bizim zamanımız.Adem oğulları dönemi.6.nesil Atlantisin dönemi.5.nesil ise Mu İmparatorluğunun dönemi.Türkler ve Mayaların dili aynı.Mayalarda Mudan göç etmiştir.Türkler Orta Asyada ortaya çıktılar.Ama nerden geldiler?İzlere bakarsak Çin ve Japonya çıkıyor.Maya dilinide hesaba katarsasak,Türkler Mu kıtasından göç etmiştir.Yani dostlarım.7 nesil var.ve Türkler 5.nesilden beri varolan bir ırk.Kimbilr?Kuranda cinlerin insandan önce yaratıldığı söylenir.Bilirizki Cinlere Norveç ve havalisi elf,cüce gibi isimler takmışlardır.Bu hesapla 4.Nesil elf yani cin ırkıdır.
Ondan önce Şeytan yaratılmıştır.Eski ,İnsandan önceki çağlar kötücül Varlıkların ,şeytanların(vampir,gulyabani vb)canavarların Çağıdır.Bu hesaba bakarsak 3. ırk şeytani ırktır.Gene ondan önce Meleklerden bahsedilir.Demeki 2. ırk üstünsel bir ırktı.Ondan önceki ırksa yani1. ırk daha üstün bir ırktır.Muhiddin Arabi gördüğü o adamı:
"bize benziyordu ama bizden değildi"şeklinde tarif etmişti.Ayrıca peygamberimizinşöyle bir sözü vardır."Ben araptanım.Ama arap Benden değildir".
Ohalde iki sonuç ortaya çıkıyor.Birincisi insan 5.çağda ortaya çıkmıştır.İkincisi ise insan ilk nesilden beri vardı ama yüksek yaratılışlıydı.Sadece Türk ırkı 5. zamanda ortaya çıkmıştı.Ben ikinciye katılıyorum.
Işıkla Kal.
Wyern.




[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]


Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen Bruinenn Tarih: Haziran 24, 2004 - 17:05:56
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Merhaba Wyern,
sana forumda, ortadünya bölümünde, "İnsanlara anlatalım mı?" başlıklı araştırma dizimi okumanı önerebilir miyim. Bir iki sayfa geriye gitmen gerekebilir.
Ayrıca "Batık Kıta Mu'nun çocukları"nı okursan bilgilerin biraz daha netleşip, şekillenecektir
İlgin için teşekkürler :)


]

Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen iarwain-ben-addar (iarwain@yuzuklerinefendisi.com) Tarih: Haziran 25, 2004 - 09:18:15
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Nuh`un çocuklarından birinin adı Türk`tür. Bu size birşey ifade ediyor mu ?

Ben, Dünya`nın Türk`lerin etrafında döndüğünü iddia eden bu kadar çok şeyin ortaya çıkmasına çok kızıyorum. Bu ne ezikliktir yaw. Şu anki halimize bakalım bence. Anadolu`da Türkiye adlı bir cennette yaşıyoruz. Ve bunun kıymetini bilelim. Zira, bilemediğimiz için boyunduruk altında eziliyor ve böyle; yok Dünya`nın yarısı Türk, diller Türkçe`den çıktı falan gibi asılsız iddialar ortaya atıyoruz.

Mu ve Atlantis medeniyetleride sadece birer iddiadır. Eğer gerçekten varlar ve teknoljik olarak çok ilerdelerse, bu tamamen bilimle, akılla, ilimle buldukları şeylerdir. Bunların doğaüstü güçlerle böyle şeyleri yaptıklarını iddia edersek, PowerofMordor`un dediği gibi, bugün bulunan bir sürü teknolojik yeniliğinde, bulanlar için doğaüstü güçleri vardı diye açıklanmasına neden oluruz. Ve bu tamamen saçmalıktır.


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]


Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen hmtekin (hmtekin@yahoo.com) Tarih: Haziran 26, 2004 - 19:56:52
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) http://halilmtekin.sitemynet.com/hmtekin
Bildiğim kadarıyla Hz. Nuh'un çocuklarından biri Türklerin atası...

Dünyayı Türklerin etrafında döndürecek dereceye gelen abartı beni de rahatsız ediyor.Bence de kendine güveni ve saygısı olan bir millet kendini bu kadar övmez ya da zaman zaman gördüğümüz üzere alaya almaz.

Ama Atlantis konusunda biraz farklı düşünüyorum.Bence Atlantis'teki teknoloji şimdikinden ileride olabilir.Geçmişte bizden daha fazla gelişmiş olan uygarlıkllar olduğuna inanıyorum.İnanıyorum çünkü Kur'an'da bu yönde bazı ayetler var:"Onlar sizden daha ileriye gitmişlerdi..." şeklinde...Ayeti tam hatırlamıyorum ama "onlar sizden..." şeklinde bir söylem olduğuna göre bu uygarlıklar seviyesine bir daha asla yetişilemeyecek güçte olmalılar.Çünkü biz hala Kur'an okuyoruz ve teknoloji geliştikçe hala bu ayetler kendilerini okuyana sesleniyor olacaklar.Bu ayetler benim inanmam için yeterli...Ama başka arkadaşlar için kanıt niteliği taşımayabilir.Yine de buna inansak da inanmasak da geçmişte şimdikinden daha gelişmiş bir uygarlık "olamayacağı" şeklinde bir düşüncenin mantıksız olacağı kanaatindeyim.Şimdikiyle aynı şekilde olmayabilir.Maddenin bizden farklı yönlerini görmüş olabilirler.Kelebek etkisini bilirsiniz, eğer bilimlerinde başlangıçta bizimkine göre ufacıkta olsa daha değişik bir anlayış varsa teknolojileri de tamamen farklı olacaktır.Ama buna doğaüstü diyemeyiz tabii; doğaüstü ya doğanın dışında olmalı, ya da onu kapsamalı...Diyelimki belki bizim bilmediğimiz bazı şeyleri biliyorlardı ve belki bildiğimiz bazı şeyleri bilmiyorlardı.


]

Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen Bruinenn Tarih: Haziran 25, 2004 - 18:37:41
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Arkadaşlar, neden böyle önyargılı yaklaşıyoruz?
Bütün bu bilgileri cebimden çıkarmıyorum ben.
Kendini bilen bir Türk hiçbir zaman eziklik hissetmez, aksine övünç duyar. Üstelik burada Türklük propagandası yapan da yok. Önemli olan insan gibi insan olmak.
Hayır, herhangi bir referans göstermesem, Anıtkabir'deki kütüphanelerde duruyor kitaplar demesem, taş tabletler var, arkeologlar bulmuş deşifre etmiş keyfi olan gider görür diyemesem, anlayacağım niye muhalefet edildiğini. Bir konuda yorum yapabilmek için, herşeyden önce o konuda bilgi sahibi olmak gerek.
Makalem boyunca ismlerini verdiğim kitapları okuyun gelin de ondan sonra konuşalım, bir şeye öyle havadan saçmalık denir mi?
Bir şeye körü körüne inanmak kadar, bir şeyi bilmeden etmeden, körü körüne red etmek de bağnazlık değil midir?
Hmm? :)


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]


Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen iarwain-ben-addar (iarwain@yuzuklerinefendisi.com) Tarih: Haziran 28, 2004 - 10:52:08
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Kitaplarda yazan herşeyin doğru olduğuna inanmamak gerekir.


]

Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen eowyn_ (eowyn345@mynet.com) Tarih: Haziran 27, 2004 - 08:52:59
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
belki size saçma gelebilir ama nedense dün bu geldi aklıma.
mu kıtası çökünce burdaki uygarlıklar taşınmışlardır asya kıtasına eğer gerçekten var olduğu sanılan bu kıta söylenen yerdeyse yani amerika ve asya kıtalarının arasında yer alıosa bu taşınma işlleri nasıl gerçekleşti ve nereye taşındılar sorusu lafamı kurcaladı. bide çok saçma bi teori gibi gelse de mısırla bir ilişiği olduğu kanısanada varıyorum. belki çok komik bu söylediklerim ama bilinmeyen bir kıta için bir sürü teori üretilebilir.


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]


Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen cemdere Tarih: Temmuz 12, 2010 - 15:03:44
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Sayın eowyn, aklınıza gelenler, eminim edinmiş olduğunuz bilgilerin bir araya gelmesiyle beyninizin devamına dair olasılık hesabıyla size ilham ettiği şeylerdir. Epey de doğruya yakındır. Size Churchward'ın kitaplarındaki bilgilerin brunienn'in yazmış olduğu 70.000 yıl evvelle kalmadığını söylemek istiyorum. Kitaplarında edinmiş olduğu bilgilerin 300.000 yıl öncesine kadar gittiğini ifade etmektedir. Bizim öğrendiğimiz insanlık tarihi en fazla 7.000, haydi biraz abartalım 10.000 yılı ancak görüyor. Yazar 300.000 yıldan öncesi için de bir şey söyleyemem diyor. Yani ucunun açık olduğunu, ilk insanoğlunun Allah tarafından yeryüzüne indirilişinin 300.000 yılla sınırlı mı yoksa 1.000.000 yıl daha önce miydi veya 5.000.000 yıl önce miydi, o konuda kimsenin bir şey söyleyemeyeceğini de ekliyor. Bu bilinen 300.000 yıl içerisinde Uygur İmparatorluğunun 200.000 yıl hüküm sürdüğünü belirtiyor ve Mu'nun en büyük oğlu payesini aldığını belirtiyor. Uygur İmparatorluğundan daha büyük bir imparatorluk kurulmamış yani. Uygur İmparatorluğu da Mu'dan sonra ve onun büyük oğlu olarak geliyor. Bu bilgiler üzerinde yazar defaatle ve üzerine basa basa duruyor, sanki yanlış anlaşılmalardan sakınmak istercesine. Bir başka üzerine basa basa anlattığı bilgi de Mu kıtası okyanusun içine ve lavların arasına gömülmeden çok seneler önce Mu'dan gerek doğuya giderek gerekse batıya giderek yeryüzüne dağılmanın başlamış olduğunu belirtmesidir. Zaten Uygur İmparatorluğunun ömrü de bunun böyle olduğunu gösteriyor bence. Bir imparatorluğu olmuşsa 200.000 yıl önce olmuş. Demek ki 200.000 yıldan önce Mu'dan yeryüzüne dağılmalar başlamış. Bu bilgilerin hiçbiri yazar tarafından gizlenmemiş. Yazarın kitaplarında Himalayalarda bulduğu taş tabletlerin üzerinde yazan ve haritasıyla gösterilen muhaceret (yani göç) yolları da sır değil. Dolayısıyla orada yazan bilgilerden birisinde Nil nehrinin denize dökülen aşağı kısımlarına gelenlerin Mu'dan doğuya doğru göç edenlerden olduğu, batıya göç edenlerin şimdiki Hindistan'a önce geldiklerini sonra bir kolun buradan Nil nehrinin yukarı kısımlarına geldiğini, hatta aşağı Nil sakinlerinden daha kaba ve medeniyetsiz olan yukarı Nil sakinlerinin aşağı Nil sakinleriyle savaşıp onları boyunduruk altına aldıklarını da orada yazmaktadır. Bakın, MÖ 12.500 yıl önce Mu'nun battığı tarihleniyor, MÖ 11.500 yıl önce de Atlantis kıtasının battığı tarihleniyor. Arada 1000 yıl var. Biz 1000 yılda medeniyette ne kadar ilerledik, şöyle bir düşünün. Bu arada sayısız tektonik hareketlenmeler sonucunda insanoğlunun tekrar ve tekrar medeniyetini ve varlığını sıfırladığını öğreniyoruz.
Macellan'ın Asya'ya gitmek için batıya doğru yelken açmadan evvel Avrupa'daki hurafeleri bir düşünün. Batıya gidildiğinde dünyanın sonuna ulaşılacağı ve gemilerin orada dev şelaleden aşağı düşeceği hurafeleri vardı. Peki dünyanın öküzün boynuzları arasında olduğu hurafesine ne dersiniz? Sizce bu hurafeler büyük tektonik hareketlenmeler ve bunların neticesinde dev Tsunami dalgalarının yuttuğu medeniyetlerden sağ kalan birkaç insanoğlunun torunlarına aktardıkları kaygı dolu bilgi kalıntılarının günümüze ulaşmış şekli olamaz mı? Mu kıtası Amerika'nın da ötesinde ama aradan bin sene henüz geçmişken Atlantis'in de Avrupanın hemen batısında denizin dibine gömülmesi Avrupa'da oluşan hurafelere kaynaklık teşkil etmiş olamaz mı? O zaman Churchward'ın söyledikleriyle uyuşmuyorlar mı sizce?
Evet her konuda teori üretilebilir. Ama bu üretilen teorinin uydurma olduğunu göstermez. Uydurma olması için dünya üzerindeki diğer bilgilerle çelişki arz etmesi gerekir. Bakın bugün medeniyetimizi üzerine dayandırdığımız matematik, 10 sayının üzerinde yükselmektedir ve bu sayıların bir teoremi bile yoktur, sadece varsayımdır. Oysa t

Yorumun devamı...


]

Re: J. Churchward'ın Anlattıkları (Puan: 1)
Gönderen cemdere Tarih: Temmuz 12, 2010 - 14:19:05
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Makaleniz de ona gönderilen yorumlar da 2004 yılına ilişkinler. Ben biraz geç kalmışım sanırım. Ancak yine de bir bilgidir deyip yazmak istiyorum. Churcward'ın çevirisini yapan Mayatepek'in Atatürk'e gönderdiği raporları orijinal daktilo yazısı haliyle ben geçen sene yani 2009 yılında Türk Dil Kurumunun resmi sitesi içerisinde kütüphane arşivlerinde PDF formatlı olarak buldum. O zamana kadar bilgim sadece Atatürk'ün de Türk kökenlerini araştırmak için Mu ve Atlantis konularında araştırma emri verdiğiyle ilgili çocukluğumdan kalma olan bilgiydi. Orada Churcward'ın bu konuda yazdığı dört kitap da vardı ve ben hepsini bilgisayarıma çekip derinlemesine inceledim. Bu bilgiler benim için çok değerliydi, bugün de hala öyle. Çünkü 1935 civarındaki senelerde Türkiye'de Atatürk'ün dil devriminin arifesinde Mayatepek gibi bilgili, kültürlü bir insan tarafından o zamanki Türkçe'nin kullanımı da benim ilgi alanımdan biriydi. Bu eserleri tek yönden değil birçok yönden inceledim ve bilgime bilgiler kattım. Bugün dünyaya bakış açım o kitaplar sayesinde değişti.
Sayın Brunienn, makalenizde yazmış olduğunuz yazarın Rişi ile olan diyaloglarını değiştirmeden, bir şeyler katmadan, olduğu gibi aktardığınız için teşekkür ederim. Bilgiden ne alınacaksa katışıksız olan bilgiden alınanlar değerlidir bence, içine bir şeyler katılmış olanlar saflık sorunlu bilgi oldukları için değerlerini de kaybederler. Evet, ben de sizin yazdıklarınızı aynen orada okudum.
Bence Churcward'ı bahsettiğiniz diğer yazarlardan ayrı tutmalıyız. Çünkü Churcward yazdığı kitaplarında bir roman, bir hikaye yazmamış, hayatının büyük bir bölümünü feda ettiği araştırmalarının vardığı noktada edinmiş olduğu bilgileri paylaşmak istemiş. Yazdığı kitaplar iyice incelenirse yazar, Himalayalardaki budist manastırlarının mahzenlerindeki tabletlerinden, 12 senesini vererek öğrendiği Naga Maya dili ile yazılmış tablerden deşifre ederek edindiği bilgileri yazıya dökmeden önce dünya üzerine dağılmış olan tarihi kalıntıları oradan edindiği bilgiler ışığında incelemiş, kendince kanıtlamış, emin olduktan sonra yayınlamış. Ayrıca yazarın verdiği bilgiler bugün Kur'an'ı Kerim dahil İncil, Tevrat gibi birçok dinî kitabın içeriğinde olan ve bize doğuşumuzdan beri verilen geçmişe ait bilglilerle de çelişmek bir tarafa, tamamen uyum içerisinde, hatta onları da açıklayıcı bir vaziyettedir. O nedenle eleştirilerini fütursuzca yapan arkadaşlara biraz daha insaf, hak ve nesafet ölçülerinde eleştirel bakmalarını, en azından kendilerinin de yazar kadar fikirlerini kanıtlara dayandırmalarını salık veririm. Eğer öyle yaparlarsa onların savlarını da ciddiye alıp inceleme nezaketinde bulunurum yoksa "saçma" yaftasından daha iyi bir yafta kullanamam, kusura bakmasınlar.


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Bu site filmin, kitapların, veya yazarın resmi sitesi değildir.Tamamen Türk yüzük dostları tarafından hazırlanan konu odaklı bilgi, haber, düşünce ve materyal paylaşımını amaçlayan bir fan sitesidir.
Sayfada yer alanlar ancak izin alınarak ve kaynak gösterilerek kullanılabilir.
Lord of The Rings - Turkish Fan Site
yuzuklerinefendisi.com / 2001 - 2012