Oturum Aç
|
Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.
|
Önceki Yazılar
|
Mart 21, 2013 - 08:08:57 · Kızıl Yolculuk (1)
Kasım 07, 2012 - 16:17:32 · Bitmemiş Öyküler Çıktı (10)
Kasım 07, 2012 - 16:00:58 · Rohan ve Türk Benzerliği Üzerine (0)
Kasım 07, 2012 - 15:56:46 · Hobbit Fragmanları (0)
Aralık 21, 2011 - 08:18:56 · Hobbit Trailer (0)
Ekim 10, 2011 - 10:09:41 · Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (2) (0)
Haziran 13, 2011 - 10:37:47 · Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (1) (5)
Haziran 13, 2011 - 10:34:53 · Hobbit Vizyon Tarihleri ve Isimleri Açıklandı! (0)
Haziran 13, 2011 - 10:18:39 · Oyun Fikirleri (2)
Aralık 03, 2010 - 08:08:20 · BBC Tolkien röportajı (0)
Kasım 22, 2010 - 11:15:26 · The Hobbit icin Gazete Ilani (2)
Ekim 22, 2010 - 11:31:19 · Hobbit oyuncuları (10)
Ekim 13, 2010 - 09:27:41 · Yüzüklerin Efendisi'nin Sırrı Ne? (2)
Haziran 02, 2010 - 07:54:36 · HOBBİT TEHLİKEDE (4)
Nisan 06, 2010 - 09:13:39 · Muhiddin-i Arabi'nin Eserleriyle Lotr ve Silmirallion'a Bakın (5)
Nisan 06, 2010 - 09:13:33 · Gölgelerin İçinden (0)
Ocak 19, 2010 - 08:58:13 · Born of Hope. LOTR Fan Filmi (11)
Ocak 08, 2010 - 15:45:13 · Hobbit'le İlgili Bazı Sorular (0)
Ocak 08, 2010 - 15:44:59 · Mucizeler Savaşı (6)
Ocak 08, 2010 - 15:44:38 · LOTR Filmlerindeki Sinir Bozucu Sahneler (18)
Eski Yazılar
|
|
ithilien göndermiş "*BİRİNCİ BÖLÜM*
FARAMİR
Beş yaşındaydım, babam ağabeyimle beni salona çağırdığında. Annemin gittiğini söylediğinde sesi titriyordu ve ben bu gidişin nedenini anlayamamış sürekli ağlayıp duruyor, babam bizi dışarı gönderdiğinde , ağabeyime sürekli ne zaman geleceğini soruyordum.
Odamıza giden koridorda , büyük camın önünden geçerken ağabeyim durdu ve beni camın girintisine oturttu.Benimle konuşmaya başladı:Bak Faramir, eğitmen Merin bize bir Elf hikayesi anlatmıştı onu hatırlıyor musun?diye sordu bana. Hani denizin ötesinde, yemyeşil bir cennetten bahsettiği hikayeyi mi diyorsun?diye cevap verdim. Evet işte o. Hatırlamışsın.. Kulelerin avlularının her zaman yeşil olduğu, her zaman çiçeklerin açtığı, kuşların cıvıltılarının hiç susmadığı yerler oralar.. Annem artık orada Faramir ama bizi her zaman hatırlayacak buna eminim.
Ağabeyimin yüzüne baktığımda ,o zaman adlandıramadığım ama şimdi farkına vardığım, bir şey fark ettim. O gerçekten orayı görmüş gibi anlatıyordu bana .Ama ben kızgınlıkla ayağa kalktım. Ayağımı yere vurarak sert bir sesle,Ama Merin oraya Elfleri götüren bir gemi de olduğunu söylemişti Boromir,oraya gidebiliyorlarsa neden geri dönemesinler ki diye sordum.Ağabeyim ,İstersen Merini bulup gemilerin dönüp dönmediklerini sorarız. Hadi gel deyip beni girintiden aşağıya indirdi ve çalışma odasına yürüdük.
İçeriye girdiğimizde Merin bizi karşıladı.Daha fazla dayanamayıp sordum:
Merin, bize anlattığın Elf hikayesinde, Gemilerin Gri Limanlardan kalktıklarını, yeşil cennete giden Elfleri taşıdıklarını söylemiştin değil mi?
Merin yüzümdeki ifadeyi görünce eğilip gözlerimin içine baktı ve merakla sordu:Evet anlatmıştım.Ne oldu Faramir?
Omzumun üzerinden Boromire bakarak heyecanlıı bir sesle:Şey... Boromir annemin orada olduğunu söylemişti ve ben bir gün annemin geri geleceğine inanıyorumdedim Merin omuzumun üzerinden geriye ağabeyime baktı,sonra bakışlarını bana döndürüp:Faramir, bildiğim ve okuduğum kadarıyla ,oraya, Yeşil Cennete giden gemiler bir daha geri dönmüyorlar dedi yumuşak bir sesle.
Kırgın bir sesle neden ama diye itiraz ettim. Neden dönemesinler...Merin şöminede yanan ateşin kenarındaki iskemlelerden birine oturdu ve anlatmaya başladı,Elflerin inanışlarına göre oraya gidişin yolu zordur.Ardanın yaradılışı hikayesinde anlattığım gibi, Vaların Efendileri, insanlara kızdılar. Yeşil Cennete giden yolu gizlediler. Onların ,ancak kendileri çağırdığı zaman Yeşil Cennete gelmelerine karar verdiler. Gidenlerin de Ardaya geri dönmelerini engellediler
Bunları biliyorum dedim bıkkınlıkla yavaş yavaş tizleşen,yüksek perdeden çıkan sesimle: ama hala sorumun cevabını tam olara kalmış değilim Merin. Neden geri dönemediklerini hala anlayamıyorum ve bu beni çok kızdırıyor.Lütfen bana gerçek cevabı veririmsindiye bağırmaya başladım.Merin iskemlesinden kalktı ve beni kucakladı sonra eğilip gözlerimin içine baktı.Yüzümdeki ağlamaklı ifadeyi görünce kimse bunu gerçekten açıklayamaz Faramir.Burda duydukların beklediğin gibi çıkmadı değil mi? Ama büyümek demek tam anlamıyla bu.Bugün belkide hayatının en büyük dersini öğrendin ve ben karşımda güçlü bir Faramir görmek istiyorum tamam mı? sözlerine başımı sallayarak cevap verdim. Sert çıkışımdan dolayı üzgünüm beni affeder misin?diye kısık titrek bir sesle sordum sonra.Kapıya doğru yönelmiş olan Merin Tamam dedi yumuşak sesle sonra o ana dek hiç konuşmadan kapının kenarında bekleyen ağabeyime döndü Sen nasılsın Boromir?diye sordu. Onun cevabını anlamadan kapıya yürüdüm ve yavaşça çıktım.Çıkarken Merinin Onu biraz yalnız bırak bazı şeyleri anlamak için düşünmeye ihtiyacı var dediğini duydum...
Merinle konuşana dek annemin bir gün döneceği umudumu kaybetmemiştim. Ama artık bu kadar kesin düşünmüyordum .Annem artık geri dönmeyecek ve geceleri bana o çok sevdiğim masalları, eskiden var olan kralları anlatamayacaktı... Sözler bitmişti...Kararımı vermiştim bir gün Yeşil Cennete gidip annemi bulacaktım.
Belki ağabeyimde benle gelirdi diye düşündüm.Bir an orayı anlatırkenki yüz ifadesini hatırladım.O orayı biliyordu ve benide götürebilirdi.En kısa sürede ona bu fikrimden bahsedecektim Yatağıma yatıp planlar yapmaya başladım ve bir süre sonra yattığım yerde uyuya kaldım.
BOROMİR
Merin bana dönüp, Sen nasılsın Boromir ?diye sorduğu an ,tüm direncim kırıldı ve titremeye başladım. Duygusuz bir sesleİyi olmaya çalışıyorum diye cevap verdim ,kardeşimin peşinden gitmek için kapıya yöneldiğimde, Merin elini Omzuma koydu ve yumuşak bir sesle onu biraz yalnız bırak bazı şeyleri anlamak için düşünmeye ihtiyacı var ayrıca onu teselli etmek için bundan daha iyi bir hikaye bulamazdın, biliyor musun ? dedi. Söylediklerine itiraz ettim. Ona Yeşil Cenneti anlatmamalıydım. Faramire neden yeşil cennetten bahsettim bilmiyorum, sanırım tek istediğim onun susmasını sağlayabilmekti. Sürekli Annemin nereye gittiğini ,ne zaman döneceğini soruyordu .Sıkılmıştım Gördüğüm kadarıyla bu daha da ortalığı karıştırdı Merin.diye kendimi suçlayıcı bir şekilde konuştum. Hem büyük kardeş sen olduğunda küçük kardeşinle uğraşmak zorunda kalmanın ne kadar zor olduğu hakkında bir fikrin var mı senin... Merin omzumdaki elini çekerek ateşin önündeki yerine doğru yürüdü ve koltuğuna oturdu. Ateşe bakarak Bunu bana mı soruyorsun, altı tane kardeşim vardı benim dedi gülerek.
Şaşkın bir durum da ,altı kardeş mi, sahi mi söylüyorsun diye sordum. Biraz durdum ve karşısındaki koltuğa oturarak , bize aileni hiç anlatmamıştın, onlara ne oldu diye sordum. Merinin gözleri bulutlandı.Benim ailem Minas Trith surlarının dışında uzak bir kasabada çiftçilik yapardı. On iki yaşındayken büyükbabanın emri ile ak kulede görev alacak özel muhafız Birliği için seçilenlerden biriydim. Eğitimim süresince ailemi hiç görmedim ve daha sonra köyüme geri döndüğümde ailemin hastalıktan öldüğünü öğrendim . Kuleye geri döndüm çünkü gidecek hiç kimsem yoktu.Büyükbaban bunu duyunca ak kulede bana bir oda verdi ve babanla beraber eğitim almamı sağladı. Kırk yıl önceydi bunlar...şaşkınlığım daha da artmıştı Babamla arkadaş olduğunu mu söyledin... Onun da küçük bir çocuk olduğunu, bir arkadaşı olduğunu duymak çok garip...Kendimi bildim bileli babam yanlızdır ve hiç gülmez... sözlerimi bitirdiğimde Merinin yüzüme bakmakta olduğunu fark ettim. Baban her zaman böyle değildi Boromir... Vekilharcın ne demek olduğunu öğretmiştim değil mi sana.Başımı evet anlamında salladım.Kral yokken yerine bakar demiştin değil mi?Merin söylediklerimi onayladı.Biliyorsun baban, kral geldiğinde bu ülkeyi ona teslim edecek ve o zaman geldiğinde teslim edeceği bir ülke olmazsa ne olur sence...Başımı öne eğip düşündüm. O sırada kapı vuruldu ve bir hizmetli Merinin yanına gelerek , babamın büyük salonda beni beklediğini söyledi. Derin bir nefes aldım ve Merine baktım. Gitme iznimi aldığımda da odadan dışarı çıktım. Uzun koridor boyunca Merinin sorduğu sorunun cevabını düşünüp durdum ama bir sonuca varamadım. Büyük salona geldiğimde kapı muhafızı biraz beklemem gerektiğini söyleyerek beni durdurdu ve içeriye geldiğimi haber verdi.Ve sonra beni içeriye aldı.
Babam beni odanın öbür tarafındaki tahtına oturuyor şekilde gel bakalım benim ilk doğanım diyerek karşıladı.Tahta dek konuşmadan yürüdüm ve ciddi bir sesle Beni ne için çağırdın? diye sordum. ve yarınki divanda bulunmamı istediğini söyledi. Neden diye sordum... Babam gözlerimin içine baktı Bir gün bu işleri benden devir alıp yapma zamanın gelecek...Tıpkı benimde babamdan aldığım gibi. Artık büyüdün ve bazı şeyleri öğrenmeye başlasan iyi olurdedi. Duyduklarımdan hoşnut olmamış bir şekilde ya Faramir....diye sordum. ona ne olacak?Babamın sesi ciddileştiMerin ona bakar...Hem onu bu kadar düşünmesen iyi olur çünkü ileride onunla ilgilenemeyeceksin. Bu sözleri duyduğum zaman öfkelendim. Ne olursa olsun onu bırakmayacağım,bunu böyle bil baba diye sert bir sesle onu yanıtladım.Birbirimizin gözlerine baktık uzun bir sessizlikten sonra İznin olursa odamıza dönüp onun ne durumda olduğuna bakmak istiyorum. hem bu gün çok fazla sarsıldı.Bende öyle ... diyerek kapıya doğru yürümeye başladım.Babam tahtından kalktı ve odanın ortasına dek benle geldi ve sonra beni durdurup konuşmasına devam etti.Çevrene bir bak Boromir. Kralların suretlerine bir bak...Artık onların yerine biz varız. Ve kehanetler ne derse desin ,ki onlar bir gün Gondor da bir kral olacağını söylüyor, hepsi uydurma...Krallar yok ama vekilharçların soyu devam ediyor.Ecthelion, Denethor,Boromir.... Benden sonra sen geleceksin ve o güne hazırlıklı olmalısın...Hadi şimdi git ve söylediklerimi düşün... İznimi alınca koşarak salondan çıktım ve odamızın bulunduğu koridora dek koştum koridora girdiğimde nefes nefese kalmıştım . Durdum .Bütün olup bitenleri anlamaya çalıştım.Kafam karmakarışıktı.Nefesimi düzenleyip odaya yürüdüm .kapıyı açıp içeri girdiğimde, küçük kardeşimin yatağında uyuduğunu gördüm .Onu seyretmeye başladım...Sanırım rüyasında güzel şeyler görüyordu çünkü öbür tarafa dönerken gülümsedi ve bir şeyler mırıldandı.Alnını okşadım üzerini örttüm ve giyinip bende yattım.O gün olanları düşündüm.Merinle ve babamla yaptığımız konuşmaları...O gece bir gün vekilharç olursam babam gibi olmayacağıma yemin ettim .Ve sonra annemi hatırladım.Artık yanımızda olamayacaktı...Ağlamaya başladım.Annem için kendim için ve en çok ta kardeşim için.
"
|
| |
Oturum Aç
|
Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.
|
|
Re: *YEŞİL CENNET* (Puan: 1) Gönderen haldiroflorien Tarih: Ocak 05, 2006 - 20:12:17 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Harika iki bakış açısı... Ve harika bir hikaye...
Ellerine ve dimağına sağlık İthillien... |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: *YEŞİL CENNET* (Puan: 1) Gönderen iarwain-ben-addar (iarwain@yuzuklerinefendisi.com) Tarih: Haziran 21, 2004 - 13:20:25 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Ithillien,
Bu hikayeden bana bahsettiğin günden beridir, sabırsızlıkla bekliyordum. Beklediğime değmiş. Çok teşekkürler ellerine sağlık. Zevkle okudum. Ve hiç bakmadığım bir gözle bakmamı sağladın. |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: *YEŞİL CENNET* (Puan: 1) Gönderen ithilien Tarih: Haziran 21, 2004 - 13:50:38 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Sevgili İarwain,
Mümkün olsaydı da bu hikayeyi yazmama neden olan o resimleri de görebilseydin... O kadar etkilemişti ki beni...Boşluğu kendimce doldurdum...Umarım beğenmişsinizdir...Ayrıca yorumların için teşekkür ederim |
]
]
Re: *YEŞİL CENNET* (Puan: 1) Gönderen Cirdan_ Tarih: Haziran 21, 2004 - 23:54:07 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Bir yeşil cennet arar insan, kimi kaldırdığı taşın altında, kimisi kapattığı gözünün karanlığının ötesinde, işte Faramir ikincisiydi... |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: *YEŞİL CENNET* (Puan: 1) Gönderen ithilien Tarih: Haziran 22, 2004 - 09:18:27 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Haklısın belki...Herkez orayı arar,ister hayal kahramanı ister gerçek...yinede ben Faramir'in bu kadar çabuk pes etmesine dayanamıyorum.Ölümü aramak kolayca sorunlardan kaçmaktan başka birşey değil... Ama çok ikilemde kalmama rağmen benim Faramir'i sevmem de bu yüzden... Mükemmel olmadığı için,kusurları olduğu için ve yüreği yaralı olduğu için... |
]
Re: *YEŞİL CENNET* (Puan: 1) Gönderen ithilien Tarih: Haziran 22, 2004 - 09:33:32 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Ve en önemlisi de insan olduğu için...Acıma duyguları olduğu için... Sanırım kendimi ifade ettim çünkü kelimeler dillendirildiği zaman düşünceleri çok ama çok basitleştiriyor... |
]
Re: *YEŞİL CENNET* (Puan: 1) Gönderen Cirdan_ Tarih: Haziran 22, 2004 - 22:37:12 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Karanlığa karşı gücünün yetmeyeceğini görmek zayıflık değil tam tersi güçlülüktür.Dünyada herşeye gücümüz yetmeye bilir, kendimizi daha iyi zamanlar için ayarlamalıyız hayatta, bugün gücümün yetmediği birşeyin karşısına yarın daha güçlü bir şekilde çıkabiliriz,tabi eğer zayıf kaldığımız yerde kahraman olmak adına kendimizi ziyan etmezssek.Şarkılar bugün söylenir yarın unutulur ,oysaki biz yarın için olmalıyız... |
]
|