Oturum Aç
|
Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.
|
Önceki Yazılar
|
Mart 21, 2013 - 08:08:57 · Kızıl Yolculuk (1)
Kasım 07, 2012 - 16:17:32 · Bitmemiş Öyküler Çıktı (10)
Kasım 07, 2012 - 16:00:58 · Rohan ve Türk Benzerliği Üzerine (0)
Kasım 07, 2012 - 15:56:46 · Hobbit Fragmanları (0)
Aralık 21, 2011 - 08:18:56 · Hobbit Trailer (0)
Ekim 10, 2011 - 10:09:41 · Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (2) (0)
Haziran 13, 2011 - 10:37:47 · Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (1) (5)
Haziran 13, 2011 - 10:34:53 · Hobbit Vizyon Tarihleri ve Isimleri Açıklandı! (0)
Haziran 13, 2011 - 10:18:39 · Oyun Fikirleri (2)
Aralık 03, 2010 - 08:08:20 · BBC Tolkien röportajı (0)
Kasım 22, 2010 - 11:15:26 · The Hobbit icin Gazete Ilani (2)
Ekim 22, 2010 - 11:31:19 · Hobbit oyuncuları (10)
Ekim 13, 2010 - 09:27:41 · Yüzüklerin Efendisi'nin Sırrı Ne? (2)
Haziran 02, 2010 - 07:54:36 · HOBBİT TEHLİKEDE (4)
Nisan 06, 2010 - 09:13:39 · Muhiddin-i Arabi'nin Eserleriyle Lotr ve Silmirallion'a Bakın (5)
Nisan 06, 2010 - 09:13:33 · Gölgelerin İçinden (0)
Ocak 19, 2010 - 08:58:13 · Born of Hope. LOTR Fan Filmi (11)
Ocak 08, 2010 - 15:45:13 · Hobbit'le İlgili Bazı Sorular (0)
Ocak 08, 2010 - 15:44:59 · Mucizeler Savaşı (6)
Ocak 08, 2010 - 15:44:38 · LOTR Filmlerindeki Sinir Bozucu Sahneler (18)
Eski Yazılar
|
|
Earhim göndermiş "Herkese selam,bu yazımda elflerin en acı çektiği olaylardan olan öfke savaşını ve bir özgürlüğün nasıl kazanıldığını anlatıyorum..umarım beğenirsiniz, eğer yayınlanırsa eleştirileriniz bekliyor olacağım....
Öfke Savaşı
Bölüm 1:Batıya yolculuk
Uyanın efendim! diye gürledi bir ses. Earendil irkilerek gözlerini açtı. Ay ışığının parçacıklarıyla aydınlatılmış loş kamaradaki, kendisini uyandıran gür sesin sahibi olan karanlık siluete baktı. Siluet yaklaşarak suratı görününce Earendil:
- Ne var? Falathar, ne oldu? Kara mı göründü?
- Hayır efendim,açıkçası sizi merak ettim, sesiniz yukarıya kadar geldi ve bir an endişelendim, siz iyi misiniz? Kötü bir rüya görmüşsünüz anlaşılan, ter içinde kalmışsınız.
Earendil gerçekten de terden sırılsıklam olmuştu ve sık soluk alıp veriyordu.ama kendisi bunun farkında değildi.
- Hayır , ben iyiyim dediğin gibi sadece bir rüyaydı,Falathar
Falathar,geniş alnı olan iri yarı bir denizciydi. Altın sarısı saçları,mavi gözleri, geniş çenesi ve geniş omuzları vardı. Masum suratının ortasında kemer gibi kıvrılan burnu loş odanın geniş gölgeleri tarafından yutuluyordu.
- uykunuzu böldüğüm için özür dilerim efendim.
- Önemli değil, zaten kalkacaktım.
Dar ama kullanışlı kamaranın karanlığına iyice alışan gözleri ay ışığı altında yıkanan Nimbetrilin huş ağacından yapılmış ak ahşabın parıltısını görünce iyice kısılmıştı. Earendil gemisi Vingilotun etrafında bir tur attıktan sonra geminin dümenini devralarak düşüncelere daldı. Earendil ve tayfaları Batıya yola çıkalı uzun zaman olmuştu.fakat ne Tuoru bulabildiler, ne de Valinor kıyılarına ulaşabildiler.Gölgeler ve büyüler tarafından bozguna uğratılmış, rüzgarlar tarafından geriye püskürtülmüşlerdi,umutsuzluğa kapılıp kaderlerine boyun eğerek geminin altın pruvasını doğuya, memleketleri Belerian da çevirmişlerdi.
Earendilin yüreğinde bir endişe vardı. Elwinge duyduğu özlem artmıştı ve gördüğü bu anlamsız rüyalar yüreğine korku salıyordu.tayfalarda aynı özlemle yanıp tutuşuyorlardı. Bir an önce Beleriand kıyılarına ulaşmak için can atıyorlardı.fakat rüzgarlar onları arzuladıkları kadar hızlı geriye götürmüyorlardı.
Earendil bunları düşünürken; tayfaları ay ışığının pus içinde kırılarak yansımaya başladığı havanın matem ağırlığı içinde gemiyi temizliyorlardı. Earendile bu dönüşü olmayan yolculuğa üç korkusuz tayfa eşlik etmeyi istemişlerdi gönüllü olarak. Bunlar; Geniş yüz lü Falathar, Genç Erellont ve Ak Aerandildi. Bunlardan en irisi Falathardı ondan daha az iri olan Erellont;orta boyluydu. Gecenin karanlığıyla yarışan saçları ay ışığının pırıltılarını yutuyordu. Simsiyah gözleri gecenin donukluğuna uyum sağlıyordu.aralarında en geç olan oydu. Onun arkasında, zarif vücudu, uzun boyu, gecenin içinde bir yıldız gibi parlayan gümişi saçları arasından çıkan diğerlerine göre biraz daha uzun olan kulaklarıyla zarafetini tamamlayan bu elfin adı Aerandildi. yem yeşil gözleri sıkıntıyla Ay ışığı huzmesinde aydınlanmış doğuya bakarken tanrıçalar kadar güzel karısı Narenendeli özlemişti.
Gecenin ilerleyen saatlerinde Earendil dümenin başında gözlerini kırpmadan doğuya bakıyor rüyalarını düşünüyordu. Tayfalarsa çoktan kamaralarında ıstırahate çekilmişlerdi. Rüyasında garip ve anlamsız şekiller görmüştü. Ve kafası çok karışıktı. Sonra bakışlarını gök yüzüne çevirerek Vardanın yıldızlarına bakmaya başladı.fakat havada o kadar yoğun bir sis vardı ki yıldızlar ay ışığının yanında birer silik ayrıntı gibi görünüyorlardı. Fakat o anda yıldızlar gibi parlayan bir bulutun ayın altından geçerek hızla gemiye doğru geldiğini gördü. Bu ak bulutun gelişini soluksuz izleyen Earendil adeta büyülenmişti. Bulut o kadar parlaktı ki ay onun yanın da matlaşıyordu. Bu ışık ona bir an Silmarili hatırlattı. Bu ak bulutun yıldız gibi parlayan ışıltısı karşısında ancak bir silmaril onla boy ölçüşe bilir diye düşündü.
Yaklaştıkça parlaklığı artan bulut o kadar hızlı ilerliyordu ki göz açıp kapayıncaya kadar geminin güvertesine yalpalayarak çarptı.
Earendil şaşkınlık ve heyecandan nefes nefeseydi. Kalbi göğsünü yırtarcasına atıyordu. Çünkü bu büyük bir kuğuydu,halinden ölmek üzere olduğunu gören Earendil kuşun uzun zamandır uçtuğunu anladı. En hayret verici olan kuğunun parıldamasını sağlayan ışığın kaynağının boynunda asılı duran bir mücevherden geliyor olmasıydı. Bu bir silmarildi, Bu mücevher kuğunun yutucu karanlığı kovalayan bir güç gibi ilerlemesini sağlamıştı
Bu mücevher(ler)in yaradılış öyküsü çok önceye dayanıyordu. Sözcüklerin efendisi Feanor tarafından şimdiye kadar yapılan en yüce mücevherlerdi. Üç taneydiler. Elmasların kristali gibi görünüyorlardı, silmariller için o kristaller; beden Iluvatarın çocukları için neyse oydu. Elmasların içinde: iç ateşi denen bir ateş vardı. Feanor silmarillerin iç ateşini Valinor ağaçlarının uyumlu ışığından yaratmıştı ve ağaçlar artık kuruyup gitmiş, parlamalarını yitirmiş olsalar da ışıkları onların içinde yaşıyordu. İşte bu yüzden en derinlerdeki hazinenin karanlığında bile silmariller kendi ışımaları sayesinde Vardanın yıldızları gibi parlıyordu.
Bu mücevherler koca bir elf topluluğunun kaderi olmuşlardı. Onlara olan bağlılığı sayesinde Feanor ve efendilerini seven bu elf topluluğu (Noldor) silmarilleri çalan kişiyi bulup onu öldüreceklerine dair yemin etmişlerdi Silmarilleri çalansa Melkor du. Noldor elflerini tanrılara karşı kışkırtanda oydu.Bu sayede Batı Efendilerinin ülkesi Valinordan Melkor dan intikam almak için geniş topraklara göç edilmişti. Akraba kıyımı yapılmıştı. (Teleri) O kadim günlere dair hala matemler ve yaslar tutulur, hüzünlü şarkılar söylenirdi
Earendil kuğunun yanına yaklaşıp boynundaki silmarili çıkardı. Kuş bitkin gözleriyle boynunda giderek ağırlaşan silmarili çıkardığı için teşekkür edercesine baktı. Uzun yolculuğun ardından yorgun düşen kuşu göğsüne alan Earendil onu kamarasına götürdü yatağının üzerine dikkatlice yatırdı sonra kendisi de yanına uzandı. Olaylara bir türlü anlam veremiyordu. Bu kuş nereden gelmişti,nereye gidiyordu? boynundaki silmarili nasıl bulmuştu yada bunu boynuna kim takmıştı?yoksa Elwing ve halkının başına bir şey mi gelmişti? Earendilin yüreğine bir sıkıntı düştü fakat aynı zamanda bu kuşa karşı garip bir şeyler hissediyordu. İyice karışan beyni bir şey düşünemez hale gelinceye kadar sorulara bir cevap aramaya çalıştı fakat en sonunda gözleri uykuya yenik düştü.
Güneş ilk ışıklarını dağılan sisin arasında göstermeye başlamıştı. Deniz sakinleşmişti. Hava serindi,geceki rüzgarlardan eser yoktu, yeni günün iyi geçeceğinin habercileri gibi meltem biçimini almışlardı. Bir müddet sonra Earendilin dar kamarasının yarı aralanmış kapısından geçen güneş ışınları karanlık kamarayı beyaza boyamış ve Earendil yüzünü aydınlatarak onun uyanmasını sağlamıştı. Earendil göz kapaklarını açmasıyla yataktan fırlaması bir olmuştu ve çok şaşırmıştı; çünkü gece göğsüne alıp uyuduğu kuğu uzun sarı saçlarını göğsüne sermiş güzeller güzeli dişi bir elf e dönüşmüştü bu nasıl olabilirdi ki? Fakat bu dişi elf ona birisini hatırlatıyordu.Yüzünü daha iyi görebilmek için eliyle kadının saçlarını aralayan Earendil tiz bir çığlık attı. Gözlerine inanamıyordu; çünkü yatakta yatan beline kadar uzanan altın sarısı saçları arasındaki solgun yüzlü kadın onun çok sevdiği karısı Elwingdi. Earendil in tiz çığlığıyla uyanan Elwing masmavi gözleriyle Earendil e baktı.
"
|
| |
Oturum Aç
|
Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.
|
|
Re: Öfke Savaşı (Puan: 1) Gönderen iarwain-ben-addar (iarwain@yuzuklerinefendisi.com) Tarih: Mayıs 17, 2004 - 16:55:59 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Giriş güzel, gelişme güzel. Hikaye çok iyi. Tolkien`in boş bıraktığı yerleri doldurmaya kalkışmak büyük bir sorumluluk ister. umarım altından kalkmayı başarırsın. |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Öfke Savaşı (Puan: 1) Gönderen Earhim Tarih: Mayıs 19, 2004 - 11:10:30 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | eleştirin için sağol.. umarım gelecek yazılarımda beklediğinin karşılığını bulabilirsin |
]
Re: Öfke Savaşı (Puan: 1) Gönderen Cirdan_ Tarih: Mayıs 17, 2004 - 23:09:31 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | İlerleyen bölümlerde Eönwe'nin heybetinden bahsetmek gayet hoş olacaktır sanırım... |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Öfke Savaşı (Puan: 1) Gönderen Earhim Tarih: Mayıs 19, 2004 - 11:11:24 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | ewet haklısın böyle bir şey düşünüyorum zaten fakat o bölümü biraz daha var....
|
]
Re: Öfke Savaşı (Puan: 1) Gönderen elaidel Tarih: Mayıs 19, 2004 - 10:46:53 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | bu tür yazılar her zaman hoşuma gitmiştir eline sağlık güzel olmuş:)
ben de luthien'i yazmak istemiş,cesaret edememiştim...
|
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Öfke Savaşı (Puan: 1) Gönderen Earhim Tarih: Mayıs 19, 2004 - 11:13:28 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | bende ilk başta tereddüt etmiştim ama tüm riskleri göze almak zorunda kaldım. çünkü bu yazının başarılı olacağına inanıyordum. bence sende riskleri göze almalı ve Luthien'i yazmalısın çünkü o çok güzel bir destan..... |
]
[Başlıksız] (Puan: 1) Gönderen elaidel Tarih: Mayıs 22, 2004 - 20:05:23 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | evet yazmayı düşünmüyor değilim ancak öss...
cesaret verdiğin için saol ve devam et:) |
]
Re: Öfke Savaşı (Puan: 1) Gönderen Gloredhel (gloredhel1@yahoo.com) Tarih: Mayıs 20, 2004 - 09:49:17 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Gerçekten çok güzel olmuş umarım devamı da başlangıcı gibi olur kolay gelsin büyük bir işe girişmişsin doğrusu ben asla ceserat edemezdim devamını merakla bekliyorum. |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Öfke Savaşı (Puan: 1) Gönderen Earhim Tarih: Mayıs 21, 2004 - 00:30:49 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | olumlu eleştirin için çok sağol. umarım sizleri hayal kırıklığına uğratmam.hikayenin diğer bölümünde oldukça zorlanıyorum,çünkü tanrıların şehri valinoru, erumarı tanıtmaya çalışıyorum ve oldukça da zor. umarım sizin yardımınızla bu sorunu hallede bilirim.yardım etmek istersen e mailime yazabilirsin |
]
Re: Öfke Savaşı (Puan: 1) Gönderen earnil Tarih: Mayıs 25, 2004 - 18:53:49 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Umarım hikayen başladığın gibi güzel devam eder... |
]
|