Yuzuklerin Efendisi / Turkiye LOTR / Turkey

Twilightstar göndermiş "öncelikle merhaba arkadaşlar...ben siteye yeni üye oldum,fakat 8 senedir orta dünyanın yaratılışından yıldızların halkının soluşuna kadar tüm arda tarihinin sıkı bir takipçisiyim.sanırım aramızda (özellikle daha genç olan arkadaşlarımız arasında) yüzüklerin efendisi üçlemesini ve hobbiti okumuş,fakat silmarilionu okuma imkanını henüz bulamayanlar var.en kısa zamanda bu imkana kavuşmalarını dileyip konuma dönüyorum:ben silmarillionu okuduğumda hayatımm değişti!gerçek dünyanın sıkıcı,tekdüze ve korkaklıklarla dolu gündelik yaşamından bir kaçış olarak başlayan silmarillion sevdam neredeyse üniversitelerde orta dünya tarihi fakültesi açtırmaya varan bir tutku haline geldi.ve bunun en büyük nedeni silmarillionun anlattığı tarihin içinde hepimizin düşlerinden bir parça bulunması.(konuyla alakası yok ama affedin,sitede "mandos" ve "glorfindel" adıyla kayıtlı olan arkadaşlara sitem ediyorum:kendimi özdeşleştirdiğim iki karakteri de almışsınız!bana 6 yıllık orijinal nickim kaldı sayenizde:)şaka bir yana tebrikler arkadaşlar.ikinizinki de çok iyi seçimler).Féanor Valar divanında yeminin okuduğunda hangimiz ayağa kalkıp o yemine eşlik etmedik acaba?kaçımız morgoth'a "kölelerin efendisi!" diye bağırmadık noldorun yüce lordu kara düşmana meydan okurken?Luthien ve Beren'in dünyanın yaazgısını değiştiren aşkında kendi duygularının bir parçasını bulmayan,aşkın gücünü hissetmeyen bir kişi var mı?sanmıyorum ki bu dediklerimi hissetmemiş olan çıksın.Tolkien ustanın yarattığı dünyada yaşamış olmayı çok isterdim.Sınıf arkadaşlarımdan biri Tulkas'ı kendine idol seçmişti,morgoth'a karşı dururken bile gülmeyi becerebiliyor adam diye:)ben de mandos'u kendime yakın bulmuştum,kuzeyin kehanetini açıklarken,noldorun kadersizliğini dile getirirken o uçurumun üstünde Féanor'un bile kanını donduran vakur gücüyle Mandos...Alacakaranlık yıldızı Gil-galad'ın yoldaşıydı,Elbereth'in ışığının en hüzünlü rengini yansıttım yoldaşım karanlığa karşı solduğunda...Fakat her gecenin bir sabahı olmalıydı,ve tam zamanında iluvatar'ın çocuklarının iki soyu adına yüce denizci Kutlu diyar'ın ışığına ulaşıp umudun habercisi olarak döndüğünde batı göğünün ucunda onu ben selamladım...gördüğünüz gibi silmarillion bir kitap olmaktan çok uzak:o bir dünyanın tüm görkemi ve acısıyla destanı hâlâ hatırlayanların kalbinde yaşayan.Tüm dostların selamlarını bekliyorum.ardanın tarihi,halklarının geçmişi ve bugünü hakkında tüm soru ve yorumlara açığım.Ve benimde bir sorum olacak,çok araştırmama rağmen cevabını bulamadım:Glorfindel Gondolin yıkıldığında Balrog Efendisiyle savaşıp onu öldürmüş,fakat maia'nın gücü karşısında o da yenil düşüp ölmüştü.Peki sonra Valar tarafından geri mi gönderildi?Orta dünya üzerindeki en güçlü elf beyi olan glorfindel(en güçlü,evet,Elrond,galadriel,celeborn,Féanor,fingolfin ve finarfinden daha güçlü çünkü glorfindel her iki boyutta da güç sahibiydi ve bir maia olan Olorin dışında balrogu alt edebilen tek varlık da odur) geri gönderildi sanırım,çünkü kitapda(ne yazık ki filmde en sevdiğim karakter olan glorfindel ticari maksatlarla yok edilmişti) Frodo'yu Rivendellê taşıyon glotfindel o olmalı,çünkü bir an Nazgûllerin boyutuna geçip onlarla o boyutta savaştı,dokuzu birden karşılarında kimin durduğunu anladılar ve sindiler.Tolkien usta hiç bir zaman Glorfindelin Mandos'un salonlarından dönüşünü hiç bir yerde anlatmadı,bu yüce elf beyi bir anda elrondun evinde ortaya çıkıverdi,ama sanırım nasıl olduğunu sadece efendi Elrond ve Cirdan biliyor.Gandalfın bildiğinden bile kuşkuluyum açıkçası...Neyse,eğer bu konuda bir şeyler bilen varsa lütfen mailime yazsın.Teşekkürler.Varda'nın ışığı üzerinize parlasın dostlarım.Görüşmek üzere...Rr"