Yuzuklerin Efendisi / Turkiye LOTR / Turkey

BerilacBolger göndermiş "Sanırım yirmiyedi kitaptan oluşuyor ama türkiye'de sadece altı seri mevcut. Bahsettiğim Terry Pratchett'ın "Discworld" yani "Diskdünya" eseridir. Tavsiye ederim okuyun. Süper bir mizah anlayışı ile fantastik edebiyatı ironi ile birleştirmiş bir yazar.

Tabii Tolkien olayı çok farklı. O bir ekol. Karşılaştımamak lazım.

Muhtemelen "ne alaka şimdi, ne bu? reklam mı?" diyebilirsiniz. Evet, reklam. Çünkü bu kitabı okuyan insan sayısının artmasını isterim. Amacım ilginç hayal ürünlerini paylaşmak.

Herneyse, amacım reklam falan değil, sadece "en iyiler" listesine girebilmek için herhangi bir yazı yazmam gerekiyor. :) Tamam tamam, bu tabii ki şaka. Hiç bir zaman böyle niyetlerim olmadı (Zaten niye olsun ki? Madalya falan veriliyor mudur? İş yerinde şekil yapardık).

"Discworld" olayı sadece bir kapıydı benim için. Bu yazımın amacı hayal gücünün muhteşem ve özgür dünyasını keşfetmenin yollarını aramak. Bana bu dünyayı ilk gösteren kitap Terry Pratchett'ın Discworld kitabıydı. Önce 1. ve 2. kitabı okudum. Arkasında 3 ve 4 derken kendime "ben neden Yüzüklerin Efendisini okumuyorum?" diye sordum.

Tabii bir neden bulamadım ve kitabı aldım hemen. Nasıl okuduğumu hatırlamıyorum ama zannedersem çılgınca ve çok vahşi bir biçim almıştı. Uyumak istemiyordum, vakit boşa harcanıyordu çünkü. Önemli olan o kitabı okumaktı, yani LOTR'i. Neyse, sonuçta kitabı bitirdim ve o noktada artık ben eski ben değildim. Artık Berilac Bolger olmuştum.

Discworld'un 5. ve 6. kitapları çıkınca hiç duraksamadan satın aldım kitapları. Araya birkaç Harry Potter, Vampir Lestat falan gitmişti. Artık bu tür kitapları bile farklı gözlerle okuyorum. Şu an hissettiğim tek eksiklik, "Silmarillion". Açıkçası daha nasıl okumadım ona da şaşıyorum.

Hayal gücü... Bence en muhteşem özellik, insanlara verilmiş en büyük hediye. Sınırsız bir kaynak. Ne kadar ileri gidebiliriz? Hayallerim neler? Hayalleriniz neler? Peki bu hayaller ne kadar büyüyebilir?

Düşünce. Belki de düşünceye bile gerek yoktur.

Size şu soruyu soruyorum;

Aklımıza gelen bir takım resimler (yani hayaller) bizim gerçeklikten kaçışımız mı, yoksa gerçekliği buluşumuz mu?

Bir sorum daha var size;

Hayalleriniz nelerdir? Yani tabii gelecek korkularımızı sormuyorum. Demek istediğim, hmmm...

Örnek verirsem; ben orta okuldayken bir gezegen hayal ederdim. Bir sürü uydusu vardı bu gezegenin ve rengarenkti. İnsanların uydularda tatil için evleri vardı. Gezegenden uydulara asansörler bağlıydı ve bu sayede ulaşım sağlanıyordu. Üç beş tane güneş vardı, biri mavi, diğeri sarı, öbürü yeşil. Bu güneşler aslında saydamdı ve birbirlerinin arkalarına geçtikçe renkleri de değişirdi. Bu şekilde yer yüzünün renkleri de sürekli değişirdi. İnsanların gözleri yorulurdu bu renk değişiminden, bu yüzden güneş gözlükleri takarlardı.

Falan filan... Sonuç olarak bu benim kurduğum cins hayallerden biridir. Sorduğum şey sizin de böyle hayalleriniz oldu mu? Yoksa ben mi cinsim... Eğer olduysa neler oldu? Hayallerinizi bir avuç Berilac saçmalamasına hediye edin ve paylaşın...

reklam:

dıdıdınnnn...

(bu sırada embesil bir müzik duyulur ve...)

"Sıkıcı hayatınıza hayal gücünüzle itiraz edin!"

Hayal Gücü. Tüm Zihinlerde... bedava!

Sevgiler,

Berilac Bolger"