Yuzuklerin Efendisi / Turkiye LOTR / Turkey

ELENTARY göndermiş " '' Bir yüzük ve etrafında dolanıp dönen bir dünya.
İnsanların ve hatta dünyanın kaderini belirleyen bir yüzük; onun etkisinde kalan ve hainleşen insanlar,insandan bozma elfler,cüceler ,hobbitler....''
HAYIR;kesinlikle Y.Efendisi ve diğer kitaplar bu cümlelerle ,ne tanımlanabilir ne de sınırlandırılabilir....
Bu ancak ve ancak dar bir görüş açısı;tüm olaylara ve insanlara sadece reel ve tekdüze bir bakış açısı ve belkide beğenilere ,zevklere karşı hoşgörüsüz bir yaklaşımın sonucu olabilir.....
Tıpkı her baş ağrısına ne olmuş yani altı üstü bir baş ağrısı diye bakmak gibi bir şey. Ama önemsenmeyen bir baş ağrısı ;beyin kanamasının,
beyinde bulunan bir tümörün,gözdeki bir rahatsızlığın yada bir migrenin habercisi olabilir aslında....
Şimdi diyeceksinizki lotrun bu baş ağrısı ile ne alakası var,yok zaten.Anlatmak istediğim şu:
Tamam herkes lotru sevmek ,beğenmek zorunda değil;ancak ona sadece bir masal,çocuk işi,
bayağı gözüyle bakan insanda,baş ağrısı örneğindeki insanın yaklaşımındaki gibi davranmış olur...
Şimdi soruyorum size;Halide E. Adıvar'ı çoğumuz biliriz;okumuş olanlarımız vardır.Sinekli Bakkal,Mor Salkımlı Ev,Handan vs....
Yada Orhan Pamuk ;Benim Adım Kırmızı,Kar;Ayşe Kulin'in Adı aylin'i....
Albert Camus 'yuda (yabancı), Franz Kafka'nın Davasınıda bilenler vardır....

Genelde bunlar bilinen,bir kısmı edebiyatçılar tarafından fazlaca övülen kitaplardır...
Peki (okuyanlardan bahsediyorum)Hepimiz severmiyiz bu kitapları,yada beğenirmiyiz....
Bir kısım okuyucu (yada binlercesi)beğendi diye kimse bir kitabı zorla sevdiremez.Ama sevdiğiniz için kimsede sizi suçlayamaz.
O kitabı beğenmeniz,sevmeniz tamamen sizin duygularınıza,iç dünyanıza,yaşadığınız olayların sizin üzerinizde bıraktığı etkilere,yaşama bakış açınıza bağlıdır....
Ve en önemlisi beğeniler görecelidir.Kimse bir başkasının beğenisini acımasızca eleştiremez.Belli bir uygun dil kullanarak,üslubu ile karşı fikir öne sürülebilir.Ancak bunun için karşı tarafıda iyi etüd etmiş olmak gerekir.

Yani bir kitabı okuyupta onun içinden bilgilerle onu yermek yeterli değildir.Önce okurken tamamen önyargılardan uzak olmak,önceden sunulan fikirlerden bağımsız olmak gerekir.Yoksa bu çaba sadece hata aramaktan öteye gidemez....

Neyse bunları geçiyorum;buraya kadar bahsettiklerim sadece özellikle şu aralar yoğun olan eleştiriler içindi....

Yüzüklerin Efendisi ve diğerlerini sorgusuz sualsiz kabullenmek,sırf göklere çıkarılıyor diye sevmek ve okumak inanın dünyanın en zor şeyi olurdu.
(tabi ki bunu gerçekleştirmeyi başaranlarda var ancak bunların çoğu zaten okumamıştır,okuyorgibi yapmıştır.Görmemiştir,sadece bakmıştır...)

Çok moda diye okuyanlar,sorgusuz sualsiz katlananlar adam gibi okumaz zaten lotru,çünkü sıkılır, Ainurun müziği anlatılırken anlamaz ,sıkıntıdan patlar,Aragorn,Gimli ve Legolasın ,orkların elindeki Merry ve Pippinin peşine düşmelerinden sonraki yollarda geçen bölümlerde uyur,Yüzük savaşını okurken atlayarak geçer,Bilbo Ejderha Smaugdan yüzüğü almak için çabalarken o sıkılır,
hele hele Beleriandın kuruluşundan itibaren anlatılan Karışık sülalelerin ,çok benzer isimli elflerin anlatılmasıyla birlikte olay biter ve okuyan elinden bırakır zaten....
Çünkü lotru okumak ve anlamak çaba ister,ilgi ve dikkat ister,gerçekten hissetmeyi anlatılanları layığı ile hayal etmeyi,kavramayı gerektirir.

Lotr ve içindeki dünya hemen yanımızdadır.İçimizdedir.Çünkü pek çok hikeye bizim yaşadığımızın aynısıdır.
Bizim dünyamızdada insanlar değmeyecek ,üstelik küçücük bir şey için başkasını öldürür,zarar verir.Ve sonundada dünyayı ele geçirme şansı bile yoktur.
Bir gün bizde Eowyn gibi çok sevdiğimiz birinde red cevabı alınca kendimizi öldürmeyi düşünebiliriz, Boromirgibi
hırsımıza kurban olup kendi sonumuzu hazırlayabiliriz,Feanor gibi olmaması gereken bir yemin edip tüm ailemizi üzüntüyle yaşatıp, mahfedebiliriz,Frodo gibi asla yapamıyacağımız bir işe kalkışıp,kendi gücümüzle bunu başarabiliriz....
Yani aslında bir fantezi romanı da olsa gerçek hayatımızdan bölümler sunar bize lotr....

Lotr ve içindeki dünya aynı zamanda çok ta uzaktır bize......Sam gibi bir dostu belkide asla bulamayacağızdır,Elfler gibi sonsuz bir yaşam süremeyiz,Gandalf gibi pek çok şeyden anlayan bir büyücümüz yoktur,dünyayı ele geçirebileceğimiz bir yüzük yapılmamıştır,Bir gün bir gemiye binip
sonsuza dek mutlu yaşanan bir ülke aramaya çıkamayız,çünkü yoktur.
Bu yönüyle lotr bize hayal etmeyi öğretir.
Asla olmasada belki bir gün muhteşem bir dünyada yaşayabileceğimiz hayali mesela...
Gerçekten bir gün iyi bir dostumuz olacağı yada
çok güzel ve mutlu diyarlarda yaşayabileceğimiz hayalini....

Hayal ve gerçeği bir madalyonun 2yüzü gibi fakat içiçe sunarken zaman zaman gülümsetir,bazen ağlatır,
Sevindirir,sık sık ta şaşırtır.
Verdiği en iyi derslerden biri bir insanın hayatta oynadığı rolün ilerde ne olacağının asla bilinemeyeceğidir.Tıpkı öldürülesi yaratık Gollum olmasa ,belkide yüzüğün yok edilemeyeceği gibi....
Bir tanesi de Hiç bir şeyi küçümsememektir.Herkesi gönülgücü ve cesareti ile tartmaktır.Tıpkı önünde kralların bile yoldan çıktığı yüzüğü bir buçukluğun taşıyabilmesi gibi....

Ve lotrun bizi kendine bağlama sebepleri böylece uzar gider.....Belki de başka bir yazıda devam etmek üzere.....

Kendi hayal ve düşünce dünyası içine lotru sevmeyen ve benimsemeyenler lütfen bize daha saygılı olsunlar, herkesin herşeyi beğenmeyeceği kadar beğenenlerinde kendince haklı yönleri bulunabileceğini unutmasınlar....
Tabi ki lotru anlamayıp ,kraldan çok kralcı kesilenler olabilir ancak bu insanlar zaten bir süre sonra tüketecek başka güncel konular bulacaklar.
ve bu gibi insanlar yüzünden kendi beğenilerimizden dolayı küçümsenmeyi hak etmiyoruz.
Ve Sevgili yüzük dostları size her zamanki gibi gözlerinizden yıldızların ışığı eksik olmasın diyorum....Sevgiler...

"