Ana Sayfa Hesabınız Yazı Ekleyin FAN ART FRP - RPG
J.R.R.Tolkien Kitaplar Galeri Biz Kimiz
Üye ol Üye girişi
Yazı aramak istediğiniz
Sitede 327 ziyaretçi, 0 kullanıcı var.
Oturum Aç
Takma isim

Parola

Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.

Seçenekler
· Ana Sayfa
· Yazı Gönderin
· İstatistikler
· Bizi Tanıtın
· Forum
· Yükle
· En iyiler
· Linkler
· Hesabınız

YÜZÜKLERİN EFENDİSİ

J.R.R.Tolkien
Hayatı, eserleri, kronoloji, röportaj, resimler...

Kitaplar
Özetler, kapak örnekleri, incelemeler...

Resim Galerisi
Sanatçılara göre sınıflandırılmış 100'lerce resim...




Önceki Yazılar
Mart 21, 2013 - 08:08:57
· Kızıl Yolculuk (1)

Kasım 07, 2012 - 16:17:32
· Bitmemiş Öyküler Çıktı (10)

Kasım 07, 2012 - 16:00:58
· Rohan ve Türk Benzerliği Üzerine (0)

Kasım 07, 2012 - 15:56:46
· Hobbit Fragmanları (0)

Aralık 21, 2011 - 08:18:56
· Hobbit Trailer (0)

Ekim 10, 2011 - 10:09:41
· Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (2) (0)

Haziran 13, 2011 - 10:37:47
· Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (1) (5)

Haziran 13, 2011 - 10:34:53
· Hobbit Vizyon Tarihleri ve Isimleri Açıklandı! (0)

Haziran 13, 2011 - 10:18:39
· Oyun Fikirleri (2)

Aralık 03, 2010 - 08:08:20
· BBC Tolkien röportajı (0)

Kasım 22, 2010 - 11:15:26
· The Hobbit icin Gazete Ilani (2)

Ekim 22, 2010 - 11:31:19
· Hobbit oyuncuları (10)

Ekim 13, 2010 - 09:27:41
· Yüzüklerin Efendisi'nin Sırrı Ne? (2)

Haziran 02, 2010 - 07:54:36
· HOBBİT TEHLİKEDE (4)

Nisan 06, 2010 - 09:13:39
· Muhiddin-i Arabi'nin Eserleriyle Lotr ve Silmirallion'a Bakın (5)

Nisan 06, 2010 - 09:13:33
· Gölgelerin İçinden (0)

Ocak 19, 2010 - 08:58:13
· Born of Hope. LOTR Fan Filmi (11)

Ocak 08, 2010 - 15:45:13
· Hobbit'le İlgili Bazı Sorular (0)

Ocak 08, 2010 - 15:44:59
· Mucizeler Savaşı (6)

Ocak 08, 2010 - 15:44:38
· LOTR Filmlerindeki Sinir Bozucu Sahneler (18)


Eski Yazılar

Filmler: Son Gösterim ile ilgili özür ve düzeltme
Yayınlanma tarihi Mayıs 10, 2002 - 10:31:47 Gönderen Ringmaster

FİLMLER I Yüzük Kardeşliği Angelic göndermiş "Sevgili arkadaşlarım, “Son Gösterim” ile ilgili affedilmeyecek isim hataları yapmışım maalesef, bu hataları bir nebze düzeltmek için yazıyı tekrar gönderiyorum. Sizlerden tekrar özür dilerim. Güncelliğini kaybetmiş bir yazının düzeltilmesi olarak ele alın lütfen.

Evet arkadaşlarım. Sonunda bende izleyebildim. Yüzüklerin Efendisi-Yüzük kardeşliği’ni hem de son gösterimini. Hem de orjinal seslendirme ile. Dublajsız. Hem de sinemada. Hem de o dev ekranda.. Son anda verilen bir kararla.. Son anda çıkan bir fırsatla.. İnanın bu benim için heyecan verici bir durumdu. Anlatılacak kelime bulamam. Ancak şunu söyleyebilirim. Güçlü, sıcak bir karın ağrısı, herkesin görebileceği el titremesi ve herkesin duyabileceği bir kalp çarpıntısı taşıyarak girdim salona. Hem de hiç bir beklentim olmadan. Sadece filmi izlemek için. Sadece görebilmek için.. Çünkü kitabı ben de okudum ve filmi izleyen sizlerden de öğrenmiş olduğum değişikliklere rağmen. Sizler defalarca izlediniz. Muhtemelen heyecanım ve eğer –hala okumaya devam kararınız varsa- yazdıklarım abartılı geliyordur ya da gelecektir. Mazur görün beni. Ne olursa olsun sizlere anlatma isteğindeyim.

Filmin kamera arkasını izlemiştim. Yapılan söyleşileri, mekanın seçimini.. Ve işte o ilk sahnede ne derece doğru seçim yapılmış olduğunu gördüm. Eminim siz de benimle hemfikirsinizdir. PJ memleketinde çekim yapmakla isabetli bir karar vermiş. Kitapta anlatılan Hobbiton köyü, ancak bu kadar benzetilirdi. Bırakın filmi, gerçekten de orası bir doğa harikası.. Şöyle düşünüyorsunuz; İnsanoğluna rağmen doğa kendini yeniliyor. Umarım böyle de devam eder.



Evet arkadaşlarım. Karanlık bir ekranda orjinal bir sesle ve geri planda elfçe Orman Elfleri’nin hanımı Galadriel’in yüzük hikayesini anlatışı ile başlıyoruz filme girişe. Sonra ekran karanlığı yemeye, ışığını yaymaya başlıyor ve şu ana kadar görülen en inanılmaz savaş sahnesi.. Mükemmel denecek kamera açıları, sesler.. Sauron’un heybeti, tek bir hareket dalgasıyla etrafındaki herkesi, her şeyi yıkması, fırlatması. Arkadaşlar, Sauron’un rüzgarı bana “Derin Darbe” filmini hatırlattı o anda. Filmi izlediyseniz anımsayacaksınız. Göktaşının küçüğü (sanırım bedermandı) kopup dünyaya yöneldiğinde, daha atmosfere girmeden oluşturduğu rüzgarla önce dünya dışından görülen, sonra da yeryüzünde okyanus üzerinde yarattığı dalga etkisiyle hafızalara kazınmıştı. Hani durgun suya bir taş atarsınız da suda haleler oluşur ya. Aynen öyle. Neyse devam ediyoruz. Anlatım da devam ediyor ve 20 Yüzük’ün dağılımı anlatılıyor. Yüzükler gösteriliyor ve işte karşınızda bir ağaç altında kitap okuyan delikanlı. Gerilerden gelen şarkı sözleri. Gandalf ve Frodo’nun karşılaşmaları. Bunlar kitapta anlatıldığı gibi değil. Haklısınız. Ancak rahatsız edici de değil. Bir de haklı olduğunuz konu Gandalf’ın gerçek adının I.Holm (Ian McKellen yazacaktım Holm demişim) olduğu. Evet, kesinlikle haklısınız. Gandalf kesinlikle I.Holm’dür. (Ian McKellen yazacaktım Holm demişim gene) O bir rol değil. O yaşayan bir varlık. Aynı Ak Saruman gibi. Her ikisi de yani hem Gri Gandalf hem de Ak Saruman aslında insanlar arasında yaşayan ve günün birinde çıkarılmayı hedefleyenlerdi. PJ de onları buldu, yakaladı, ortaya çıkardı. Şimdiki adlarıyla. I.Holm (Ian McKellen yazacaktım Holm demişim gene, olamaz)ve C.Lee… (Christopher Lee)
Daha önceki sözlerimin arkasındayım arkadaşlarım. Karakterler tabir-i caizse cuk oturmuş. Düşünün bir gardrop önündesiniz. Kapıları açık ve içinde çeşitli ebatlarda, renklerde, şekillerde giysiler var. Hepsini almak istiyorsunuz. Ancak sadece birine sahip olabilirsiniz. Uygun olanı seçmek için en azından birkaçını denersiniz değil mi? Ya da içinizdeki sese kulak verir ve elinizi uzatarak içlerinden birini, size ait olanı seçersiniz. Sadece tek bir seçim ve o da doğru olanıdır. İşte bu benzetmeyi Peter Jackson’un sizin yerinize yaptığını görüyorsunuz film başladığı anda ve devam ettiği süre boyunca.. O bir gardrop’un başına geçmiş ve eline aldığı her giysiyi sadece bir kişiye vermiş. Herkese tek giysi ve ne tuhaftır ki alan kişiye uyan giysi.
Sizlerin de söylediği gibi oyuncular o giysilere alışmış ve taşımayı bilmişler. Onların yerine taşıyacak birileri çıkana kadar da taşımaya devam edeceklerinden kuşkum yok.

Evet arkadaşlarım. Sizlere defalarca gördüğünüz, bu yüzden bir de benden dinlemeye can atmayacağınızı bildiğim için filmi anlatmayacağım. Ancak söylemek istediklerim var.
Evet ne yazık ki Tom Bombadil yok, Höyükler yok, Frodo ve arkadaşlarını ilk kurtaran, Sam’in ilk gördüğü Elf’ler yok. Çılgın meşeağaç yok. Frodo’ya verilecek mektup yok (bunun nedenini bilemiyorum, sanıyorum Gandalf’ın yaşadıklarının eşzamanlı gösterilmesi ile geri planda kalmasını engellemek adına yapılmış olabilir.) Aragorn’un adına yazılan şiir, Legolas’ın zarif ve hafif elf ayakkabıları (ancak diğerleri bata çıka ilerlemeye çalışırken onun bir ceylan gibi sıçramaları ve kar üzerindeki rahat, izsiz yürüyüşü unutulmamış)… Kısaca maceranın ayrıntılarının çoğunluğu yok. Diyalogların çoğu kitaptaki gibi değil. Şarkılar yok. Ne kadar can sıkıcı olsa da arkadaşlarım, durum böyle. Artık değiştirilemez. (Ya da aslında değiştirilir ama maliyeti göze alınabilirse). Buna rağmen film kitaptan ne tamamiyle farklı ne de tamamiyle aynı. Tamam değişiklik çok ancak bu açığı kapamak için küçük ayrıntılar üzerinde durulmuş. İlk karşılaşma; Gandalf ve Frodo’nun atışmaya çalışması, kısa bir sessizlik ve o muhteşem gülüşler. Atlama, kucaklama, bakışlar. Hele çocuklar, havai fişekler, çocukların görülmeye değer cıvıltıları..vs. Hatta Bilbo Baggins’in doğum günü partisinde Merry ve Pippin’in havai fişek aşırması, aşırmakla kalmayıp yakması, bir daha aynı şeyi yapmak istemeleri, yakalanmaları, Gandalf’ın gözetiminde bulaşıkları yıkamaları, Havayi fişeğin ejderha olup üstlerinden geçmesi –ki burası kitapla hemen hemen aynı- Gandalf’ın başını Bilbo’nun evindeki avizeye çarpması, Bree’deki handa Merry’nin ona göre 2,5 litrelik, insanlara göre yarım litrelik birası, Pippin’in “bende almalıyım” demesi Frodo’nun adını söylemesi (yüzük bir şekilde burada kullanılmalıydı. Aragorn’la karşılaşmaları gerekiyordu ve PJ’in senaryosu bu çareyi buldu. Tabi bir fikir benimki. Frodo’nun ismi söylenecekti çünkü Bill Eyrelti’nin yokluğu ancak bu şekilde kapatılabilinirdi), Bree’den ayrıldıktan sonra Pippin’in çay ve kahvaltı sıralaması, Aragorn’un elma atması, Arwen’in ışıklar içinde Frodo’ya gelişi, onu kucağında taşıması ve arkadaşlarım mükemmel bir kovalamaca sahnesi. Arwen’in nazguller tarafından kovalanması, yüzünde oluşan o sıyrık.. Gene film olarak bakmazsanız ortamın zorlu bir etap olduğunu farkediyorsunuz. Birden karşınıza çıkan ağaçlardan ve etrafınızı saran nazgullerden kaçmak için çeşitli manevralara başvuruyorsunuz. Gözardı edilmemesi gerekeni farkediyorsunuz birden. O atlar sahici ve bu sahnenin hakkını verenler asıl onlar. Nehrin geçilmesiyle birlikte Frodo’nun ölüme çok yaklaştığı an –ki burada o durumu elinden geldiğinin en iyisini yaparak canlandırdığı söyleyebilirim- Arwen’in gözyaşı damlası ve buna benzer bir sürü küçük ayrıntı. Bana kalırsa Arwen karakteri filmde söylenildiği kadar rahatsız edici durmamış. Tabi ticari ve reklam amaçlı uzatım hemen kendini belli ediyor. Ancak Aragorn ile olan ilişkilerinin hazırlık aşaması ve anlatılan güçlü Elf dişisi olması imajının yansıtılması gerektiği de yadsınamaz. Tabi Glorfindel olmadığı için ona ait bir çok anlatım Arwen’e kaydırılmış. (düzeltme) Ne denilirse denilsin arkadaşlarım. Arwen’in ışıklar arasından bir peri gibi Frodo’ya yaklaşması ve yağmur sonrası bir yaprağa düşen damla gibi konuşması.. Dediğim gibi orjinal sesleri ile izlemek muhteşemdi. Tabi sesler üzerinde yapılan oynamalar da öyle. Tıpkı Orman Elfleri’nin hanımı Galadriel’in aynagöl sırasında olduğu gibi. Neyse arkadaşlar ne diyordum. Evet ilk filmin kalıpları.. Öncelik hiç istisnasız Gandalf’ın Moria Madenlerindeki o sözü –ki orjinal seslendirme, yani Holm’ün kendi duygusunu yansıttığı o an- “GEÇEMEZSİN!”. Galadriel’in testi geçtiğini söylemesi de etkin değil bana kalırsa. Onun yerine Sam’in Frodo’nun bir daha göremeyeceklerini söylemesi üzerine verdiği cevap; “Belli mi olur bay Frodo, belki görürüz.”. İşte bence bu cümle de ilk filmin kalıpları arasına girmeyi hakeden bir cümledir. Tıpkı “Play it again, Sam (Tekrar çal, Sam), Casablanca”. Ve Boromir’in sözü. İlk kitapta ölmüyordu ama ikinci filme hazırlık için… -ne yazık ki-.. “Seni izlerdim kardeşim, komutanım, kralım”.

Küçük ayrıntılara devam arkadaşlarım. Hepimiz Bill’in Moria Kapısında bırakıldığını gördük. Ancak onlara nerede katıldığını merak edenler arasındaki dikkatli gözler, nazgullerin saldırısından sonra Bree’den ayrıldıklarında yanlarında bulunan atı hatırlayacaklardır. Bill de böylece sessiz sedasız gruba katılıyor.

Aksaklıklar yok muydu, tabi ki vardı. Evet Frodo’nun ayağı, yüzüğün bir zincirde olması, bir olmaması, Frodo’nun boynunda görünüp kaybolması, balkon, dikkatli gözlerin farkettiği bir iki kesik birleştirme. (Örnek olarak Divanda Frodo yüzüğü götürmeyi kabul ettiğinde Gandalf’ın ona baktığı ve gözlerini kapatıp açtığı sahnede bir kopukluk vardı.)…

Evet arkadaşlarım, Divan’da Frodo’nun yüzüğü göstermesi yazmıyordu. Ancak belki de filmde gösterilmesinin nedeni vardı. Gimli’nin onu baltasıyla parçalaması gerekiyordu. Bunlar Yüzük’in zihinsel kudreti kadar, fiziksel gücünün izleyiciye kanıtlanması için gerekiyordu. Yüzük’ün tek bir çizik bile almaması ve Cüceler’in güçlü silahı baltanın paramparça yanıbaşında durması izleyiciye sunulan bir gösteriydi. Film kitabı okumayanlar için de yapılmıştı çünkü. Böylelikle izleyicilerin okumamış olanları seriyi gidip alacak ve okuyacaklar, seyrettikleri ile okudukları arasındaki farkı bulacaklar ve ikinci filme “acaba bu nasıl çekilmiş, belki de kitabın en benzeridir” diye gidecekler. Benimki sadece bir tahmin arkadaşlarım. PJ’nin o anki ruh halini ve ne düşündüğünü kim bilebilir.?

Evet arkadaşlarım Moria madenlerinden devam ediyoruz. Burada da küçük nüanslar vardı ama göze çarpanı söylemem gerekirse köprüye varmadan önceki yıkılma, Gimli’nin karşıya atlarken Legalos’un onu sakalından yakalaması ve şu sözler; “Sakalımdan değil, sakalımdan değil”, Frodo ve Aragorn’un atlayacağı sırada basamak köprünün yıkılması. Sallanması. En son kalanlar da atladıktan sonra köprü yıkılıyor. Oranın sahne ya da bilgisayar üzerinde yaratılan bir yer olduğunu bilmenize rağmen, kaçanlardan çok basamak köprünün yıkılışını ve karanlıkta kayboluşunu izlediğinizi düşünüyorum, ne dersiniz?
Ve filmin durduğu an arkadaşlarım. Grubun köprüye ulaşmaları, bir Barlog ile karşılaşmaları –ki Barlog; ateş ve gölgenin yakalanmış uyumu, hele o ateşten kırbacı ve onun soğuk nefesi- Gandalf’ın geride durması ve ateşin gücünü kullanması, gözgöse gelmeleri, “GEÇEMEZSİN!!” sözü, köprünün yıkılışı, ateş kırbaşın son hamlesi ve o an!.. Müziğin sustuğu, ekranın, herkesin herşeyin donduğu o an!!. Bir film olduğunu bilmenize rağmen kalbinizin durduğu o an!!
O anı, arkadaşlarım, kitapta okuduğumda da zamanın durduğunu sandım. Çünkü ben durmuştum, o bölüme geldim. Gözlerim bir alt satırı takip etti ve zihnimde belirdi. Aynı filmdeki gibiydi. Ben kitabı filmi izlemeden daha önce okumuştum. Çok daha önce.. Ancak hala hazıfamda canlı o durumum. Gözlerim şu cümlelere takılı kalmıştı. “..Büyücü sendeleyerek devrildi, taşa tutunmaya çalıştı ama dipsiz çukura doğru kaymaktan kurtulamadı. “Kaçın aptallar!” diye bağırdı ve gözden kayboldu.Ateş söndü, kör bir karanlık çöktü..” Ekranda da bu anlatım aynen yaşanıyordu. Gandalf’ın son sözleri ve gözleri, Aragorn’un gözleriyle birleşir ve herşey susar. Şu anda bile, bunları yazarken bile karnımdaki sıcak ağrıyı hissedebiliyorum. Kitap boyunca bu mümkün değil, bu mümkün değil dediğimi hatırlıyorum. Aynısını ister istemez filmde de hissettim. Hani aynı filmi defalarca izlediğiniz halde sanki tekrar izlerseniz bazı şeyler değişir diye düşünürsünüz. Ancak o hiç bir zaman olmaz. Bile bile “belki de..” dersiniz. Neyse arkadaşlarım. O andaki kilitlenme bir kaç saniye sonra ağır çekim ve duyguları yansıtan bir müzikle çıkışa, herkesin artık kendini bırakıp içlerinden geleni yaptıkları, ağladıkları sahneye kadar devam ediyor ve filmin geri kalanında da muhtemelen bir çoğunuzda ağızda kalan bir buruk tat olarak sürüyor. Seyredenlerin tepkisi ise…. tepkisizlik.. Derin bir nefes alışı, donuk, sabit bakışlar (benim farkettiğim buydu arkadaşlar, tek bir çık bile çıkmadı…)

Lortlorein, Orman Elfleri ve hanımları Galadriel. Göz kamaştırıcı ışıklar içinde dudakların oynamadığı ama herkesin tek tek kendilerine ait duyduğu kelimeler. Elf hanımının grubu gözleriyle sorguya çektiği an. Şöyle anlatayım. Aynı gözler hiç kıpırdamadan kameraya baksaydı, yani size.. Duyduğunuz rahatsızlığı nasıl telaffuz ederdiniz?? Bunun cevabını size bırakıyorum.

Geri kalanları bırakıyoruz ve devam ediyoruz. Saruman’ın çalışmaları, Sauronun ateş gözü, grubun elf kayıklarıyla son noktaya varmaları, Boromir’in Frodo karşılaşması (buradaki karşılaşma kitapla kısa da olsa aynı, sözler benzer, yaşanılan olayın anlatımı, Frodo’nun korkusu, kaçışı, Boromir’in kendine gelişi, mücedeleri hemen hemen aynı.

Evet arkadaşlarım, PJ elinden gelenin en iyisinin de iyisini yapmaya çalıştığını anlıyoruz. Tabi bu üçleme hakkında emin olun. PJ’in filmleri tek olarak kalmayacak, Uzun yıllar sürse de belirli bir zamanda başkaları o giysileri giyecek, başka mekanlar Hobbiton, Shire, Moria, Gondor, Lorien olacak. PJ’in filmleri tek olmayacak, diğerlerinin öncüleri olacak. Aynı anlatımla değil, farklı anlatımla. Hatta belki o filmler kitabın çok daha yakınından geçecekler.

Uzun oldu arkadaşlarım. Biliyorum. Ancak paylaşmak istedim. Siz izin verdiğiniz sürece..
Film, kitabı okuduktan sonra izleyenler için farklılıkları çok olan gösterim. Hatta okuduğum kadarıyla bazılarınızda hayal kırıklığı bile yaratmış. Ancak daha önce de söylediğim gibi –ki o zaman filmi izlememiştim- bu bir film olarak izlenmeli. Beklentisiz. Sadece kendiniz için. Kitabın kopyası olarak değil. Tabi ki madem kitap film yapılıyor aynısı olmalıydı diyebiliriz. Tolkain hayatta olsaydı belki de daha değişik yapılabilirdi. Bilemiyorum. Ancak sanırım PJ Tolkain’in varisleriyle, ya da oğluyla fikir alışverişinde bulunmuştur. Bunu da bilemiyorum.
Onlar sonuçtan ne hissediyor, bu konuda da fikrim yok. Kendim için gittim, kendim için izledim. Ve keyif aldım arkadaşlarım. Gerçekten keyif aldım. Hiç beklentisiz, aynı olmayan ama farklı da olmayan bir film izledim. Zaman kavramını bir kenara bırakmış, yüzüğün hikayesini izledim. Dolu dolu, akıcı bir üç saat geçirdim. Küçük aksaklıkları göz ardı ettim ve nüanslardan zevk aldım.

Sanatın 7. harikası, bölük pörçük kamera görüntülerinin hünerli ellerdeki birleştirimi, teknolojinin yadsınamaz yardımı ile sunulan görsel bir şölen, SİNEMA.. Muhtemelen benimle aynı fikirdesinizdir. Ortam, kamera açıları, yer belirlemeleri, geçişler, gözler..
Sonuçta arkadaşlarım, filmden çıktıktan sonra aklımda BG’nin muhteşem müzikleri, gözlerimin önünde muhteşem bir manzara vardı.
Sevgiyle kalın..

“Birbirimize sadık olduğumuz sürece, kardeşlik dağılmayacak, Aragorn”

26.04.2002-Son Gösterim"

 
Oturum Aç
Takma isim

Parola

Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.

İlgili Linkler
· FİLMLER I Yüzük Kardeşliği Hakkında
· Yayınlayan Editör: Ringmaster
· Ana Sayfa


FİLMLER I Yüzük Kardeşliği Hakkında en çok okunan :
Film ve kitap arasındaki uyumsuzluklar neler?


Yazıcı Dostu Sayfa  Bu Yazıyı bir Arkadaşınıza Gönderin

"Filmler: Son Gösterim ile ilgili özür ve düzeltme" | Oturum Aç/Yeni Hesap Yarat | 6 yorum
Puan
Yorumlar gönderene aittir. İçeriğinden hiçbir şekilde site ve site yönetimi sorumlu tutulamaz.
Bu yorum kendime.. :( (Puan: 1)
Gönderen Angelic Tarih: Mayıs 10, 2002 - 12:48:50
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
İnanamıyorum. Güya düzeltme yaptım. Ancak yukarıdaki yazıyı okuyunca Türkçem hakkında epey bir şüpheye düştüm. Yazım hatalarım inanılmaz derecede dikkatsizce yapılmış.
Gene bir yerde Holm demişim, LothLorien'e verdiğim isme bakın "Lortlorein".. İnanamıyor ve buna benzer diğer hatalarımdan dolayı utanıyor sizlerden tekrar özür diliyorum. :(

Sevgiyle kalın..


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Re:olur böyle şeyler.. (Puan: 1)
Gönderen ELENTARY Tarih: Mayıs 10, 2002 - 19:17:38
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Bence çok takma..kitapta o kadar çok isim varki hepsini doğru yazman mümkün değil .....


[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]

Bu site filmin, kitapların, veya yazarın resmi sitesi değildir.Tamamen Türk yüzük dostları tarafından hazırlanan konu odaklı bilgi, haber, düşünce ve materyal paylaşımını amaçlayan bir fan sitesidir.
Sayfada yer alanlar ancak izin alınarak ve kaynak gösterilerek kullanılabilir.
Lord of The Rings - Turkish Fan Site
yuzuklerinefendisi.com / 2001 - 2012