Oturum Aç
|
Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.
|
Önceki Yazılar
|
Mart 21, 2013 - 08:08:57 · Kızıl Yolculuk (1)
Kasım 07, 2012 - 16:17:32 · Bitmemiş Öyküler Çıktı (10)
Kasım 07, 2012 - 16:00:58 · Rohan ve Türk Benzerliği Üzerine (0)
Kasım 07, 2012 - 15:56:46 · Hobbit Fragmanları (0)
Aralık 21, 2011 - 08:18:56 · Hobbit Trailer (0)
Ekim 10, 2011 - 10:09:41 · Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (2) (0)
Haziran 13, 2011 - 10:37:47 · Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (1) (5)
Haziran 13, 2011 - 10:34:53 · Hobbit Vizyon Tarihleri ve Isimleri Açıklandı! (0)
Haziran 13, 2011 - 10:18:39 · Oyun Fikirleri (2)
Aralık 03, 2010 - 08:08:20 · BBC Tolkien röportajı (0)
Kasım 22, 2010 - 11:15:26 · The Hobbit icin Gazete Ilani (2)
Ekim 22, 2010 - 11:31:19 · Hobbit oyuncuları (10)
Ekim 13, 2010 - 09:27:41 · Yüzüklerin Efendisi'nin Sırrı Ne? (2)
Haziran 02, 2010 - 07:54:36 · HOBBİT TEHLİKEDE (4)
Nisan 06, 2010 - 09:13:39 · Muhiddin-i Arabi'nin Eserleriyle Lotr ve Silmirallion'a Bakın (5)
Nisan 06, 2010 - 09:13:33 · Gölgelerin İçinden (0)
Ocak 19, 2010 - 08:58:13 · Born of Hope. LOTR Fan Filmi (11)
Ocak 08, 2010 - 15:45:13 · Hobbit'le İlgili Bazı Sorular (0)
Ocak 08, 2010 - 15:44:59 · Mucizeler Savaşı (6)
Ocak 08, 2010 - 15:44:38 · LOTR Filmlerindeki Sinir Bozucu Sahneler (18)
Eski Yazılar
|
|
zulu göndermiş " Kısa bir yolculuktan sonra ağaçların seyrekleştiği bir arazide ahşap bir ev göründü.
“ İşte burası.” dedi genç adam. “ Başımıza bir bela gelmediği için şanslıyız. Karanlık çöktüğünde devler dağlardan ayrılıp ormanlara inerler. Tek istedikleri ağaçların dibinde iri bedenlerini soğuktan korumaktır, ancak insan etine de hayır demezler.”
Glerd, yurdunda anlatılan dev masallarını duymuştu ancak gerçek olup olmadığını bilemiyordu.
Artık papağanından ümidini kesmiş bir an önce evine dönmek istiyordu. Ama yine de genç adamın dinlemeye değer bir hikaye anlatacağını umuyordu.
Attan inip eve girdiler. Glerd karanlığa boğulmuş bu evde tek bir meşalenin bile yanmamasına hayret edip genç adama bunun nedenini soracaktı ki cevap önce geldi.
“Devler ateşe gelirler o yüzden karanlıkta oturmak zorundayız. Umarım karanlık seni rahatsız etmiyordur. Etse de yapacak bir şey yok.”
Glerd hayır der gibi başını salladı.
Genç adam Glerd’ e bir sandalye getirdi ve küçük çocuğu hayranlıkla baştan aşağı süzdü.
“ O kadar küçüksün ki… Böyle bir yük için o kadar küçüksün ki…”
Glerd genç adamın söylediklerinden en ufak bir şey dahi anlamamıştı. Merak içerisinde genç adamın söyleyeceklerine kulak kesildi.
“ Sanırım soyunun son ferdisin.”
“ Evet efendim dedi Glerd.”
“Şimdi beni çok iyi dinle ufaklık. Anlatacaklarımın seni bir seçim yapmaya zorlayacağı için üzgünüm. Ancak başka çare yok.”
“Uzun zaman önce, ben de senin gibi Elgodan’ da yaşıyordum. Belki adımı duymuşsundur. Adım Ladvel Yeşilkanat. Bir gün evimden ayrılıp en iyi dostumla birlikte nehri geçme gafletinde bulunduk. Başımıza gelecekleri tahmin edemiyorduk. Ancak nehir ve orman hakkındaki tüm lanetlemelere rağmen umarsızca tehlikeli bir işe kalkışmıştık bile.
“Lakin neşeli başlayan yolculuğumuz kötü bitti. Açlıktan gözü dönmüş birkaç devin saldırısına uğradık. Ben kurtulmayı başardım ancak arkadaşım için aynı şeyi söyleyemem ne yazık ki. O bedenini devin koca ellerine teslim etti.
“ Çaresizce koşmaya başladım. En sonunda bir ağacın dibine çöküp günlerce ağladığımı hatırlarım. Uzun uzun düşündüm ve Kızılkanların nehrin hırçın akan sularını durdurabilecek tek soy olduğunu anladım. Çünkü günler sonra eve dönmeye kalktığımda önümde delice akan bir nehirle karşılaştım. Her zaman bir Kızılkanın gelmesini bekledim. Ve işte karşımda duruyorsun.”
Glerd kendisini önemli bir kişiymiş gibi hissedip hafifçe gülümsedi. Ama hala aklını kurcalayan sorular vardı. Tekrar ciddileşip “O halde seni karşıya geçirebilirim, evet bunu yapabilirim. Öyleyse sabahın ilk ışıklarıyla yola koyulalım. Elgodan’ ı özlemişsindir.” dedi.
“Üzgümün Glerd.” dedi Ladvel. “Sanırım geri dönemem. Elgodan burnumda tütüyor, fakat geri dönemem. Bilmen gerekenler henüz bitmedi.”
“Ben…”
Aniden bir gümbürtü kopuverdi. Glerd bir anda ayağa fırladı. Kapı kırılırcasına yumruklanıyordu. Kapının menteşeleri yerinden çıkacakmış gibiydi.
“Lanet olası devler. Bunları buraya ne getirdi?” dedi Ladvel.
Ladvel eline geçirdiği her şeyi kapının önüne yığmaya başladı. Glerd de taşıyabileceği ağırlıkta olanları kapının önüne getirerek Ladvel’ e yardım ediyordu. Ladvel kılıcını çekti. Kalbi çok hızlı çarpıyordu ancak korkusunu dizginlemeye yetecek kadar cesareti de içinde hissediyordu.
Ladvel çaresizce beklemekten bıkıp evin arka tarafına koştu. Evin tahta duvarlarına olabildiğince güçlü vurmaya koyuldu. Tahta duvarda gedik açılmaya başladı. Art arda darbelerle duvarda büyük bir delik açmayı başarmıştı. Glerd’ i kollarından tutup dışarıya çıkardı. Ardından yerde duran küçük bir kutuyu alarak o da kendini dışarıya attı.
Ladvel kapıyı yumruklayan devlerden biriyle göz göze geldi ve olduğu yerde kalıverdi. Çabucak toparlandı ve elinde tuttuğu küçük kutuyu Glerd’ e uzattı. “Bunu al ve tüm gücünle Güney’ e doğru koş. Sakın arkana bakma. Eğer şansım varsa seni bulurum. Çabuk ol!” dedi Ladvel. "
|
| |
Oturum Aç
|
Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.
|
|
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
|