Oturum Aç
|
Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.
|
Önceki Yazılar
|
Mart 21, 2013 - 08:08:57 · Kızıl Yolculuk (1)
Kasım 07, 2012 - 16:17:32 · Bitmemiş Öyküler Çıktı (10)
Kasım 07, 2012 - 16:00:58 · Rohan ve Türk Benzerliği Üzerine (0)
Kasım 07, 2012 - 15:56:46 · Hobbit Fragmanları (0)
Aralık 21, 2011 - 08:18:56 · Hobbit Trailer (0)
Ekim 10, 2011 - 10:09:41 · Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (2) (0)
Haziran 13, 2011 - 10:37:47 · Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (1) (5)
Haziran 13, 2011 - 10:34:53 · Hobbit Vizyon Tarihleri ve Isimleri Açıklandı! (0)
Haziran 13, 2011 - 10:18:39 · Oyun Fikirleri (2)
Aralık 03, 2010 - 08:08:20 · BBC Tolkien röportajı (0)
Kasım 22, 2010 - 11:15:26 · The Hobbit icin Gazete Ilani (2)
Ekim 22, 2010 - 11:31:19 · Hobbit oyuncuları (10)
Ekim 13, 2010 - 09:27:41 · Yüzüklerin Efendisi'nin Sırrı Ne? (2)
Haziran 02, 2010 - 07:54:36 · HOBBİT TEHLİKEDE (4)
Nisan 06, 2010 - 09:13:39 · Muhiddin-i Arabi'nin Eserleriyle Lotr ve Silmirallion'a Bakın (5)
Nisan 06, 2010 - 09:13:33 · Gölgelerin İçinden (0)
Ocak 19, 2010 - 08:58:13 · Born of Hope. LOTR Fan Filmi (11)
Ocak 08, 2010 - 15:45:13 · Hobbit'le İlgili Bazı Sorular (0)
Ocak 08, 2010 - 15:44:59 · Mucizeler Savaşı (6)
Ocak 08, 2010 - 15:44:38 · LOTR Filmlerindeki Sinir Bozucu Sahneler (18)
Eski Yazılar
|
|
Zaman_Gezgini göndermiş "Istari hakkındaki tam izahat 1954de yazıldı. Şimdi tam olarak verdiğim bu izahata sonradan Istari hakkında makale adıyla değineceğim.
Büyücü, Quenya istar (Sindarin ithron) kelimesinin tercümesidir: Dünya tarihi ve tabiatı hakkında seçkin bilgiye sahip olan, bu bilgilerini ortaya koyan ve divanın (onların isimlendirdikleri şekilde) üyelerinden her biri. Büyücü tercümesi çok doğru sayılmayabilir; çünkü Heren Istarion yada Büyücüler Divanı sadece Üçüncü Çağa mahsustu, sonra Orta Dünyadan ayrıldılar. Elrond, Cirdan ve Galadriel hariç onların nereden geldiklerin keşfeden yoktu. Ayrıca Büyücüler Divanı daha sonraki efsanelerde anlatılan büyücüler ve sihirbazlardan farklıydılar.
İnsanlar (önceleri), kendileriyle ilişkilerde bulunan bu kimselerin uzun ve gizli çalışmalar sonucu ilim, irfan sahibi haline gelmiş başka İnsanlar olduklarını düşünüyorlardı. Orta Dünyada ilk defa Üçüncü Çağın 1000. yılında gözüktüler. Başta basit bir kılıktaydılar; insanlar gibi yaşlıydılar fakat bedenen dinçtiler. Güçlerini ve gayelerini açığa vurmadan yolcular ve gezginler gibi dolaşarak Orta Dünya ve üzerinde yaşayan her şey hakkında bilgi ediniyorlardı. İnsanlar onları pek seyrek görüyor ve önemsemiyorlardı. Lakin Sauronun gölgesi büyümeye ve yeniden şekillenmeye başladığında daha faal hale geldiler. Sauronun gölgesinin büyümesini engellemeye, Elfler ve İnsanları tehlikeden haberdar etmeye çalıştılar. Daha sonra gelişleri, gidişleri, bir çok meseleye müdahale edişleri insanlar arasında söylentiler yayılmasına yol açtı. İnsanlar fark ettiler ki babaları, kendileri ve hatta oğulları dünyadan göçüp giderken onlar hiç ölmüyor hep aynı kalıyorlardı (yalnızca bir dereceye kadar yaşlanmış gözüküyorlardı). İnsanlar onları sevmelerine, Elf ırkından saymalarına rağmen (ve aslında onlarla arkadaşlık ederlerdi sık sık) onlardan korkarak büyüdüler.
Lakin onlar elf değillerdi; çünkü Uzak Batıdan geliyorlardı ancak bu yalnızca Üçüncü Yüzükün Koruyucusu ve Gri Limanların efendisi Cirdan tarafından biliniyordu. Zira o Istarinin Orta Dünyanın batı kıyısına varışlarını görmüştü. Orta Dünyanın idaresi hakkında hala istişare eden ve Sauronun gölgesi büyümeye başladığında ona karşı koymaya girişen Batının Efendilerinin yani Vaların temsilcileriydiler. Erunun izniyle kendi yüce ırklarından üyeler gönderdiler; ancak bunlar insan şekline bürünmüşlerdi. Gerçek insan gibiydiler; dünyanın korkularına, acılarına, yorgunluklarına maruzlardı. Acıkabilir, susayabilir ve katledilebilirlerdi; fakat asil ruhları sayesinde ölmezler ve ancak uzun yılların endişeleri, üzüntüleri ve sıkıntılarıyla yaşlanırlardı. Böylece Valar eski hatalarını düzeltmek arzusuyla temsilcilerini, haşmetlerini açığa vurmayı ve İnsanlarla Elflerin iradelerini güç kullanarak idare etmelerini yasaklayarak gönderdi. Çünkü Vaların bütün güçlerini ve ihtişamlarını sergileyerek Eldarı korumaya ve kanatları altına almaya tenezzül etmeleri büyük bir hata olmuştu. Zayıf ve aciz görünümünde gelerek Istari, İnsanlar ve Elfleri iyiye ikna etmeye uğraşacak, Sauronun tekrar gelmesi halinde onun nasıl hakimiyet kurmaya, bozgunculuğa çabalayacağını anlatarak onları sevgi ve anlayışla Saurona karşı birleştirmeye çalışacaktı.
Bu Tarikatın üyelerinin sayısı belli değildir; ancak en fazla umut bulunan Orta Dünyanın Kuzeyine (çünkü Dunedain ve Eldarın kalanları burada yaşıyorlardı) gelen reisleri beş taneydi. İlk gelen, asil görünüşlü, kuzguni saçlı, güzel sesli ve beyazlar giyinmiş biriydi. El işlerinde büyük hüner sahibiydi. Hemen hemen herkes hatta Eldar bile onu Tarikatıın başı olarak görmüştü (1) . Diğerlerinin ikisi deniz mavisi biri toprak rengi giyinmişti. Son gelen, diğerlerinin sonuncusu ve en kısa boylusu olarak gözüken, daha yaşlı, gri saçlı, grilere bürünmüş ve bir asaya dayanarak yürüyen biriydi. Ama Cirdan Gri Limanlardaki ilk karşılaşmalarında onu sezmiş ve hürmet ederek kendi muhafazasındaki Üçüncü Yüzükü Kırmızı Naryayı ona vermişti.
Zira demişti pek çok iş ve tehlike yatıyor önünüzde. Vazifeniz çok mühim ve yorucu; bu sebepten Yüzükü yardımcı ve destek olması için al. Bana gizli tutmam için emanet edilmişti; lakin burada Batı Kıyılarında lüzumsuz. Zannediyorum ki gelecek günlerde, onu bütün gönüllerin cesaretle tutuşması için kullanabilecek ve benimkinden daha asil olan ellerde olması gerekiyor. (2) Gri Elçi Yüzükü aldı ve hep gizli tuttu; ancak Ak Elçi (bütün sırları açığa çıkarma hünerine sahipti) bir süre sonra bu hediyenin fakına vardı ve kıskandı. Bu, Griye olan daha sonra açıkça göstereceği; ama şimdilik sakladığı kininin başlangıcıydı.
Ak Elçi sonraki günlerde Elfler arasında Curunír, Hüner Adamı olarak anılmaya başladı. Seyahatlerinin sonunda Gondor ülkesine gelip yerleştikten sonra Kuzey İnsanlarının dilinde Saruman olarak anıldı. Curunír ile Doğuya geçtikleri için Batıda Maviler hakkında pek fazla şey bilinmiyordu ve Ithryn Luin, Mavi Büyücüler haricinde isimleri yoktu. Doğudan hiç dönmediler. Orada kalıp kalmadıkları, hangi amaç için gönderildikleri, ölüp ölmedikleri yada Sauron tarafından tuzağa düşürülüp de onun uşakları haline gelip gelmedikleri bilinmemektedir.(3) Yine de bunların herhangi birinin olması imkânsız değildir; çünkü Orta Dünya yaratıklarının suretindeydiler ve her ne kadar tuhaf gözükse de Elflerle İnsanlar gibi amaçlarından şaşabilirler, iyinin gücü için yaptıkları arayışı unutabilirler ve kötülük yapabilirlerdi.
Şüphesiz buraya ait olan ayrı bir paragraf:
Çünkü vücuda gelmiş Istarinin bir çok şeyi tecrübeyle tekrar öğrenmesi gerekiyordu. Nereden geldiklerini biliyorlardı; fakat Kutlu Diyarların hatırası uzak bir görüntüden ibaretti. Vazifelerine sadık kaldıkları müddetçe ziyadesiyle hasretini çektikleri bir ülkenin görüntüsü. Bu sayede sürgünün yarattığı ıstıraba ve Sauronun aldatmacalarına katlanarak kendi hür iradeleriyle o zamanın kötülüklerini düzeltebilirlerdi.
Gerçekten de bütün Istari içinde yalnızca biri sadık kaldı ve bu son gelendi. Dördüncü olan Radagast Elfler ve İnsanlardan vazgeçip Orta Dünyada yaşayan hayvanların ve kuşların sevdasına düşerek günlerini vahşi yaratıklar arasında geçirdi. İsmini (eski Numenor dilinde hayvanların bakıcısı anlamına geliyordu) de işte bu yüzden aldı.(4) CurunírLân, Ak Saruman ise ayrıldı; kibirli ve sabırsız hale gelip güç sevdasına düşerek Sauronun iradesine zorla sahip olmaya ve onu defetmeye çalıştı. Ancak kendisinden daha kuvvetli olan o karanlık ruh tarafından tuzağa düşürüldü.
Son gelen Elfler arasında Mithrandir, Gri Seyyah [not: Metisde hacı olarak çevrilmiş pilgrim kelimesini seyyah olarak tercüme etmeyi tercih ettim; çünkü bu şekilde ismin anlamı bu bölümdeki açıklamalara daha uygun oluyor] olarak adlandırılmıştı; çünkü belli bir yerde yaşamıyor, ne mal ne de takipçi topluyordu. Hep Batıilinde Gondordan Angmara, Lindondan Lóriene, öteden beriye gidiyor, ihtiyaç zamanlarında bütün halklarla dostluklar kuruyordu. Gayretli ve arzulu bir ruhu vardı (ve bunlar yüzük Narya ile çoğalmıştı); çünkü o Sauronun düşmanıydı. Mahvedici ve harap edici ateşe, tutuşturucu bir ateşle karşı geliyordu. Solgun bir ümit ve kederle yardıma koşuyordu; ama aynı zamanda çoşkusu, kıvrak öfkesi kül rengi bir pelerinin ardında duruyordu. Öyle ki sadece onu çok iyi tanıyanlar içindeki bu kavurucu alevi fark edebilirlerdi. Neşeli olabilirdi, genç ve basit olanlara da nazik. Bunun yanında sivri dil gerektiren zamanlarda ve budalalıklara karşı pek çabuktu. Ama o ne kibirliydi ne de övgü peşinde; bu yüzden kendileri de kibirli olmayanlar arasında çok sevilirdi. Çoğunlukla yorulmaksızın yayan ve bir asaya dayanarak seyahat ederdi. Bu sebeptendir ki Kuzeyin İnsanları ona Gandalf yani Asanın Elfi derlerdi. Çünkü (yanlış da olsa) onu Elf türünden sayıyorlardı; zira pek çok zaman elflerin kerametleriyle ilgili çalışır, özellikle de ateşin güzelliğine hayranlık duyardı. Yine de işlediği, meydana getirdiği bu harikalar neşe ve zevk içindi. Kimsenin ona hayranlıkla bakmasını veya tavsiyelerini korku içinde dinlemesini arzu etmezdi.
Başka bir yerde; Sauronun tekrar ortaya çıkmasıyla birlikte Gandalfın da kendi güçlerinin bir kısmını ifşa ederek ona karşı direnişin başı oluşu ve direnişin muzaffer oluşu ki aslında Tekin altındaki Vaların tasarladığı bütün ihtiyati unsurlar ve emek sayesinde olmuştu anlatılmaktadır. Buna rağmen denir ki yapması için gönderildiği vazifenin sonlarında çok acı çekmiş ve hatta katledilmiştir; ancak bir süreliğine ölümden geri gönderilmiş, aklara bürünmüş ve parlak bir alev olmuştur (ama büyük ihtiyaç olmadıkça bunu gizlemiştir). Her şey sona erip Sauronun gölgesi yok edildiğinde bir daha geri dönmemek üzere Denize açıldı. Curunír ise tamamen yıkılmış, bütün gücü yok edilmiş bir haldeyken, ezilmiş kölesinin eliyle yok olmuş ve ruhu da mahkûm olduğu yere gitmiş ve bir daha ne öylece ne de bir vücuda kavuşmuş halde Orta Dünyaya gelmiştir.
Yüzüklerin Efendisinde Istari hakkındaki tek genel bilgi Ek Bdeki Üçüncü Çağın Yıllarının Öyküsündeki başnotta bulunmaktadır:
1000 yıl geçtikten ve Büyük Yeşil Ormana ilk gölge düştükten sonra Istari yada Büyücüler Orta Dünyada gözüktüler. Uzak Batıdan geldikleri, Sauronun gücüyle mücadele edecek elçiler oldukları ve ona karşı direnme iradesi olanları birleştirecekleri söylendi. Fakat onun gücüne güçle karşılık vermeleri ve Elflerle İnsanları korku yada zorla etkilemeleri yasaklanmıştı.
Bu sebepten, hiç genç olmamalarına ve çok yavaş yaşlanmalarına, birçok el ve zihin hünerine sahip olmalarına rağmen insan görünümünde geldiler. Pek az kişiye gerçek isimlerini açıkladılar ve onlar yerine kendilerine verilmiş isimleri kullandılar. Bu tarikatın en yüce iki üyesi (toplamda beş kişi oldukları söyleniyordu) Eldar tarafından Curunír Hüner Adamı ve Mithrandir Gri Seyyah olarak adlandırılırken, Kuzeyin İnsanları onlara Saruman ve Gandalf diyorlardı. Curunír sık sık Doğuya seyahat etti; ancak sonunda Isengardda yaşamaya başladı. Mithrandir Eldarla en yakın dostluğu kurmuştu. Çoğunlukla Batıda dolandı ve hiçbir zaman kendine kalıcı bir mesken bulmadı.
Burada, Gandalf Gri Limanlara ilk geldiğinde Cirdanın ona Kırmızı Yüzükü verdiğinin (çünkü Cirdan Orta Dünyadaki herkesten daha ilerisini ve derini görürdü) anlatıldığı Elflerin Üç Yüzüğünün Koruyuculuğu açıklaması verilmektedir.
Istari üzerine makale onlar üzerine ve kökleri hakkında Yüzüklerin Efendisinde olmayan şeyleri söylemektedir (ve ayrıca Valar hakkında bazı tesadüfi noktalar, onların Orta Dünya üzerine devam eden alakalarını ve burada tartışılmayacak olan kadim bir hatalarını hatırasını içermektedir). En dikkate değer şeyler; Istarinin kendi yüksek ırklarının üyeleri (Valar ırkının) olarak anlatılması ve fiziksel şekil almaları hakkındaki ifadeler.(5) Ayrıca Istarinin Orta Dünyaya gelişinin farklı zamanlarda olması, Cirdanın Gandalfı içlerinde en yüce olarak görmesi, Sarumanın Gandalfın Kırmızı Yüzüke sahip olduğunu bilmesi, kıskançlığı, Radagast hakkında edinilen fikir, onun görevine sadık kalmayışı, Sarumanla Doğuya geçen ama onun aksine hiç geri dönmeyen diğer iki isimsiz Mavi Büyücü, Istari tarikatının üyelerinin sayısı (bilinmediği ama Orta Dünyanın Kuzeyine gelen reislerinin beş tane olduğu yazıyor), Gandalf ve Radagastın isimlerinin açıklaması ve Sindarin ithron çoğul ithryn kelimeleri dikkate değer diğer kısımlar.
Güç Yüzüklerine Dairde Istari ile kısım Yüzüklerin Efendisi Ek Bdeki ifadeye çok benzemektedir; ama Istari hakkında makaleyle örtüşen fazladan bir ifade vardır:
Curunír en yaşlı ve ilk gelendi; ardından Mithrandir ve Radagast geldi ve Orta Dünyanın Doğusuna giden diğer Istari ama onlar bu hikayelerin konusu değillerdir.
Istari ile ilgili kalan yazılar maalesef çoğunlukla okunaksız karalamalardan başka şeyler değil. Ancak aceleyle çizittirilmiş kısa bir hikaye taslağı mevcut. Bu taslakta, Orta Dünyaya üç elçi gönderme kararıyla sonuçlanan ve Manwë tarafından çağrılmış (kim bilir belki danışmak için Eruyu da davet etmişti) Valar divanı anlatılmaktadır. Kim gidebilir? Kudretli ve Saurona denk olmalılar; lakin kudretlerinden feragat etmeliler. Ete ve kemiğe bürünmeliler ki Elfler ve İnsanlarla eşit olup onların itimadını kazanabilsinler. Lakin bu onları tehlikeye sokacak, hikmet ve irfanlarını sönükleştirecek, insaniyetin getirdiği korku, sıkıntı ve yorgunlukla zihinleri bulanacak. Ama sadece iki kişi öne çıktı. Aulë tarafından seçilen Curumo ve Oromënin gönderdiği Alatar. O zaman Manwë Olórinin nerede olduğunu sordu. Ve Olórin griler içinde seyahatten yeni döndüğü halde Divanın kıyısında bir yere geçti ve Manwënin ona ne buyurabileceğini sordu. Manwë üçüncü elçi olarak onun gitmesini arzuladığını söyledi (burada Manwënin tercihini açıklamak için parantez içinde Olórin kalan Eldarın dostuydu denmiştir). Ancak Olórin böyle bir vazife için çok zayıf olduğunu ve Saurondan korktuğunu belirtti. Bunun gitmesi için daha iyi bir neden olacağını söyledi Manwë ve Olórine gitmesini buyurdu (burada üçüncü kelimesini içeren okunaksız yazılar var). Ama işte o zaman Varda baktı ve Üçüncü olarak değil dedi. Ve Curumo bunu hatırladı.
Not, Curumonun Yavannanın ricası üzerine Aiwendili yanına aldığının ve Alatarın da Pallandoyu arkadaşlar olarak aldığının belirtilmesiyle sona eriyor.(6) Aynı döneme ait karalamaların bir başka sayfasında Curumo [Saruman] Yavannayı memnun etmek için Aiwendili [Radagastı] almak zorundaydı denmektedir. Burada aynı zamanda Istariyi Valar isimleriyle ilişkilendiren bazı kabataslak tablolar mevcut: Olórin, Manwë ve Vardayla, Curumo Aulëyle, Aiwendil Yavannayla, Alatar Oromëyle (ama bu yazı Pallandoyu Mandos ve Nienna ile ilişikilendirmektedir).
Az önce aktarılan kısa hikaye ışığında Istari ve Valar arasındaki bu bağlantının anlamı her bir Istarın o Vala tarafından yaradılıştan getirdikleri özelliklerine göre seçildiğidir hatta belki de kendilerini seçen Valanın Maiarı arasındandı her bir Istar; tıpkı Valaquentada Sauron için söylendiği gibi: Başlangıçta Aulënin Maialarından biriydi ve onların ilmini iyi biliyordu (Silmarillion, sf:39). Curumonun (Saruman) Aulë tarafından seçilmiş olması da dikkat çekicidir. Yavanna'nın neden Istari'nin onun yarattığı varlıklara karşı sevgi duymaları için Radagast'ın Saruman'a yoldaşlık etmesini belirgin bir şekilde arzuladığı hakkında hiçbir ipucu yok; ancak Istari hakkında makalede Radagast'ın gönderiliş gayesinin unutup Orta Dünya'da yaşayan vahşi yaratıkların sevdasına düşüp görevini ihmal etmesiyle, onun Yavanna tarafından özellikle seçilmiş olması fikri pek örtüşmemektedir. Dahası hem Istari hakkında makalede hem de Güç Yüzüklerine Dairde Saruman ilk ve yalnız geliyor. Öte yandan Gandalfın Elrondun Divanında bahsettiğine göre Radagastın hoş karşılanmayan yol arkadaşlığının izlerini Sarumanın onu küçümseyişinde görmek mümkün:
Boz Radagast! diye güldü Saruman, artık küçümsemesini gizlemiyordu. Kuş terbiyecisi Radagast! Saf Radagast! Salak Radagast! Yine de ona biçtiğim rolü oynayacak aklı varmış.
Istari hakkında makalede Doğuya geçen ikisinin Ithryn Luin Mavi Büyücülerden başka isimlerinin olmadığı söylense de (tabii ki bu Orta Dünyanın Batısında bir isimleri olmadığı anlamına geliyor) burada Alatar ve Pallando olarak isimlendirilmişler ve Oromë ile ilişkilendirilmişler; ancak bu ilişkinin sebebi verilmemiş. Bütün Valar arasında Oromë, Orta Dünyanın uzak kısımları hakkında büyük bilgi sahibi olduğu için ve Mavi Büyücüler o bölgelere seyahat etmek ve orada kalmakla görevlendirildikleri için olabilir (ama bu tamamıyla bir tahmin sadece).
Istarinin seçimine dair notların Yüzüklerin Efendisi tamamlandıktan sonraki bir tarihe ait olmaları dışında, Istari hakkında makaleyle bağlantısına dair hiçbir kanıt bulamadım.(7) Istari hakkında, yazılanların hepsinden daha sonrasına ait muhtemelen 1972de yazılmış, kabataslak ve kısmen anlaşılmaz notlar dışında başka yazı bilmiyorum:
Onların [Istarinin] hepsinin Maiar olduğunu farz etmeliyiz, yani aynı seviyede olmasalar da bir meleksi ırkın üyeleri onlar. Maiar, vücuda gelebilen ve insansı (özellikle Elfimsi) şekil alabilen ruhlardı. Sarumanın Istarinin reisi olduğu söyleniyordu (örn: bizzat Gandalf tarafından) ki bu Valinor sıralamasında diğerlerinden daha yüksekte olması demekti. Gandalf da açıkça sonrakiydi. Radagast daha güçsüz ve daha az bilge olarak sunulmuştu. Diğer ikisi hakkında Gandalf ve Saruman arasındaki münakaşada Beş Büyücüye değinilmesi dışında, basılmış hiçbir yerde bir şey söylenmemiştir. Bu Maiar, Orta Dünya tarihinin can alıcı bir noktasında Valar tarafından, Doğulu ve Güneylilerden sayıca az olan Batı Elflerinin direnişini güçlendirmek için gönderildi. Her biri vazifeleri için ellerinden gelen her şeyi yapmakta özgürdü. Merkezi bir güç ve hikmet organı olarak birlikte hareket etmemeleri gerekiyordu veya öyle buyrulmuştu. Ve Valar tarafından farklı güç ve eğilimleri doğrultusunda seçilmişlerdi.
Diğer yazılar sadece Gandalf (Olórin, Mithrandir) ile ilgili. Istarinin Valar tarafından seçimi hikayesini bulunduğu o ayrı sayfanın arkasında dikkat çekici şu not bulunmaktadır:
Elendil ve Gil-Galad ortaktı; ama bu Elfler ve İnsanların Son İttifakıydı. Sauronun uğradığı son bozgunda Elfler çarpışma noktasıyla pek alakalı olmamışlardı. Muhtemelen Legolas da Dokuz Yürüyüşçünün sonuncusuydu. Orta Dünyada yaşayan Eldarın en önemlisi olan Galadriel yalnızca hikmet ve iyilikte kuvvetliydi. Mücadelede bir yönetici ve danışman konumunda olup karşı konulamazdı (ruhen ve zihnen) ama cezalandırıcı bir harekette bulunmaktan acizdi. Bütün hadiseleri düşününce Galadriel kendi çapında bir Manwë gibiydi. Yine de Manwë Númenorun Düşüşünden, eski dünyanın kırılmasından, Kutlu Diyarların Dünyanın Daireleriinden ayrılmasından sonra bile yalnızca bir gözlemci olarak kalmamıştı. Valinordan gelen elçilerin Istari (yada Büyücüler) olduğu ve onlar arasında da Gandalfın hem hücum hem savunmanın yöneticisi ve koordinatörü olduğu açıktır.Notlar:(1) İki Kule Kitap 3 Bölüm 8de Saruman birçokları tarafından Ariflerin başı kabul edilirken diye yazmaktadır. Elrondun Divanında (Yüzük Kardeşliği Kitap 2 Bölüm 2) Gandalf açıkça şunu söylemektedir:
Ak Saruman tarikatımızın en ulusudur(2) Gri Limanlarda Cirdanın Ateş Yüzüğünü Gandalfa verirken söylediği sözlerin bir başka türlüsü GüçYüzüklerine Dairde mevcuttur ve Yüzüklerin Efendisi Ek Bdeki sözlere çok benzemektedir (Üçünücü Çağın Yıllarının Öyküsünde)(3) 1958de yazdığı bir mektupta babam öteki ikisi hakkında pek açık şeyler bilmediğini çünkü Orta Dünyanın Kuzeybatısının tarihiyle alakalarının olmadığını söyler. Bence diye yazmış uzak bölgelere, Numenor menzilinden çok daha uzaklara, Doğuya ve Güneye elçiler olarak gittiler. Düşman işgalindeki bölgelere misyonerler olarak. Başarılı oldular mı bilmiyorum; ama korkarım ki tıpkı Saruman gibi ama başka şekillerde onlar da olamadılar. Sauronun düşüşünden daha fazla dayanan gizli kültlerin ve büyü geleneklerinin kurucuları olduklarından şüpheleniyorum.(4) Istarinin isimleri üzerine çok yeni bir notta Radagastın Anduin Vadileri İnsanlarının dilinden geldiği ve tam olarak çevrilebilir olmadığı yazmaktadır. Yüzük Kardeşliğinde (Kitap 2 Bölüm 2) Radagastın Eski Evi olarak bahsedilen Rhosgobel Eski Orman Yolu ile Carrock arasındaki ormanda bulunmaktaydı.(5)alaquentadaki Olórin bahsinden anlaşıldığı üzere Istari Maiardı çünkü Olórin Gandalf idi.(6)Curumo, Saruman`ın başka hiçbir yerde geçmeyen Quenya adı olarak anlaşılıyor, Curunír ise Sindarin şekli. Saruman (Kuzey İnsanlarıı arasındaki adı) hüner, kurnaz, kurnaz aygıt anlamına gelen Anglo-Sakson searu, saru kelimesini içeriyor. Nevrasttaki Linaewen kuş gölü gibi Aiwendil de kuşların dostu anlamına gelmelidir. Radagastın anlamı için önceki sayfalardaki açıklamalara ve dipnot 4e bakın. Pallando yazım farkılığı olsa da palantir ve Aldarionun gemisi Pallaran Uzakta Gezinen deki palan uzak kelimesini içeriyor olabilir. (7) 1956da yazdığı bir mektupta babam Yüzüklerin Efendisinde gerçekte yani kendi düzleminde (İkincil yada yaratım-altı gerçeklikte) olmayan şeylere neredeyse hiç atıf yoktur. Demiş ve dipnot olarak şunu eklemiş: Kraliçe Berúthielin kedileri ve diğer iki büyücünün (beş eksi Saruman, Gandalf, Radagast) isimleri bütün hatırladıklarım (Moriada Aragorn Gandalf için Zifiri karanlık bir gecede evinin yolunu bulma konusunda Kraliçe Berúthielin kedileri bile onunla boy ölçüşemez. Demiştir (Yüzük Kardeşliği Kitap 2 Bölüm 4)
Aslında Kraliçe Berúthielin hikayesi de mevcuttur ama yalnızca çok eski bir taslak halinde ve bazı kısımları okunaksız. Gondorun 12. kralı (Üçüncü Çağ 830-913) Gemi Krallarının ilki ve çocuksuz ilk kral olan Falastur Kıyıların Efendisi adıyla taç giyen Tarannonun alçak, yalnız ve sevgisiz karısıydı. Berúthiel denizin kokusu ve sesinden ve Pelargirin aşağısında Tarannonun yaptırdığı ayakları Ehtir Anduinin geniş sularının derinliklerindeki kemerlerin üzerindeki evden nefret ederek Osgiliathdaki Kralın Sarayında yaşadı. Yapılan her şeyden, bütün renklerden, özenle işlenmiş süslerden nefret ederdi. Sadece siyah ve gümüşi giyinir, bomboşsalonlarda ve Osgiliathdaki sarayın selvi ve porsuk ağaçları altında şekilsiz heykellerle dolu bahçesinde yaşardı. Dokuz siyah bir de beyaz kedisi vardı. Onun köleleriydiler. Onlarla sohbet eder, onların zihinlerini okur, onları Gondorun karanlık sırlarını keşfetmeleri için gönderirdi. Böylece insanların hep saklı kalmasını arzuladıkları şeyleri bilirdi. Beyaz kediyi siyahların peşinde casusluk yapması için gönderir ve onlara işkence yapardı. Gondorda kimse onlara dokunmaya cesaret edemezdi. Onlardan korkarlar ve geçtiklerini gördükleri zaman lanet okurlardı. Bu özel yazının devamı çoğunlukla okunaksız ancak sonu dışında: Adı Kralların Kitabından silinmiş (ama insanların hatıraları kitaplarda kapalı kalmaz ve Kraliçe Berúthielin kedileri asla insanların konuşmalarından kaybolmadı) ve kedileriyle birlikte Kral Tarannon tarafından bir gemiye bindirilerek kuzey rüzgarında denize bırakılmış. Gemi son olarak hilalli bir gecede direkucunda ve pruvada gemiaslanı olarak birer kedi bulunduğu halde hızla Umbarı geçerken görülmüş."
|
| |
Oturum Aç
|
Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.
|
|
Re: Istari Hakkında - 1 (Puan: 1) Gönderen Beldaran Tarih: Haziran 17, 2005 - 15:03:00 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Eline sağlık Zaman gezgini..Ne kadar uğraştığını biliyorum bunula..Bu proje çok güzel gidiyor..Sonra noterde tasddikeleylim bunu:) |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
- Berutiel Gönderen Elnaen Tarih: Haziran 17, 2005 - 19:06:44
- Re: Berutiel Gönderen zaman_gezgini Tarih: Haziran 19, 2005 - 16:47:30
Re: Istari Hakkında - 1 (Puan: 1) Gönderen Anduril90 Tarih: Haziran 29, 2005 - 23:10:55 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | İstariler en iyi böyle açıklanabilirdi.Eline sağlık |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Istari Hakkında - 1 (Puan: 1) Gönderen anaglareb (utku@yuzuklerinefendisi.com) Tarih: Haziran 19, 2005 - 20:04:09 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) http://www.ardalogy.net | Çevirilerin nasıl olması nasıl yapılması nasıl düzenlemesi gerektiğine dair mükemmel bir örnektir. Çok güzel çok bilgilendirici. Eline sağlık... |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Istari Hakkında - 1 (Puan: 1) Gönderen Turambar80 Tarih: Haziran 19, 2005 - 20:39:08 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Ne diyebilirim ki!!!! Sanki bir üniversitenin, bir profesöre bir konuyu araştırması söylenmiş, profesör de(bu sen oluyosun ;) ) uzun uğraşlar sonucu elde ettiği verileri kurula sunuyomuş gibi....gerçekten mükemmel bir yazı,tebrikleri hakeden bir uğraş...eline beynine ve Orta Dünya sevgine sağlık........ |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Istari Hakkında - 1 (Puan: 1) Gönderen Turambar80 Tarih: Haziran 19, 2005 - 20:40:33 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | meraktan çatlamamızı istemiyosan çabucak ikincisini de gönder ;))))))) |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Istari Hakkında - 1 (Puan: 1) Gönderen boo_rock5 Tarih: Haziran 30, 2005 - 20:36:56 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Sevgili zaman_gezgini kardeşim...Özene bözene hazırlamışsın gerçekten çk iyi ve güzel bir çalışma olmuş...Ayrıca bu gibi önemli bir konuyu daha da aydınlattığın için de ayrı bir teşekkür..... |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Istari Hakkında - 1 (Puan: 1) Gönderen Furcifer Tarih: Haziran 22, 2005 - 00:45:50 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Bu bilgileri bizlerle paylaştığın için sana çok teşekkür ediyorumbilmediğim birçok şeyi öğrendim.
Yazının devamını da sabırsızlıkla bekliyorum. Saygılar... |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Istari Hakkında - 1 (Puan: 1) Gönderen Niniel (sereia86@hotmail.com) Tarih: Haziran 21, 2005 - 14:58:26 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Zaman_Gezgini ve bu projede emeği geçen herkesin ellerine sağlık... |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Istari Hakkında - 1 (Puan: 1) Gönderen olorin37 Tarih: Mart 11, 2006 - 21:11:55 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | zaman gezgini kardeşim, süper bi çalışma olmuş.Kim bilir ne kadar uğraştın bunla.Mütiş olmuş. Sadece şunu sormak istiyorum. Bu bilgilere nasıl ulaştın??? Bu bilgilere ulaşma yolunu bnlede paylaşırsan minnettar olurum ! |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Istari Hakkında - 1 (Puan: 1) Gönderen siyahgiyenadam Tarih: Mayıs 04, 2006 - 22:27:20 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | saol arkadşım okudum ve hayran kaldım yüreğine emğine sağlık...biliyormusun bu kitapla ilgili her ayrıntı insana zevk veriyor...
saygılarımla... |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
|