Yuzuklerin Efendisi / Turkiye LOTR / Turkey

greensleeves göndermiş "Sevgili arkadaşlar,

Oscar döneminde çok tartışılan "kast" konusuna eğilmeye karar verdim. Evet, bu sorunu hep birlikte çözeceğiz:P Yalnız, LOTR'in çok geniş bir kadrosu olduğu için yazılarımı dizi halinde sunmayı doğru buldum. Alfabetik olarak 3'er 3'er yazacağım her hafta. Bu haftaki karakterlerimiz Aragorn, Arwen ve Arpadam Kaymakpürüzü.

Önceliği, herkesin üstünde uzun uzun durduğu, pek çok olumlu/olumsuz eleştiri alan Viggo Mortensen'e veriyorum. Zaten alfabeye bağlı kalacaksak, sıra onun:) İlk iki filmde Viggo, tam olması gerektiği gibi, gördüğümüz görebileceğimiz en iyi kolculardan biriydi. Onun bu tutuk-gizemli havası, birçokları tarafından "yetersizlik" olarak algılanmışsa da aslında o tam olması gerektiği gibi arka planda kalan bir kolcuydu. Gizeminin amacına ulaştığını söylersek yalan olmaz, zira adam dünyanın sayılı "seksi" erkeklerinden biri seçildi. Eh pek yakışıklı olmadığını düşünürsek... Karizmasının inkar edilmez boyutları olduğu bir gerçek. Yine de amacımız, popülist takılıp, Viggo'nun karizmasını övmek değil. Ayrıca, oyunculuğuyla da yeterince övgü alacağına inandığım bir aktör kendisi.

Savaş sahnelerinde yönetmenin de tercihi olarak biraz fazla cesur davrandığını söyleyebiliriz. Yine de oyunculuğun savaş sahnesi çekmek demek olmadığını hepimiz biliriz. Bence bir oyuncunun kalitesini, karakterini canlandırırken veridiği ayrıntılar belirler. Bu noktada "alt metin" kavramıyla karşılaşıyoruz, ki bu da Viggo Mortensen'in bu role neden uygun olduğunu iyi açıklıyor. Özellikle İki Kule'de tepe noktası ulaşan bir detay oyunculuğu vardı, gözlerden kaçmaması gereken. Oyunculukta bir önemli konu da beden dilidir. Bu anlamda da yetersiz bir Aragorn gördüğümü hatırlamıyorum. Oyunculuk üçüncü filme kadar aynı doğrultuda ilerledi ve genel olarak istikrarlıydı; ama nedense kral Aragorn'a bir türlü ısınamadım ben. Elbette saç, sakal, kostüm ve makyajın değişmesini yadırgamış olabilirim. Ancak bu filmde -krallığıa layık başkaları da varken- taç giyme töreninin zayıf kaldığını düşündüm. Askerlerinin başında Kara Kapı önündeki kral gitmiş, yerine pısırık, pasif bir adam gelmişti. Ayrıca, PJ ve görüntü yönetmeninin de bu bölümde büyük eksiği olduğunu düşünüyorum. Koskoca kral olmuş, taç giymiş adamı sen nasıl olur da göğüsten çekersin kardeşim! Ya portre al, ya da en iyisi boydan ver! Her neyse, sonuçta Aragorn gibi zor bir karakteri, üstelik bu denli göz önünde olarak, canlandırmak her yiğidin harcı olmasa gerek.

Filmin "ağır toplarından" Arwen'e, yani Liv'imize, gelince... Filme ticari amaçlarla dahil olduğunu düşünsem ve bu nedenle kendisine önyargıyla yaklaşsam da, kendine düşeni hem ticari anlamda hem de sanatsal anlamda yeterince yaptığına inanıyorum. Ciddi anlamda oyunculuk gerektiren 1-2 sahnesi olmasına karşın bence azımsanmayacak bir hali vardı. Zırt pırt görüntüye girmesi gibi bir dezavantajı taşıdı 3 film boyunca. Eh, kolay mı günah keçisi olmak! Yine de kusursuz makyajıyla birlikte gerçek bir "güzel"di (Kahretsin ya! Hatun taş gibi!). Kamera sürekli yüzünü çektiği için beden dili konusunda yorum yapmak yanlış olur; ama mimiklerini sınırlı rolüne karşın başarılı buldum; özellikle de "It was a gift. Keep it!" bölümünü...

Bu hafta son olarak filmin yan karakterlerinden Arpadam Kaymakpürüzü, yani David Weatherley'in üstünde duracağım: Şişman hancı, en sevdiğim yardımcı karakterlerden biriydi. Özellikle yüzünü, mimiklerini çok iyi kullanışıyla "Ben aktörüm" diyordu. Açıkçası tam Kaymakpürüzü olarak yaratılmıştı! Nazgulların içeri girişi sırasında, gözlerindeki korkuyu okumak ve yaşamak hiç de zor değildi. Bu anlamda, rolünü yaşayanlardan biridir diyorum:)

Şu ana kadar değerlendirdiğim 3 oyuncunun hiçbiri için "Oscar'lıktır" diyememiş olsam da, pek çok filmde izlediğimden daha ÖZENLİ yaratılmış karakterler olduklarını iddia edebilirim. Bundan aldığım feyzle, kastı değerlendirmeye devam edeceğim.

Haftaya: Bilbo, Boromir ve Celeborn..."