Yuzuklerin Efendisi / Turkiye LOTR / Turkey

Evet bugün (13.Aralık) itibari ile Orta Dünya ziyaretçileri arasına katıldım. Ve kendimde hayretler içerisindeyim ki mutluyum! Film yüzüklerin yapılış hikayesi ile başlıyor. İsildur tarafından Sauron dan alınması ve Karanlıkların Efendisi ile ordularının dağılışı ile sizi ve kitapların filme çekilmesinin üzerinizde oluşturmuş olması olası huzursuzluğunuzu da dağıtıyor. Shire a giriyorsunuz sonra ve boncuk mavisi gözleri olan bir Hobbit olan Frodo ile tanışıyorsunuz. Yok yok heyecanlanmayın filmin hepsini kaleme alacak değilim. Ama sanırım hemen hemen ezberledim bile J. Yine de anlatmayacağım, gidilmeli ve yaşanmalı kendinizce o güzel duygu. Kimseyi bundan mahrum etmeye hakkım olmadığını biliyorum. Sadece söylemeden edemeyeceğim Shire cennet ile neredeyse aynı kefede idi. Etrafımdakilerden bir memnunluk fısıldaması yayıldı Shire ın görüntüleri ile birlikte. Ve Orta Dünya ya çekip aldılar her birimizi... Önceleri filmin çekilmiş olmasına hemen yüreğim itiraz etmişti. Nasıl olabilirdi ki? Bu kadar detaylı, dillerine kadar her ayrıntı düşünülerek yaratılmış ve yazılmış bir yığın kelime nasıl olur da kusursuzca insan elinde şekil bulabilirdi ki? Kelimelerle yaratabileceğiniz sayısız şey vardır. Ama ya bunu cisimleştirmek? İçimi inanılmaz bir kuşkunun korkusu ve tepkisi sarmış bir halde bekliyordum filmi. Kimi zaman ahh keşke kitabı okumamış olsaydım cümlesini sarfedenlerle, kimi zaman daha çok erken bu kitapların film haline getirilmesi için diyenlerle aynı yollara sapmış olduğumu gizleyemeyeceğim. Ama şimdi, filmi izledikten sonra gönül rahatlığıyla söylüyorum: İyi ki kitapları okumuşum.

Kafamda kendi hayalimde canlanan kişiliklerin ve Orta Dünya nın kimi zaman benimkilerle eş, ama inanın ki kimi zaman çok daha güzel bir şekilde ifade edildiklerini gördüm. Tüm detayları anımsadım durdum ve bu filmi çok daha anlamlı yaptı benim için. Ve yine filmden sonra düşünüyorum da hayır! Daha çok beklenerek daha iyi bir film çekilebilirdi cümlesi sadece art niyetli bir düşünce gibi geliyor bana. Yok böyle bir şey. Hiçbir zaman bir yazılanı (hele bu kadar teferruatlı ise) bire bir cisimlendirmek, hayata geçirmek mümkün olmayacaktır. Ancak her zaman için elinizden gelenin en iyisini yapabilirsiniz. Ve ben bunun yapıldığına ikna oldum diyebilirim. Filmin ilk yarısının sonunda harika bir hikaye, ama kitap başka film başka demiştim. İkinci yarıdan sonra evet! ikna oldum. Film çok güzel. Elbette kitap ile film arasında bir çok farklılık var. Ama filmi birebir kitap ile karşılaştırmanın bu filmin yapımında çalışan herkese haksızlık yapmak olacağı inancındayım. O yüzden ufak tefek değişikliklerin ( Bilbo nun yüzüğü bir zarf içinde bırakmak yerine elinden düşürdüğü yerden almadan arkasını dönüp gitmesi ve Frodo nun yüzüğü yerde bularak Gandalf ın uzattığı zarfa koyarak saklaması gibi) çok önemli olduğunu düşünmüyorum. Tom Bombadil in olmamasını zamanın ve paranın yeterli olmamasına bağlayan fikir bana hiç de kötü gelmiyor. Evet kolay olmazdı. Yine de filmde beni şaşırtan ve keşke Yi aklıma sokan bir yer vardı: Arwen in Frodoyu Yüzük Tayflarından kurtarması. Ve nehrin kabarmasını sanki Arwenin kendisi yapıyormuş gibi gösterilmesi... Arwen savaşçı bir elf kızı değildi gerçekte. Arwen ölümsüzlüğünü aşkına adayabilecek denli sevgiye önem veren, senelerce yaşadıkları ile bilge, güzelliği ve inceliği ile dillere destan ve son kitaba kadar sadece söylemlerle gelen ulaşılmaz bir elf kızıydı. Akşam Yıldızı ydı ki en son o parlıyordu krallığın üzerinde. Yine de bu bile benim filmin yapımında emeği geçen herkesi yürekten tebrik etmemi engelleyecek değil. Film için bir seneryo gerekir. Ve bu filmde gördüğümüz eksikliklerin bir çoğunun (Galadrielin her yüzük kardeşliği üyesine bir hediye vermesi gibi) diğer filmlerde yeri geldikçe geri dönüşler, hatırlamalar ile giderileceğini düşünüyorum. Sonuçta filmi seyrettikten sonra bu filmi çekmenin düşündüğümden de büyük bir cesaret gerektirdiğini hissettim iliklerime kadar. Tekrar tebrik ve teşekkür ediyorum film ekibine. Bir yüzük dostu olarak. Bir sinema eleştirmeni değilim. Ve sinema eleştirmeni gözü ile yapılan bir değerlendirme değil bu. Ben bir izleyici, okuyucu ve bir yüzük dostu olarak filmi yorumlayabilirim ancak. Şimdi eminim ki bir çok kişi filmi izledikten sonra Yüzüklerin Efendisi üçlemesini okumak isteceyek. Aynı filmi izlemeye birlikte gittiğim ama ikinci kitabın yarısına kadar okuyabilmiş olan arkadaşımın hissettiğini hissedecekler okumayanlar ya da okumaya başlayıp bitirmeyenler. Arkadaşım: Eve gidip şu kitapları bir an önce okumaya başlamalıyım! dedi bana J. Bense dönüp: Hemen bir bilet almalıyım 21 Aralık tan sonraya dedim. Evet bir kere, hatta birkaç kere daha seyredebilirim. Şöyle sakin kalabalık olmayan bir sinemada, yine dublajsız olarak, Yüzük Kardeşliği ile buluşmaya gidebilirim. Tabii ki ilk merakını gidermek için öncelikle 21 Aralık ta gitmeyi denemeli insan. Ama siz de sakin, huzurlu bir seansa daha ihtiyaç duyacaksınız diye düşünüyorum. O halde ; Orta Dünya da buluşmak üzere Dostçe, sevgiyle kalın yüzük dostları (IMLADRIS)