Yuzuklerin Efendisi / Turkiye LOTR / Turkey

Fireforge göndermiş " Kelmar,kral 4.bölüm

Anarion

Kraliçe, babasının kollarında uyuyan küçük çocuğa kıskançlıkla bakıyordu.Kendi içinde kral tarafından sevilmediğini ve bu güzel salonların, tahtın, asanın, mücehverlerinin, hepsinin boş olduğunu onun tek istediğinin sevgi olduğunu ama bunu asla bulamadığını bulamayacağını biliyordu ve tek yapması gereken öc almaktı.Kralına, Gondora dünyaya kadınların istedikleri zaman çok güçlü olabileceklerini sadece sevgi ve öc alma duygusu için sorumluklarını unutabileceklerini anlatacaktı ve

bunda kararlıydı.....

Ermiş cübbesini değiştirmiş gir yi çıkarıp maviyi giymişti.Mavi başlık mum ateşinde parlıyor Gondorun devasa kütüphanesinde neredeyse yüzyıl önce Gandalfın oturduğu sandalyede oturuyor onun Tek için yaptığı araştırmayı gerçekleştirdiği masada parşomenine yazıyordu.

.

Kara bulutlar baba,dünyayı tehtit eden sende görüyorsun değil mi? Bana bunu durdurabilme güzü vermişken neden baba yapamıyorum.Orta Dünyada dönen herşeyi bilmenin ancak öğüt vermekten başka bir şey yapamamın bana ne kadar acı verdiğini bilirmisin baba.Benden öncekiler yapmıştı ben neden yapamıyorum?

Ak sakaldan düşen bir damla gözyaşı sarı parşömenin tam ortasında düştü.Ermiş mumu söndürdü parşomeni orda bıraktı cevabı bu gece uyurken göreceğini biliyordu.Devasa kütüphaneden uluyan rüzgarla birlikte uzaklaştı.Mavi cübbe rüzgarla uçuşuyor uçuşurkende havayı yırtan bir uğultu yaratıyordu.Deri çizmeler ses çıkarmadan ilerledi ve sarayın kapısının önünde durdu.Kahverengi, insanı içine çeken gözler kapıdaki muhafıza baktı.Hiç söz söylenmedi sadece kapının açılışı duyuldu.Tekrar çizme sesleri.Bu sefer salondan Kelmarın odasına doğru.Merdivenleri çıktı kadim kişi.Anarionun odasında kapıdaki şovalyeleri ve açık kapıdan hizmetçilerin küçük prensi uyutmaya çalışmalarını gördü.Şovalyeye kısa bir selam verdi ve Kelmarın odasına girdi.

Oda devasa boyutlardaydı ve Kelmarın gücünü, haşmetini yansıtıyordu.Altın bir avize duvarda rahatça duruyor, üç trollun içine sığabileeği kadar büyük ve görkemli yarağın arkasında duran şovalye zırhına görüntüsünü yansıtıyordu.Koltukların çevresinde mumlar vardı.Kelmar karanlığı sevmez hatta ondan korkardı ve Kral korktuğu şeyleri kesinlike yıkardı bu kendisi olsa bile.

Selamlar, kralım dedi ermiş.Kralın mavi gözlerini üzerinde hissederken.Kral kılıcını ve zırhını çıkarmış pahalı kıyafetleri ile yatağın üzerinde oturmuş düşünüyordu oğlu doğdunda sorumluklarının artığını ve Anarion büyüyene kadar kapısına dayanmış olan savaştan nasılkçması gerektiğini.Bu sefer aradığı heyecanı bulmuştu ama bu Gondorun sonu olabilrdi.Ak kuleler yıkılabilir, Ağaç fidesi kalmayacak şekilde yakılabilrdi.Dünyanın belki de hiç görmediği bir dehşet vardı başlarında ve elfler yoktu yanında.

Ermiş dedi galiba bu seferki gerçekten ulu bir savaş olucak ne dersin?

Haklısın kral Sauronla olan bu savaşın yanında sadece bir anteraman olarak anılacak.Bu sefer düşman tek değil 6 ve bu sefer orklar piyon değil asker.Onlardan korkmayı öğrenmeliyiz, efendim.Yanımızda Noldor olmayacak bu sefer ve Orklardan korkmayı öğrenmemiz gerktiği gibi Dağın Halkına güvenmeyide öğrenmeliyiz.

Anarion terk edilmiş köyde atını sürdü.Babasının mavi gözlerine kendisine kutsal annesinden kalan sivri kulaklara sahipti.Kusursuz bir gençlik geçirmişti.Eğlenmiş, ağlamış, savaşmış, hayatı ve yaklaşan savaşı öğrenmişti.Gondorun iyi silah ustalarından kılıç kullanmayı, cücelerden kazmayı ve çalışmayı en önemlisi içmeyi öğrenmişti.

Büyükbabasından kralın ermişi- saygıyı sevgiyi, bilgeliği oğrenmişti.Azametli,güçlü ve korkusuzdu.Geçmişin Dunedain krallarına benziyordu.Atın üzerinde elinde Narsille Aragornu andırıyordu.Anarion belkide Dunedainin yetiştirdiği en büyük güce sahip prensti.Daha 18 yaşındayken gece kampa saldıran bir trolu devirmişti.Onda hem Noldorun hem Dunedainin kanı vardı.Feanorun hırsına Aragornun gücüne Fingolfinin azametine sahipti ama bu onu hiçbir zaman şımartmamıştı.Her Gondorlunun gittiği okullara gitti -nlardan tek fazlası ders aldığı dövüşçünün babası yani Gondorun en iyisi olmasıydı-.Moriada karanlıkta cücelerle şarkılar söyledi, madenlede mithril aradı yorgunluktan ölmüş olsada her günün sonunda kupasını memnuniyetle yudumladı.Ormanlarda dolaşan ufak tefek elf topluluklarını Cirdanın limanlarına kadar eşlik etti.Onladan Orta Dünya tarihini, ilmini,irfanını öğrendi.Eriadorda hobbitlerle neşeli vakitler geçirdi,bilmecelere cevap verdi, bilmceler sordu.Düşmanlarını tanıdı onlara saygı gösterdi.

Ve Anarion 25 senelil ömründe ilk kez yalnızdı atıyla birlikte bu köyde.Yağmur çiselemeye başlarken yanmış köyün meydanında yaşayan olup olmadığına bakıyordu.Anarion cevabı biliyor ama itiraf edemiyordu burayı neyin bu hale getirdiğni.Kadim rüyalar gerçek oluyordu ve Kral uyarılmalıydı.At aniden geriye döndü ve dörtnala uzaklaştı köyden yağmur atın hızıyla yaraşır şekilde yağarken.....

Arkadaşlar bu bölüm için de yorumlarınızı bekliyorum.ışıkla kAlın

"